Zeytin, Tarımda Kadın ve Bedeni Üzerine Bir Sosyal Film Projesi
Türkiye’de zeytinin, kültürel mirasın, beden kültürünün ve tarımda kadının rolü üzerine oluşturulmuş bir kısa film projesi olan Zeytin filminin ilk fiziki toplu gösterimi 10 Mayıs’ta gerçekleştirildi.
Ocak ayında çevrim içi platformlarda izleyiciyle buluşan Zeytin filmini, kültür sanat ve basındaki isimler izledi. Gösterimi takiben filmin ekibiyle bir sohbet toplantısı düzenlendi.
Film, Mardin, Marmara ve Muğla olmak üzere, her bölgeden 2 kadın çiftçinin katılımıyla toplamda 6 kadın çiftçinin hayatına yer veriyor.
MILKist yapımcılığında, Kıvılcım Akay yönetmenliğinde ve Tolgahan Tombaş’ın görüntü yönetmenliğinde hazırlanan film, bir sosyal tasarım projesi olarak konumlandırılıyor.
Doğal ve kültürel değerleri, zeytin çiftçiliği yapan kadınları merkeze alarak anlatan Zeytin filmi; Koç Üniversitesi, Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÇ-KAM), UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü ve UN WOMEN Türkiye’nin destekleriyle hayata geçirildi.
Açılış konuşmalarında filmin yapımcısı MILKist’in kurucu direktörü Birnur Birtane, filmin merkezine aldığı 6 kadın çiftçinin el değmemiş topraklarda ve ağaçlarda eski usül hasat geleneklerini devam ettirdiklerini, yalnızca toprağı değil, zeytin florasını da bir kültürel miras olarak en saf haliyle korumaya devam ettiklerini ifade etti. “Korunan yalnızca bitki örtüsü değil aynı zamanda hasat biçimi de. Antik dönemden günümüze ulaşabilmiş en eski zeytin hasadı tasvirlerine baktığımızda da filmde gördüğümüz aynı bedensel jestleri görürüz ve bu evrenseldir. Yani yüzyıllar içerisinde unutulmamış, insanın kas hafızasına yerleşmiş, kendiliğinde gelişmiş bir koreografidir bu.” diyerek, tarımdaki kadın bedeninin olağanüstü gücünün samimi, özgün ve cesur bir dille anlatıldığını vurguladı.
UN WOMEN Türkiye Proje Koordinatörü Sinem Aydın açılış konuşmasında şunları söyledi: “Kırsal kesimde yaşayan kadınlar, ekonomik, çevresel ve sosyal değişimin sağlanmasında önemli bir yol oynuyor. Üretimden gıdanın işlenmesine ve dağıtılmasına kadar, ücretli ve ücretsiz aile işçileri olarak ailelerini, topluluklarını ve dünyaya önemli bir gıda kaynağı sağlıyorlar. Kırsal kesimde yaşayan kadınların güçlenmelerinin desteklemesi ekonomik verimlilik ve sürdürülebilir kalkınma için önem taşıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olarak, kırsal kesimdeki kadınların, gıda ve beslenme güvenliğinin iyileştirilmesi ve daha iyi kırsal geçim kaynakları da dahil olmak üzere yaşamlarını etkileyen tüm konularda yasaların, stratejilerin, politikaların ve programların şekillendirilmesi için çalışıyoruz.”
Zeytin, Nurşan Güneş’in mucize üzerine olan anlatımına, Gamze Deniz’in şifa hikayesine, Huri Can’ın vizyoner bakışına, Havva Değirmenci’nin yoktan var edişine, Ayşe Güneş’in kendini tarlasındaki bitkilerle bir görüşüne ve Beyza Aydın’ın zeytinin iyilikleri temsil ettiğine dair olan anlatımını izlediğimiz filmde zeytin ağaçları yalnızca bitki örtüsünü değil insanın varoluşuna dair inceliklerini de temsil ediyor.
Gösterimi takiben gerçekleşen söyleşide, Yönetmen Kıvılcım Akay “Zeytinin, filmin anlamı benim için her gün daha da derinleşiyor ve büyüyor. Üretimin, doğayla aynı dili konuşabilmenin insanı bilgeleştirdiğini kavradığım bir deneyimdi. Bir ağacın da tıpkı insan gibi, bir ruha sahip olduğuna tanıklık etmek tarifsiz bir duygu” diyerek filmin yönetmenliğini üstlenmedeki duygularını ifade etti.
Görüntü Yönetmeni Tolgahan Tombaş, “Bu hikayenin bir parçası olmak benim için son derece gurur verici bir deneyimdi. Dinleyip anlamanın, anlatmanın oldukça önemli olduğu bir dönemde böyle özümüzü temsil eden bir hikayenin yaratımında var olduğum için çok mutluyum.” diyerek filmle ilgili düşüncelerini belirtti.
Performans Sanatçısı/Dans Terapisti Ekin Bernay da sözlerinde, “Bu film benim için dönüştürücü oldu. Hikayeleri, güçleri ve duruşlarıyla bana ilham veren kadınlarla dünyanın en güzel köşelerinde kutsal zeytinin altında buluştuk. Onlardan çok şey öğrendim ve beden üzerinden bir dili konuşabilmek eşsiz bir deneyimdi. Birlikte özgürleşmek hiç gitmediğimiz yerlere adım atmaya benziyordu.” Şeklindeki açıklamalarına yer verdi.