Bugün söyle bir düşünelim…
İstediklerimizin ne kadarını yapabildik yaşadığımız su güne kadar? …
“Hayat denen su yolda yürürken adım adim ” birden ona rastladım dedirtecek şeyleri kaç kişi yaşadı içimizden?
Mutluluk, başarı, maddiyat, maneviyat, tutku, coşku…
Bilumum hayata dair hisleri yaşadık mi?
Barındırabiliyor muyuz kendi çerçevemizde?
Kum saati akıyor…
Harcıyoruz bize ayrılan zamanı, kimse durdurmuyor anları…
Yaşadın mı, üzüldün mü diyen yok.
Haksızlığa uğradık anlayan mi var?
Kalbimiz çok kırıldı soran mi oldu?
Dönüyor Dünya yine…
Başımız da dönüyor oysa yeşilayçıyız biz ezelden…
Yaşadıklarımız, yaşayamadıklarımız, ardımızda bıraktıklarımız döndürüyor başımızı…
O zaman napalım biz de?
Hayata bir pençe atalım…
Bizden olsun bugün de…
Biz yazmış olalım kaderin o günkü döngüsünü.
Kimseyi üzmeyelim ama _sahi istemeyiz ama yapıyoruz istemeden _ yazarken günlük kaderi…
Kimsenin ahını almayalım, başkasının yüzündeki acı biz olmayalım.
Zaten bize sormadan dönüyor dünya, akıyor kum saati.
Sevap günah işliyor her an ardına bile bakmadan.
Haydi, bir pençe atalım hayata bugün…
Neresinden dalardık acaba?
Başından mi sonundan mi?
Zor mu olurdu kolay mı gelirdi bize?
Acısız olsun değil mi?
Acı adana da kalsın sadece.
Pençemiz güzel olsun.