İZTO Meclis Üyesi Abdulhakim Bingöl: ‘Yerel Medya Demokrasinin Güvencesidir’”
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Medya ve Fotoğrafçılık Komitesi’nin düzenlediği “İzmir’de Medya Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” toplantısında, yerel medya sektörünün karşı karşıya olduğu sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri detaylı bir şekilde tartışıldı. İZTO Çok Amaçlı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlik, medya sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirdi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Ticaret Odası (40. Medya ve Fotoğrafçılık Komitesi) Meclis Üyesi Abdulhakim Bingöl, yerel medyanın demokrasinin temel taşı olduğunu vurgulayarak, medyanın sürdürülebilirliği için kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.
“MEDYA TOPLUMUN SESİ VE DEMOKRASİNİN GÜVENCESİDİR”
Konuşmasında yerel medyanın önemine değinen Abdulhakim Bingöl, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü haftasında gerçekleştirdiğimiz bu toplantının, gazetecilik mesleğinin sorunlarını daha güçlü bir şekilde ele almamız ve çözüm yollarını birlikte aramamız açısından özel bir anlam taşıdığına inanıyorum. Bu vesileyle, gece gündüz demeden çalışan tüm basın emekçilerimizin gününü kutluyor ve kendilerine şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Bingöl, konuşmasında İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’e teşekkür ederek, yerel medya sorunlarına yönelik duyarlılığını ve destekleyici politikalarını takdir ettiğini dile getirdi.
“YEREL MEDYA BÜYÜK BİR TEHDİT ALTINDA”
Medyanın toplumun doğru bilgiye ulaşmasında ve demokratik değerlerin korunmasında hayati bir rol oynadığını belirten Bingöl, yerel medyanın karşılaştığı ekonomik ve yapısal sorunlara dikkat çekti. Artan kâğıt maliyetleri, azalan resmi ilan gelirleri ve dijitalleşme baskısının yerel medyayı büyük bir tehdit altına aldığını ifade etti.
Bingöl’ün vurguladığı sorunlardan bazıları şunlardı:
- Yerel gazeteler: Artan kâğıt maliyetleri ve azalan resmi ilan gelirleri nedeniyle sürdürülebilirliklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya.
- Radyolar: Reklam gelirlerindeki azalma ve dijitalleşme süreçlerine uyum sağlama zorlukları, radyoların devamlılığını tehdit ediyor.
- Televizyonlar: Yüksek uydu kiraları ve içerik üretim maliyetleri, yerel televizyon kanallarının özgün içerik üretmesini zorlaştırıyor.
- Dijital medya: Resmi ilan alamayan internet siteleri, dijital reklam pastasındaki eşitsizlik nedeniyle ciddi gelir kayıpları yaşıyor.
Bingöl, bu sorunların çözümü için sektör genelinde iş birliği yapılması gerektiğini vurgulayarak, şu önerilerde bulundu:
“YEREL MEDYAYI DESTEKLEMEK, DEMOKRASİYE YATIRIMDIR”
- Resmi İlan Fiyatlarının Artırılması: Artan kâğıt ve baskı maliyetleri dikkate alınarak, Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan fiyatlarını güncellemesi gerekiyor.
- Reklam ve İlan Desteği: Kamu kurumlarının tasarruf genelgesi bahanesiyle reklam bütçelerini kısmaktan kaçınması, yerel medyanın ayakta kalması için kritik öneme sahiptir.
- Dijitalleşme Teşvikleri: Yerel medya kuruluşlarının dijital dönüşüm süreçlerine ayak uydurabilmesi için ekonomik teşvik paketlerinin sağlanması gerekiyor.
- RTÜK ve Uydu Kiraları: RTÜK’ün yerel televizyonlar için uydu kiraları konusunda çözüm üretmesi ve maliyetleri düşürecek destek mekanizmaları oluşturması gerekiyor.
- Yerel Medyanın Rekabet Gücünün Artırılması: Özellikle küçük ölçekli medya kuruluşları için ekonomik teşviklerin artırılması ve dijital platformlardaki eşitsizliklerin giderilmesi gerekiyor.
RTÜK, BASIN İLAN KURUMU VE İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Bingöl, medya sektörünün sürdürülebilirliği için RTÜK, Basın İlan Kurumu ve İletişim Başkanlığı gibi düzenleyici kurumların oynadığı rollere değinerek, bu kuruluşların yerel medyaya yönelik daha fazla destek sunması gerektiğini belirtti.
- RTÜK: Yüksek uydu kiraları ve dijitalleşme destekleri konusunda daha etkin politikalar geliştirmeli.
- Basın İlan Kurumu: Resmi ilan fiyatlarının artırılması ve küçük ölçekli gazetelere yönelik teşviklerin artırılması için çalışmalı.
- İletişim Başkanlığı: Basın kartı düzenlemelerinde yerel medya kuruluşlarının gerçek ihtiyaçlarını gözetmeli ve dijitalleşme süreçlerine rehberlik etmeli.
KAMU VE ÖZEL SEKTÖRE ÇAĞRI
Abdulhakim Bingöl, kamu ve özel sektörün yerel medyanın sürdürülebilirliği için sorumluluk alması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Yerel medya halkın sesi, toplumun vicdanıdır. Bu sesi güçlü tutmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Kamu kurumları ve özel sektör, reklam ve teşviklerle yerel medyanın ayakta kalmasına destek olmalıdır. Bu destek, yalnızca medya sektörüne değil, toplumsal bilince ve demokrasiye yapılacak bir yatırımdır.”
SONUÇ VE TEMENNİLER
Bingöl, toplantının İzmir ve Ege Bölgesi medya sektörüne yeni bir soluk kazandıracağını belirterek, şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı:
“Hep birlikte hareket ederek, yerel medyanın hak ettiği değeri görmesini sağlayabiliriz. Bu anlamlı toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, katılımcılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yerel medyanın sürdürülebilirliğini sağlamak, demokrasimizin güvencesini korumak için ortak adımlar atmalıyız.”
“Hep birlikte hareket ederek, yerel medyanın hak ettiği değeri görmesini sağlayabiliriz. Bu anlamlı toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, katılımcılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yerel medyanın sürdürülebilirliğini sağlamak, demokrasimizin güvencesini korumak için ortak adımlar atmalıyız.”
İZTO Meclis ve Komite Üyeleri ve basın mensupları katıldığı toplantının açılışında İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkan Yardımcısı Özer Akdemir ve İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Eyigele İşleyen de konuşma yaptı.
“BASIN ÖZGÜR DEĞİL VE HER YERDEN SANSÜR EDİLİYOR”
Basın üzerinden toplumu şekillendirme çabalarının devam ettiği ve gazetecilerin hedef gösterildiği bir dönemde yaşam mücadelesi verildiğini ifade eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Basın özgürlüğü karnemiz ne yazık ki kırıklarla dolu. Anayasamızda ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ yazıyor. Ancak bu ifade, artık tozlu raflarda kalmış bir söylemden ibaret. Bugün basın özgür değildir ve her yerden sansür edilmektedir. Gerçeklere bakacak olursak, son yıllarda onlarca yerel gazete kapandı. Ancak bağımsız habercilik için mücadelemiz sürecek” dedi.
“BAĞIMSIZ HABERCİLİK İÇİN YENİ FONLAR YARATILMALI”
İzmir olarak Hasan Tahsin’in kentinde yerel basını geliştirmenin herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayan Başkan Gappi, “Türkiye’de basının özgür ve bağımsız bir yapıya kavuşması için ulusal çapta adımlar gerekiyor. 12 meslek örgütü bir araya gelerek, ‘Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu’nu yayınladık. Basın kartlarının meslek örgütleri tarafından verilmesi ve gazetecilerin örgütlenme hakkının tanınması noktasına odaklandık. Günümüzde belli bir ölçeğin üzerinde istihdam yaratan ulusal ya da yerel medya kuruluşları yüzde 95 devlet yani BİK desteklidir. Tasarruf Genelgeleri de yerel basının iflahını kesmektedir. Yerel basının bağımsızlığı için tek bir kaynağa bağlı kalmamalıyız. Devlet, yerel kurumlar ve özel sektörle birlikte yeni fonlar yaratmalıyız” diye konuştu.
“SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜK EKMEK, SU GİBİ ELZEM”
Basın sektöründe sendikal örgütlülüğün elzem olduğunu vurgulayan TGS İzmir Şube Başkan Yardımcısı Özer Akdemir ise Türkiye’de yaklaşık 30 bin basın çalışanı bulunduğunu fakat sendikal örgütlenme oranı yüzde 10’un altında olduğunda dikkat çekti. Akdemir, “İzmir’de örgütlü olan üç yerel gazete, bu alandaki mücadelenin yetersizliğini gösteriyor. Sendikal örgütlenme, basın emekçileri için su ve ekmek kadar elzemdir. Örgütlü bir mücadele olmadan, ekonomik ve sosyal hakların savunulması mümkün değildir” dedi.
“BASIN DAHA GÜÇLÜ BİR KONUMA SAHİP OLMALI”
İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Eyigele İşleyen de içinde bulunulan hız çağında medya sektörünün sürekli dönüştüğüne dikkat çekerek, İzmir’in basın sektörünün tarihinden aldığı kuvvet ve halihazırda söndürdüğü çalışmalar ile daha güçlü bir konuma sahip olması gerektiğine inandıklarını belirtti.
“YAPAY ZEKA BASIN EMEKÇİLERİ İÇİN FIRSAT”
İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Toros Mutlu’nun da sunum gerçekleştirdi. Gerçekleştirdiği sunumunda, yapay zekanın hukuki, ekonomik ve etik alanlarında yarattığı sorunlar üzerinde duran Dr. Toros Mutlu, “Yapay zeka basın emekçileri için bir fırsat. Yapay zeka araçlarının kullanımını medya profesyonelleri tarafından asla dışlamamalı, teknoloji kucaklanmalı” ifadelerini kullandı.