Hayatı hep koşuşturmayla geçmiş. Sürekli yeni bir şeylerin peşinde, sürekli üreterek ama farklılıklar yaratarak çalışmış Özlem Açıkel Turhan. Yayıncı, reklamcı, yazılımcı deneyimleri kendisini hep farklı projelere taşımış.
Eğitim sektöründe farklı ve gelişmeyen bir sektöre fakat, geliştirerek yenilikçi anlayışıyla Classloomu hayata geçirmiş. Ülkemizin ciddi bir ihtiyacı olan eğitime farklı açıdan bakmanın keşfetmiş hem de ücretsiz ve tüm dünyaya hitap ediyor. İş Classlom ve Özlem Açıkel Turhan ile yapmış olduğumuz söyleyişi beğenerek okuyacağınızı umuyoruz. İyi okumalar…
Özlem Açıkel Turhan Kimdir?
İzmir’de doğdum ve büyüdüm. 17 yaşımda üniversiteyi okumak için İstanbul’a geldim. Okul hayatı ardından 1 yıllık yurtdışı eğitimi ardından evlilik geldi. 14, 9 ve 3 yaşlarında 3 çocuk annesiyim. Girişimciyim. Reklamcılık, pazarlama, yayıncılık, yazılım, cloud teknolojileri gibi farklı konularda uzmanlık ve tecrübe sahibiyim. Yazmayı çok seviyor olsam da maalesef yoğun tempomda buna vakit ayıramamaktayım. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) 11 yıllık üyesi ve son dönem yönetim kurulu üyesi olarak kadının iş dünyasına entegrasyonu, girişimci kadınların çoğalması v.b. konularda kadınlara destek vermeye çalışıyorum.
Uzun yıllar ortağı olduğum reklam ajansımızı başkan yardımcılığı ve başkanlık seviyelerinde yönettim. Ajans döneminde zamanın popüler anne-bebek dergisi Anneyiz.Biz’i ilk imtiyaz sahibi olarak yayın hayatına kazandırdım. Halen kurucu ortağı olduğum şirketim Workcube A.Ş.’de yönetim kurulu üyesiyim, ortağı olduğum Marmore Mühendislik Ltd’te yönetim kurulu üyesiyim. Bu sene hayata geçirdiğim internet girişimi Classloom’un kurucusu ve CEO’su olarak çalışmaktayım. Şu anda tüm zamanımı çocuklarıma ve yeni bebeğim Classloom’un büyüyüp gelişmesine adamış durumdayım.
İş hayatına ne zaman başladınız?
Ben İstanbul Üniversitesi İngilizce işletme Fakültesi mezunuyum. 3. sınıftayken artık bir şekilde iş dünyasına entegre olmam gerektiğine inanarak part-time organizasyon işlerinde çalışmaya başladım. Bu sayede hem para kazanabileceğimi hem de çevremi genişletebileceğimi düşünüyordum. Öyle de oldu çalışmaya başladıktan bir yıl sonra bir gıda ithalat şirketinde tam zamanlı ürün sorumluluğu teklifi aldım. 1 yıl orada çalıştım. Bu benim hayatımdaki tek profesyonel çalışma deneyimidir.
Okuldan mezun olunca idealim olan reklam ve pazarlama konusunda çalışma isteğinde idim. Bazı banka ve uluslararası denetim şirketlerinden yönetici yetiştirme programları için davet almış olsam da hiçbiri ilgimi çekmedi. Yeni reklam ajansı kurma aşamasında olan bir arkadaşımla ortak çalışmaya başladık. Elbette çok zorlu günler geçirdik. Çok gençtik ama çok çalıştık ve işimizi bir noktaya taşıdık. Ortağım sonradan hayat ortağım oldu. Reklam ajansımız 12 yıl faaliyet gösterdi. Reklam
ajansı devam ederken bir yandan kazandığımız birikimle yazılım sektörüne giriş yaparak Workcube A.Ş.’yi kurduk, akabinde 2010 yılında yenilenebilir enerji konusunda çalışan mühendislik şirketimiz Marmore ve diğer yatırımlarımız geldi. Workcube’de iş yükü fazlalaşınca reklam ajansını kapatmak durumunda kaldık. Ben o sırada ikinci kızımı dünyaya getirmiştim.
Reklam ajansından sonra tüm zamanımı Workcube’e ayırdım. Workcube bünyesinde kurumsal iletişim, iş geliştirme, insan kaynakları, iş ortakları yönetimi ve uluslararası ilişkiler birimlerini yönettim uzun yıllar boyunca. 2013 sonundan itibaren CEO olarak görev aldım. Yaklaşık 1 yıl bu görevi sürdürdüm.
Classloom fikri nasıl oluştu?
2012’de de oğlumu dünyaya getirmiştim. 5 aylıkken işe geri döndüm. 1 yaşındayken de Workcube’de CEO’luk görevini devraldım. Bir şirketin tüm sorumluluğu, stresi ile birlikte 3
çocuğun sorumluluğunu bir arada yürütmek oldukça zor bir işti. Bir yılın sonunda bu şekilde devam etmenin çocuklarım için doğru olmayacağını düşünerek, o sırada diğer girişimlerimizle ilgilenen eşime şirkete geri dönerek bu görevi devralmasını çocuklarıma daha çok vakit ayırmak istediğimi söyledim. Eşimle çalışıyor olmak bu konuda bana önemli bir rahatlık sağlamıştı elbette.
Tüm bunlar olurken bir yandan da hep düşünür hayal kurardım. Öyle bir iş olsun ki hem stresi olmasın hem kendi kendini çoğaltsın, uzaktan da yönetebileyim, kadınla çocukla eğitimle ilgili olsun, para kazandırmasının yanında sosyal bir yönü olsun, benim de istediğimde bir şeyler yazabileceğim bir ortam olsun v.b. düşünceler akımda sürekli dönüp duruyordu. O sıralarda bu işin ne olabileceği hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Workcube’deki görevlerimi devrettikten sonra en az bir ay kendimi dinleyeyim, bu yeni girişimcilik ekosistemi, startup dünyası hakkında araştırmalar yapayım, yeni şeyler öğreneyim, ilham verici kadın girişimci hikayeleri okuyayım araştırayım diye düşünürken Classloom fikri tam iki gün sonra bir gece pat diye aklıma geldi. Çok heyecanlandım. 12 yıldır bir veli olarak Öğretmen-Veli iletişiminin ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyordum. Kızlarım Türkiye’nin en iyi okullarından birine gidiyor olmalarına rağmen orada bile iletişim okuldan-veliye şeklinde tek taraflıydı. Arada öğretmen yoktu ve benim veli olarak geri dönüp herhangi bir online iletişim ortamından okula veya öğretmene ulaşma şansım yoktu. Yoğun çakışan bir veli olarak çocuklarımın okul gündemini takip etmekte oldukça zorlanıyordum. Devlet okullarını düşündüm ellerinde hiçbir teknoloji yoktu. Örneğin kreşler bu işe ayıracak bütçeye sahip değildi. İletişim ihtiyacı çok yoğun olsa da çoğunlukla bu iletişim kâğıt üstünde ilerliyordu. Evet dedim bu çok önemli bir ihtiyaç ve ben bunu çözebilirim.
Ertesi akşam da yattığım yerden sürekli marka ve domain ne olabilir diye düşünüyordum. Marka akılda kalıcı ve kolay hatırlanır olmalıydı, işle ilgili olmalıydı, hedefim
global bir marka olduğu için yurtdışında da kullanılabilecek bir marka olmalıydı. Classloom markası da bu fikir aklıma geldikten tam bir gün sonra yine gece bunları düşünürken aklıma geldi. Ben gece insanıyım. Geceleri çok fazla üretken oluyor zihnim. Hiç unutmuyorum gece saat 2 sıralarında hemen bilgisayarımı alıp domainin boş olup olmadığını kontrol ettim. Boştu hemen tüm popüler uzantılarıyla birlikte satın aldım. Ve hikaye başladı.
Ücretsiz hizmet veriyorsunuz zor olmuyor mu, nasıl başarıyorsunuz?
Belki öncelikle kısaca Classloom’un ne olduğundan bahsetmem iyi olacak. Classloom bir Öğretmen-Veli veya Öğretmen-Öğrenci iletişim uygulaması. İnternet üzerinden sunulan bir yazılım hizmeti aslında. Bir öğretmen Classloom’a kayıt olup sınıfı için bir grup kuruyor ve bu gruba tüm sınıf velilerini (veya üst sınıflarda öğrencilerini) ve sınıfın diğer branş öğretmelerini davet ediyor. Gruplar sınıflara özel ve kapalı gruplar. Grup içerisinde öğretmen ve veliler her türlü etkinlik, ödev, sınav takvimi, duyuru kaydını yapabiliyor. Doküman ve çocuklarla ilgili fotoğraf yükleyebiliyorlar. Grup duvarı tipik bir sosyal medya duvarı gibi tasarlandı. Burada da velilerin hem öğretmenle hem de birbirleri ile belli konularda yazışabilmesi sağlanıyor. Zira velilerin birbirleriyle iletişimi de önemli bir ihtiyaç. Grup duvarına video linki veya fotoğraf da yükleyebiliyorlar.
Ayrıca sistemde öğretmen velilerine birebir mesaj da gönderip yazışabiliyor. Sistem gruptaki tüm güncellemelerden grup üyelerini anlık veya haftalık epostalarla bilgilendiriyor. İşte veli için en büyük faydası da burada başlıyor. Veliler çocuklarının okul hayatını çok yakından takip edebilir hale geliyor. Öğretmenler de gün içinde aslında ne çok şey yaptıklarını, sınıf gündemini, ders programını velilerine gösterebilme şansı yakalarken duyuruların iletilmesi, izin kâğıtlarının iletilmesi vb konularda da ek yüklerinden büyük oranda kurtuluyorlar.
Grup kurmada veya gruba davet edilecek üye sayısında herhangi bir sınırlama yok. Classloom’da ara yüzün çok kolay kullanılabilir olmasına özellikle dikkat ettik. O yüzden bir yazılımdan ziyade bir sosyal medya uygulaması gibi tasarlamaya gayret ettik. Çünkü hedef kitle profilimiz çok genişti. Bilgisayar programı kullanmayı bilen de vardı bilmeyen de.. Ama istatistikler Türk halkının program kullanmayı bilmese de sosyal medyayı çok sevdiğini ve dünyanın lider ülkelerinden biri olduğumuzu gösteriyordu. Classloom ilk olarak mobil uyumlu ara yüzle tasarlandı. Aplikasyon çıkarma işini sonraya bırakmıştık. Kullanıcılarımızın %62 si sisteme mobil erişim sağlıyor. Şu anda geliştirim ekibi yoğun biçimde mobil aplikasyonlarımız geliştirmeye odaklanmış durumda. İnşallah sömestrede ilk mobil uygulamamızı da anons etmiş olacağız.
Evet, Clasloom’un şu anda sunduğumuz tüm fonksiyonları ücretsiz ve bu kısım hep öyle kalacak. Herhangi bir bütçesi olmayan devlet okullarını ve bu okullarda çalışan öğretmenlerimizi, öğrencileri ve velilerini desteklemeye devam etmemiz için bu sistemin ücretsiz kalması gerekiyor. Aksi halde sadece özel okullara sunduğumuz bir yazılımdan öteye gitmez. Classloom’un sosyal yönü de burada başlıyor. Elbette bu sistemi kurmanın ve yaşatmanın çok büyük bir maliyeti var. Ben ilk bir iki yıl bu
işe doğrudan kendim yatırım yapar, doğrudan para harcar durumdayım. Kendi melek yatırımcımım aslında. Classloom’un kendi maliyetlerini çıkarabilmesi için kendi parasını kazanabiliyor olması gerekecek bir müddet sonra. Bunun için farklı modeller üzerinde çalışıyoruz. Sistemi sürekli geliştirmeye yeni fonksiyonlar eklemeye devam ediyoruz. Bu kısım hep ücretsiz kalmak koşuluyla ileride bazı yeni fonksiyonları abonelik bazlı sunma durumumuz olabilir. Classloom’da anneler, çocuklar ve öğretmenlerden oluşan çok önemli bir kitle var ve hızla büyüyor. Bu kitle markalar için de çok önemli bir kitle. Reklam da keza Classloom’un bir gelir modeli olacak. Ama biz reklamları kullanıcılarımızı rahatsız edecek bir formatta sisteme sokmayı düşünmüyoruz. Reklamlar olsa da mutlaka Classloom kullanıcılarına ek bir fayda sağlayan özel indirim, kupon uygulaması gibi uygulamaları hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Kullanıcılarımız bundan bir şey elde etmeli. Kazan kazan durumu olmalı. Dediğim gibi henüz netleşmiş bir şey yok. Bu en az bir yıl sonrasının gündemi. Şu anda tüm eforumuzu kullanıcı sayımızı arttırmaya ve ürünümüzü sürekli iyileştirmeye, geliştirmeye odaklamış durumdayız. Türkiye ve Amerika öncelikli odaklandığımız iki ülke. Türkiye ağırlıklı olmak üzere Amerika’dan da Classloom’u kullanan pek çok kullanıcı var.
Bu hizmetler bilgiye dayalı ciddi ekip işi kaç kişilik ekibiniz var?
Classloom’un çekirdek ekibi Workcube bünyesinden oluşturulan bir ekip. Bu sebeple yazılım dünyasında çok uzun yıllar deneyime sahip ve birbirini çok iyi tanıyan bir ekibiz aslında. Şu anda
toplamda ben hariç 7 kişi Classloom’un geliştirimi, tanıtımı, içerik ve iletişim yönetimi için çalışıyor. Ben de bütün eforumu Classloom’a harcıyorum.
Hem çocuklar hem ailelere bilgi veriyorsunuz size dönüşümü nasıl oluyor?
Öncelikle çok önemli bir ihtiyaca cevap verdiğimizi her geçen gün daha iyi görüyoruz. Öğretmen-veli iletişiminin güçlü olması bir çocuğun okul başarısında çok önemli. Classloom’u kullanıyor olmanın öğrencilerin başarısına katkısı, kullanma oranı arttıkça daha da netleşiyor öğretmenlerin ve velilerin gözünde. Anadolu lisesi, imam hatip liseleri hatta üniversitelerde veya 6.7.8. sınıf seviyelerinde pek çok öğretmen-öğrenci grubumuz da var. İngilizce, bilgisayar kursları, halk eğitim merkezleri de keza kullanıcılarımız arasında. Classloom sayesinde öğretmen öğrencilerinin evde ne yaptığını veliler de öğrencilerin okulda ne yaptığını rahatlıkla görebiliyor ve bu çocuğa çok olumlu şekilde yansıyor. Çünkü öğrencinin başarısı için okul ve ev hayatının belli bir bütünlükte gitmesi şart. Kullanıcılarımız sürekli bize güzel görüş ve önerilerini iletiyor. Tüm önerileri yeni fonksiyonlar eklemede kendimize rehber ediniyoruz.
Classloom’un en önemli bileşenlerinden biri de Classloom Blog. http://blog.classloom.com adresinde yayınladığımız blogumuzu bir kurumsal blogdan ziyade hedef kitlemizin bilgi ihtiyacını giderecek bir bilgi portali gibi tasarladık en baştan beri. Blogumuzda hem velilere hem
de öğretmelerimize yönelik geliştirici içerikler yayınlıyoruz sürekli olarak. Uzmanlarla işbirliği yapıyoruz. Ayrıca pek çok öğretmen yazarımız var. Öğretmenlerimizin kişisel ve profesyonel gelişimlerine katkı sağlayabilecekleri içerik maalesef çok az ülkemizde. Classloom Blog da bir yandan bu konudaki önemli bir boşluğu dolduruyor. Öğretmenlerin birbirleri ile deneyimlerini paylaşabilmeleri çok önemli. Keza ayrıca anne ve babalara yönelik çocuk gelişiminden eğitimine çok farklı başlıklarda da içerikler paylaşıyoruz.
Sürekli sosyal medyadan bize sorular geliyor. Herkes çocukları için en iyisini yapmanın peşinde. Bunları uzmanlarımıza iletip cevap niteliğinde içerikler geliştirmelerini rica ediyoruz. Herkes hayatından çok memnun gözüküyor. Hem Classloom yazılım uygulaması hem de Classloom blog olarak buna aracılık etmekten çok mutluyuz. Kullanıcılarımız ve Classloom Blog okuyucuları çok güzel ve motive edici görüşler bildiriyorlar bize.
Sizin dışınızda böyle hizmet veren var mı?
Bu şekilde ücretsiz bir platform olarak Türkiye’de benim bildiğim yok. Elbette bazı özel okullara yönelik yazılım geliştiren markalar veli iletişimini de bir fonksiyon olarak sunuyorlar. Ama bizimki gibi bir sosyal medya ortamı gibi fonksiyonlara sahip değiller. Ayrıca bunların hepsi bütçeli işler. Devlet okullarının bu yazılımlara yatırım yapması imkânsız. Ayrıca Anadolu’da pek çok özel okulda kolejde de hiçbir şekilde bu tip bir iletişim uygulaması olmadığını görüyoruz. Paralı satın aldıkları yazılımları bırakıp okul olarak Classloom’u kullanmaya başlayan pek çok özel okul da var hali hazırda.
Classloom gibi bir çözüm olmadığı durumda en yaygın olarak Whatsapp grupları veli iletişimi için kullanılıyor. Bana da çok sık soruyorlar sizin farkınız ne diye. Öncelikle Classloom tamamen eğitime odaklanmış bir uygulama. Yüklenen her şey Classloom sunucularında barınıyor ve kullanıcının cihazına ek yük getirmiyor. İsterseniz cihazınıza indirebiliyorsunuz. Whatsapp’ta görmek için önce kendi cihazınıza indirmek zorundasınız. Bu da kullanıcıları sıkıntıya sürüklüyor. Whatsapp’tan doküman paylaşılamıyor. Gruplaşmış şekilde ödevler, etkinlikler duyurular diye bir ayırım yok. Tarih bazlı arama yapamıyorsunuz. Whatsapp en fazla bizim birebir mesajlaşma fonksiyonumuza karşılık gelebilir. Zamanlı uyarı mailleri, grup takvimi, arşivleme fonksiyonu v.s. gibi özellikleri ile Whatsapp gruplarından bambaşka bir iletişim ve işbirliği ortamından bahsediyoruz biz Classloom’da.
Ülke genelinde her tarafa hizmet veriyor musunuz?
Evet, çok farklı şehirlerden kullanıcılarımız var. Geçtiğimiz günlerde raporunu çıkarmıştım, Türkiye’de şu ana kadar 52 farklı şehirden gruplar kurulmuş ve kullanıcılarımız olmuş. İçinde Hakkâri de var Edirne de, Ordu da Adana da. Ankara Classloom’da en çok kullanıcı sayısına sahip şehir. Bir okul veya öğretmen kullanmaya başladığında kulaktan kulağa yayılıyor. Ankara bu anlamda öncü şehirlerimizden biri oldu. 18 farklı Amerika şehrinden gruplarımız ve kullanıcılarımız var. Ayrıca Avustralya, Danimarka, İngiltere, Fransa, Hollanda, Malezya, Brezilya hatta Suudi Arabistan ve Mısır’dan da kullanıcılarımız mevcut. Sistemimiz Türkçe ve İngilizce ara yüze sahip. Ama örneğin Arap ülkelerinden kullanıcılar tüm yazışmalarını ve grup içeriklerini direk Arapça
harflerle giriyorlar. Herkes kendi dilinde Classloom’u kullanabiliyor aslında.
Sistem online olduğu için herkes her yerden erişip kullanabilir.
Bu sektörde hedefinizi sorsam?
Benim hem global hem de lokal hedeflerim var. Türkiye’de hedefim eğitim sektöründe en yaygın kullanılan yazılım çözümü olmak. İletişim, işbirliği ve hatta uzaktan eğitim konularında okul, öğretmen, veli ve öğrencilerin tüm ihtiyaçlarına bir arada cevap verebilmek. Eğitim konusu bir ülkenin neredeyse yarı nüfusunu ilgilendiren bir konu. Türkiye’de son rakamlarla 16 milyonun üzerinde öğrenci, bir milyon üç yüz bin civarında öğretmen var. Velileri de hesaba kattığımızda bu kitlenin büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir. Bu anlamda eğitim sektörü ile ilişkili bu kitleye ulaşılmak istendiğinde ilk akla gelen marka, giriş kapısı olmak da bir diğer hedefim. Bu sebeple Türkiye’ye özel farklı uygulamalar da yapmayı planlıyoruz.
Global anlamda dünyada buna benzer 15 kadar yazılım var. İlk 5 içerisinde yer almak gibi bir hedefimiz var. Amerika ile başladık. Sırasıyla farklı ülkelerde de yaygınlaşmayı planlıyoruz. Ancak dediğim gibi bu bir online platform ve dünyanın öbür ucundan bir okulun Classloom’u kullanmasında şu anda hiçbir engel yok. Her durumda birileri sizi internette duyuyor öğreniyor ve
kullanmaya başlıyor. Benim bahsettiğim daha çok tanıtım maksatlı odaklanmak. Yoksa Classloom şu haliyle bile tüm dünyaya hitap eder durumda.
Özlem Açıkel Turhan’ın bir günlük yaşantısı nedir?
Bu anlatması zor bir soru. Sabahları 7.00 de uyanıyorum. Kızlarımın kahvaltısını hazırlıyorum. Onları 7.30 da evden uğurluyorum. Arada hazırlıklar, oğlumun uyanması, onunla vakit geçirme, kahvaltı derken işe genelde saat 10.00 gibi gelebiliyorum. Haftada 3 gün oğlumu sabahtan kreşe bırakıyorum. Hemen işyerimin karşısında. Öğleden sonra onu alıp eve götürüp işe geri geliyorum. Gelemediğim zamanlarda dışarıda toplantılarım varsa uzaktan ekiple yazışıyor ve işleri takip ediyorum. Classloom’u bu yüzden kurmuştum zaten. Akşamüstleri haftada en az 2 veya 3 gün spor yapmaya, yüzmeye çalışıyorum. Bazen kızlarımı okul çıkışı alıyorum onların bir ihtiyaçları varsa onları çözüyoruz. Özel bir programım yoksa en geç 7 gibi evdeyimdir. Çok fazla gece yaşantısı olan biri değilim. İki üç haftada bir bazen kadın arkadaşlarımla yemek yer buluşuruz. Evde 15 yıldır bizimle birlikte olan iki yardımcımız var. Benim en büyük şanslarımdan biri. Ev işlerini outsource edebildiğim için akşamlarımı kızlarıma ve oğluma ayırabiliyorum. Babamız da yoğun çalışan bir iş adamı. Erken geldiğinde bazen güzel bir film açıp izleriz. Oğlumla oyunlar oynarım. Küçük kızımın ödevlerine yardım ederim. Büyük kızım bu sene Almanca hazırlık okuyor o yüzden ona pek yardımım dokunamıyor. Geçtiğimiz yıl TEOG sınavına girmişti akşamları ona daha çok vakit ayırmam gerekiyordu. Bu yıl kardeşler ön plana çıktı. Bir yandan mobil üzerinden sistemi ve kurumsal sosyal medya paylaşımlarımızı sürekli kontrol ederim. Gelen mesaj, destek talebi var mı cevap verilmiş mi bakarım, cevaplayan olmamışsa bizzat ben cevaplarım. Çünkü Cassloom’un en yoğun kullanıldığı saatler 18.00-22.00 arası.
Özel telefon görüşmelerimi araba kullanırken halletmeye çalışırım. Akşamları oğlumu uyuturkenki zamanı daha çok kendi kişisel gelişimime ve arkadaşlarımla yazışmaya vesaire ayırmaya çalışıyorum. Gece saat 12’den önce uyuyamam geceleri benim için çok kıymetli kendimle baş başa kalabildiğim tek zaman dilimi ve dediğim gibi akşamları beynim çok hızlı çalışır o yüzden sürekli kendime hatırlatma mailleri, notlar hatta ses kayıtları gönderirim. Geliştirici videolar izler veya makaleler okurum. Bazı günler o akşam hangi konuda araştırma yapacağımı belirlerim ve sadece o konuya odaklanırım. Ders çalışırım yani.
Cumartesi ve pazarlarımı mutlaka çocuklarıma ayırırım. Bazı pazarlar çocuklarıma anne yemeği yaparım. Ne olursa olsun anne yemeğinin çocukların nezdinde kıymeti çok büyük. Bazı pazarlar da ailecek dışarıda yemek yemeyi tercih ederiz. Yoğun tempolu ama herkes gibi bir aile yaşantım var.
Hayatınızda içinizde kalmış yapamadıklarınız, keşkeleriniz var mı?
Bir müzik aleti çalabiliyor olmak en büyük keşkelerimdendir. İleride belki bu konuda bir şeyler yapabilirim. Öğrenmenin yaşı yok.
Bir de birkaç yıl büyük bir kurumsal şirkette deneyimim olsaydı bu deneyimimin işlerimi büyütmede bana daha büyük katkısı olacağını düşünürüm. Bu bir keşke değil ama olsaydı iyi olurdu hissi.
Hayatınız da başarısızlıklarınızı sorsam?
Bazen başarısızlık gördüğünüz şey aslında ileride çok daha büyük bir şeye hizmet ediyordur. Mesela üniversiteye hazırlanırken ODTÜ’yü kafama takmıştım ve bir iki puanla kaçırdım hemen altındaki tercihime yerleştim. Bu benim için ilk öğrendiğimde büyük başarısızlıktı ama sonra ilk geldiğim andan itibaren hep iyi ki İstanbul’a gelmişim diye çok şükür ettim. Başarısızlıktan ziyade yanlışlar var aslında ve bunlar da hep öğretici. Bir dönem sahibi olmadığım bir markaya yatırım yapmıştım mesela. İş ortağım teklif etmesine rağmen şirketin üzerine devralmadım, kendisine güvendim ve bu bence büyük hataydı. Ayrılık kararı aldığımda bütün yaptığım yatırım o markayla birlikte gitti maalesef. O günden sonra sahibi olmadığım markaya yatırım yapmamayı öğrendim.
Kitap, müzik, sinema ilginiz nasıl?
Bu kadar yoğun bir tempoda maalesef hepsi de benim için lüks kalıyor şu anda. Son iki yıla kadar çok kitap okurdum. Hatta yılda 20’nin üzerinde kitap okurdum. Her yıl bir konu veya tür belirlerdim ve o konularda kitaplar okurdum Kişisel Gelişim, Yönetim, Roman gibi konseptler yaratırdım yıl bazlı ve yılın başında hedef koyardım kendime. Son yıllar oğlumun da aileye katılmasıyla okumalarım internet üzerine kaydı. Kitap okuyamıyorum maalesef. Müziği dinleyici olarak çok sevsem de sadece arabada iken dinleyebiliyorum, evde bu şansım da yok. Sinema’ya da gidemiyorum birkaç yıldır. Çocukları götürdüğüm zamanlar hariç elbette. Evde her pazar en az bir film seyrederek bu ihtiyacımı karşılamaya çalışıyorum.
Hobileriniz nelerdir?
Hobim de maalesef yok. Geçen yıl Tezhip dersi almaya başlamıştım. Çok da iyi geliyordu bana ve çok seviyordum. Bu yıl Classloom’da işlerin iyice yoğunlaşmasıyla onu da ertelemek zorunda kaldım İlerleyen yıllarda tezhip derslerine devam etmeyi ve vakit olursa evde de tezhip yapabilmeyi hayal ediyorum.