Tasarımcı Zeynep Erol, Mısır gezisinden ilham alarak tasarladığı yeni koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor.
Tasarımcı, “Kadim Mısır” adını taşıyan sergisiyle, geçmişten günümüze insanoğlunun bitmeyen yolculuğunu ve Mısır’ın büyülü dünyasını tasarımlarına yansıtıyor.
Özgün ve sanatsal takı tasarımcısı Zeynep Erol, büyülü Mısır gezisinden ilham alarak hazırladığı yeni koleksiyonunu Kadim Mısır sergisiyle sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Mısır’ın mistik geçmişi ile kendi iç dünyasını keşfetme yolculuğuna çıkan tasarımcı, bu özel koleksiyonla Kadim Mısır’ın büyüleyici sembollerini takılarına yansıtıyor.
Yaklaşık 50’yi aşkın takıdan oluşan koleksiyon, Mısır’ın kadim sembollerini, zengin kültürünü ve gizemli tarihini yansıtıyor. Erol, lapis, turkuvaz, kum rengi, akik ve mercan taşlarının yanı sıra elmas ve pırlantanın da hakim olduğu koleksiyonuyla, insanlık tarihini piramitler, duvar resimleri, hiyeroglifler üzerinden anlatan Mısır’ın hikayesini tasarımları üzerinden anlatıyor. Tasarımlarının her biri sanat eseri niteliği taşıyan Zeynep Erol, koleksiyonun en dikkat çekici özelliğinin ise sembollerin kendi iç dünyamızla paralellik göstermesi olarak belirtiyor.
Kadim Mısır’ın büyüleyici sembolleri ilham oldu
Zeynep Erol’un Mısır üzerine koleksiyon tasarlamasının ilhamı birçok koleksiyonunda olduğu gibi bir seyahat öyküsüne dayanıyor. Erol bu seyahati ve sonrasındaki koleksiyonun hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “Nil gezisi seyahatim tüm içsel yolculuklarım gibi beni derinden etkiledi. Bu seyahatle geçen sene Mısır’ın benim için aslında ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Yaklaşık 20 yıl önce seyrettiğim Mısır Prensi filmini neden zaman zaman rüyalarımda gördüğümü yeni anladım. Mısır, insanlığın kökenlerini ve kadim bilgeliğini temsil eden bir yer ve tüm sembolleri kendi DNA’mızla örtüşüyor. Duvar resimlerinden gördüklerim bana hiçbir şeyin tesadüf olmadığını bir kez daha kanıtladı. Örneğin antik Mısır tasvirlerinde yer alan Horus’un gözü, üçüncü gözümüz ile aynı form, sonsuz yaşamın simgesi olan Ankh anahtarı, kollarını açmış insan formu ile birebir örtüşüyor. Fark etmeksizin uzun zamandan beri belleğime kazınmış olan, bana ilham veren bu hikâyeyi şimdi takılarıma yansıtıyorum”