Güzel bakışları, içten gülümsemesiyle aklımızda kalan bir yetenek GÜZİN AKLAN.
Ufak tefek, çıtı pıtı birisi olmasına rağmen ekranı dolduruyor, kamera onu seviyor.
O kadar içten gülümsüyor ki öfkelendiği anların olmadığına iddiaya girmek geliyor içimden.
“Bir oyuncunun tüm vücudu enstrümanıdır. Hep hazır olmalıdır. Hem fiziksel hem psikolojik. Her an verilen oyuna hazır olmalıdır” diyor. Disiplinli bir sanatçı olduğu sözlerinden belli ediyor kendini.
Sohbet sırasında gülümsüyor ama söz sanata gelince gerçekten çok ciddi, işine olan bağlılığı gibi.
İzmir’de amatör bir tiyatro grubuna katılmış. Çalıştığı oyun sahnelediği gün seyirci onu büyülemiş.
“O anki oynadığınız role verilen tepkiler birlikte aynı havayı soluyup birlikte yaşanan duygular bir ritüeldi. Oyuncu olarak oynadığınız role hazırlanma prömiyerini görüp katharsis yaşama, sahnenin büyüsü oyuncu olmalıyım dememe sebep oldu” diyor oyunculuğa başlama nedeni için.
Kararını vermiş ve devam etmiş. Sanatçı için olmazsa olmaz olan kararlılık ve azim sanırım.
O an sahnede ki duygularını bir ritüel olarak tarif ediyor ve ekliyor.
“Sanat insanın ruhunu besleyen, tüm negatifi yok eden bir güce sahip. Sanat, bildiklerimizi bilmek isteyenlere taşır, besler, ufkunu açar, ruhuna yaşamına dokunur. Yeni bir pencere açar” Sanat seyircisini de, uygulayıcısını da kucaklıyor yani, böyle anlıyorum sözlerinden.
Sesinde zor sezilen bir buruklukla devam etti sözlerine:
“Sanat tarihin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın yaşadığı her dönemde evrimler yaşamıştır. Günümüzde çok büyük emek ile hazırlanan tiyatro ve sinema eserlerimize yeterli ilginin olmadığını görüyorum”
Kamera gibi biz de seni seviyoruz. Güzel projelerle buluşman dileğiyle.
Tiyatro:
Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası
Peter Pan
Müfettiş
İki Arada Bir Yerde
Diziler:
Pilli Bebek
Yabancı Damat
Dudaktan Kalbe
Dila Hanım
Güllerin Savaşı
Sinema filmi:
Kader