İnsanlık tarihi boyunca tılsımlar, gizemler hep var oldu var olmaya da devam edecek. Gizemlerin veya tılsımların sırrını da yine insanlık ortaya çıkaracak. Neler yaşandı? Nelere yaşanacak? Ve insanlık geçmişten geleceğe doğru yol alırken nasıl bir kayıt düşecek?
Gizemler ve tılsımları irdeleyen yazar Buket Keskinol ile kitabı ‘Yarı Tanrıça Dönüşüm’ üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi beğenerek okuyacağınızı umuyoruz. İyi okumalar.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Hayatı kendi oluşturduğu felsefeleri üzerinden yaşamaya çalışan bir insanım. Tutku halinde kitap okuyan, yoğun olarak spor yapan ve sürekli olarak hayatı sorgulayan… Gülmek benim için hayata gelme nedenimiz. Her ne olursa olsun gülmek ya da sonunda güleceğini, gülebileceğini bilmek… İçindeki çocuk ruhuna sımsıkı sarılmış bir insan da diyebilirsiniz.
Bunun dışında uzun yıllardır devam eden evliliğimdeki hayat arkadaşımın büyük desteğini sürekli hisseden bir insan olmanın şansını da taşımaktayım.
Bir moda tasarımcısı olarak uzun yıllar boyunca organizasyon firmalarının ve kurumsal şirketlerin aktivite kıyafetlerinin tasarım ve üretimini üstlendim. Ancak eşim ile Antalya’ya yerleşme kararı aldıktan sonra üretim kısmını devam ettiremedim. Bir süre daha firmalarıma tasarım desteği verdikten sonra işimi tamamen bıraktım ve kitabımı yazdım.
İlk kitabınız ‘Dönüşüm – Yarı Tanrıça’yı yazmaya başlarken duygularınız, hissettikleriniz, anlatır mısınız?
Çok fazla heyecanlanmıştım diyebilirim. Amacım kitap yazmak değildi aslında. Bir çizim yapmıştım ve o çizimi markalaştırabilir miyim diye düşünüyordum. Tutku halinde fantastik roman okuduğumu bilen en yakın arkadaşım Gamze’nin bana bu çizimin hikâyesini yazmam gerektiğini söylemesiyle başladı her şey ve Gamze kitaptaki karakterlerden biri oluverdi böylece…
Kitabı yazarken bu bölüm ya da paragraflar olmadı yeniden yazayım dediniz mi?
Enteresan bir şekilde hiç öyle bir şey yapmadım. Yazarken hikâye akıp gidiyordu adeta.
Kitabınızda adı geçen Basty, hayal kırıklarıyla nasıl baş ediyor?
Basty öğreniyor ve dönüşüyor. Bu dönüşüm sadece fiziksel değil, onun ruhu büyük bir dönüşüm sürecine giriyor. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, hayatta öğrenme sürecinin asla bitmediğini ve bazen gerçekten sabırlı olunması gerektiğini öğreniyor ve bu öğrenme sürecinde güçleniyor.
Siz kendinizi Basty’nin yerine koysanız nasıl baş ederdiniz?
Büyük hayal kırıklıklarıyla belki depresyona girer ya da durmadan akan gözyaşlarına sahip olurdum herhalde ama eninde sonunda zamanın her yaraya merhem olacağını bilir ve elimden geleni yaptıktan sonra durumların düzelmesini beklerdim. Bazen hayatta her şey sizin elinizde olmayabiliyor ama zaman her şeyi çözüyor.
Basyt, Bora’nın gizemini çözebiliyor mu? Ya da hayal kırıklarını nasıl atlatabiliyor?
Basty Bora’nın gizemini elbette çözüyor ama büyük hayal kırıklıkları yaşayarak. En büyük destekçileri ise arkadaşları… Onların dostluğuna sığınmak ona iyi geliyor.
Bir yazar olarak Basyt’in başına gelen hayal kırıklarını sizde yaşasaydınız nasıl baş edebilirdiniz?
Galiba ben de Basty gibi arkadaşlarımın desteğini arar ve onlarla zaman geçirerek dertleşirdim.
Basyt’ın tılsımı gerçek mi? Hayal ürünümü?
Aslında o tılsımlar Antik Mısır’da kullanılmış olan gerçek sembol ve hatta malzemeler ama bunu tılsımlaştırmak tamamen benim fikrimdi zannedersem. Başka bir yerde daha önce bu şekilde kullanılıp kullanılmadıklarını bilmiyorum açıkçası.
Tanrılar Basyt’den ne istiyor?
Tanrılar Basty’nin gerçek kimliğini öğrenmesini ve kendi yanlarında yer almasını istiyorlar. Çünkü o kendisinin zannettiğinden bile daha güçlü bir yarı tanrıça. Bazı dengeleri o sağlayacak.
Böylesine gizemli, heyecanlı bir kitabı bitirip raflarda gördüğünüzde içinizden bir ohhhh çektiniz mi?
Çekmez miyim hiç? Zaten asıl zor olan kitabı yazmak değil, yayımlatmak oldu açıkçası. Yayınevlerinin eline çok fazla kitap dosyası ulaşıyor ve zannedersem artık otomatiğe bağlamış bir şekilde dosyaları sonuçlandırıyorlar. Sürekli bir ret ile karşılaşıyor, kitabınızla ilgili olmadık ve alakasız yorumlar dahi alabiliyorsunuz. Bu da insana,’’ demek ki okumamışlar’’ hissini anında yaşatıveriyor elbette. Sonradan öğreniyorsunuz ki, kitabı yazmak bir şey, yayımlatmak bambaşka bir şey…
Ya istenilen satış rakamı olmazsa endişeleriniz oldu mu?
O endişe zaten hep var.
Şimdi yeni yazmaya başladığınız kitabınızda gizemler olacak mı? Özet vermeniz mümkün mü?
İkinci kitap ilk kitabın devamı niteliğinde ve hem gizemler hem de heyecan son sürat devam ediyor. Özet vermem mümkün değil açıkçası ama tanrıların büyük bir savaşa dahil olduklarını söyleyebilirim. Basty ise birçok yeni şey öğreniyor ve kendisini daha iyi tanımaya başlıyor.
Ülkemizdeki kadın hareketini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizdeki kadın hareketini kendimce yetersiz buluyorum. Çünkü sadece mağdur olmuş olan kadınlar bir harekette bulunmaya çalışırlarken, asıl onlara destek vermesi gereken kadınlar tarafından eleştirilere maruz kalabiliyorlar. Ataerkil olduğu söylenen ama aslında son derece anaerkil bir toplumuz ve bu toplumu asıl yönlendiren, şekillendiren kişiler ise kadınlar. Bu kanıya nasıl mı varıyorum? Kadına şiddet eğilimi gösteren erkeklerin annelerine bakarak!
Kadınların TBMM’de yeterince temsil edildiğini düşünüyor musunuz?
Elbette ki düşünmüyorum. Bunun böyle olduğunu kim düşünebilir ki?
Buket Keskinol’un bir günlük yaşamı nasıl seyrediyor?
Son derece sakin denilebilir. İki tane kedim var ve zamanımın büyük kısmını onlarla ilgilenerek geçirdiğimi söyleyebilirim. Bir Hataylı olarak yemek yapmaktan ve yemekten hoşlandığım için, bol bol yemek işleriyle uğraşırım. Geceleri ise kitap yazmak ya da çizim yapmak vazgeçilmezim. Ben hep geceleri çalışırım anlayacağınız.
Bugün yazmaktan bunaldım biraz ara vereyim mi, yoksa başlamışken bitsin mi diyorsunuz?
Öyle bir zaman sınırım ya da düşüncem olmuyor. Yazmaya başlayınca gittiği yere kadar kendisi gidiyor. Sıkılmak ya da bunalmak gibi bir düşünceden ziyade, olması gerektiği kadarını yazarken kendiniz biliyorsunuz galiba.
Müzik, tiyatro, sinema üçlüsüyle aranız nasıl?
Bunlara Opera ve baleyi de eklemeliyiz. Her biri ruhun ihtiyaç duyduğu sanat alanları. Sanki biri olmadan diğeri eksik kalırmış gibi…
Burçlarla karakteriniz örtüşü yor mu?
Örtüştüğünü söyleyebilirim. Ama günlük burç fallarından ziyade astrolojiye inanıyorum.
Hobileriniz nelerdir?
Kitap okumak elbette başı çekiyor. Onun haricinde eski bir atlet olarak bol bol spor yaparım. Su kayağı, wakeboard, yüzme, snowboard, vb. Çizim yapmak, araba kullanmak ve çikolata yapmak diyebiliriz.