Yazar Leman Arbatlı yaşadığı dönemde kadınların sosyal hayata, iş hayatına daha çok katılım sağlanması uğruna şu sözleri aktarıyor : “Senelerden beri Darüşşafaka’da azayım. Bu çok muhterem ve değerli üyelere sahip olan bu kıymetli müesseseden ben, kadın olarak azınlıkta kalır, ekseriya toplantı ve kongreyi tek başıma takip ederim.”
Ve o kadar yardım sever ki; çevresindeki herkesi harekete geçirir çocukların eğitimine büyük önem veriyor.
“Şu salonda (anaların) adedi çoğalmalı, bugünkü gibi bir tek kadın olmamalıyım. Analar ve babalar yaklaşalım, her şey para ile halledilmez, samimi ahlaka ve icap eden sevgiyi göstermesini bilelim. Ahlaki tekâmül olmadan yalnız fikri tekâmül kısır kalır. Dört duvar arasında büyüyen çocuk ise kuru, haşin ve hayata küskün yetişir şüphesiz. İnsani duygulara hareket ederek, bu mahzuru imkân nispetinde giderebiliriz, hatta yok ederiz. Teklifim: Hepinizin evinde bir gün Darüşşafaka günü olacaktır. Kolej yahut Galatasaraylı bir öğrenci hafta sonu evine koşarken, niçin Darüşşafakalının da böyle bir yuvası olmasın. Bu çocuğun ihtiyacı yok mudur? Ana, ocak, nezaket, şefkat, saygı, sevgi duyguları bu çocuklarda nasıl tatbik edilecek ve nasıl giderilecektir. Bir ya da iki çocuk alalım, muayyen tatil günleri bana yani “evine” gelsin. Onun ana babasızlığını giderelim, samimi ev hayatını görsün, soframızda yeri olsun. Evdeki çocuklarımızla arkadaşlık etsin ve benim oğlum da “Benim bugün Darüşşafakalı kardeşim gelecek” desin.
Ve o kadar yardım sever ki; çevresindeki herkesi harekete geçirir çocukların eğitimine büyük önem verdiğini şu satırlarla aktarıyor “Her ay yüzlerce para ödeyerek bir çatı aramaya lüzum görmeden ben Cihangir’deki evimin kapılarını Yoksullarım ve Cemiyetim için parasız olarak ardına kadar açtım. Şurasını da kayıt etmek isterim ki, benim bir tek evim vardır. Kazancım, maaşım, tekaüdiyem hepsi bu tek binadan ibarettir. 8 seneden beri memleketimin muhtaç ve yoksul vatandaşlarıyla haşır neşir olmaktayım. “