Affetmek…
Ne çok duyuyoruz bu kelimeyi, değil mi? Psikologlar, kişisel gelişim uzmanları, sosyal medyada bilmiş bilmiş konuşanlar… Hepsi bir ağızdan “Affet, hafifle!” diyor. Hatta bazen öyle bir hava estiriyorlar ki, sanki affetmek bir süper güç! Hadi affettik diyelim, ne olacak? Bir sabah uyanıp “Aaa, tüm dertlerim uçup gitmiş!” mi diyeceğiz? Keşke öyle olsa! Ama işin aslı öyle mi? Gelin, şu affetme meselesine biraz daha yakından bakalım.
Affetmek Tam Olarak Ne?
Yanlış anlaşılmasın, affetmek bazen gerçekten iyi gelir. İçimizde birikmiş yüklerden kurtulmak, yolumuza daha hafif devam etmek… Kim istemez ki? Ama affetmek sadece “Boş ver gitsin” demek değil. Öyle olsaydı, hayat ne güzel olurdu! İşin aslı şu: Affetmek, birinin yaptığı haksızlığı unutmak ya da yok saymak değil. Daha çok, “Evet, bu yaşandı ama bundan sonra duygusal dünyamı kontrol etmesine izin vermeyeceğim” diyebilmek.
Kulağa hoş geliyor, değil mi? Ama bazen bazı yaralar hiç kapanmaz. Unuttum sansak da, bir şarkı, bir koku, hatta bir cümleyle bile hortlayıverir. İşte tam da bu yüzden her “affet” diyenin sözlerine kanmamak lazım.
Herkes Affedilmeyi Hak Eder mi? Bence Hayır!
Bazı insanlar ve bazı olaylar var ki, affetmek onların işine gelir ama bizim zararımıza olur. Bazen affetmek, “Tamam, senin yaptığın kötülüğün bir önemi yok” demek gibi algılanır. Ama hayır! Yapılanın bir önemi var. Hissettiklerimizin bir önemi var.
Kimse kusura bakmasın ama bazı insanlar affedilmeyi hak etmiyor! Çünkü affetmek, onlara yeni bir fırsat vermek anlamına gelebilir. Ve bazıları o fırsatı alıp, yine aynısını yapmaya devam eder. Bunu hepimiz yaşamadık mı?
Affetmek Zorunda mıyız?
Peki Ya Biz?
Bize hep “Affet büyüklük sende kalsın” dediler. Peki ya biz? Kırılan, incinen, içi paramparça olan biz? Birilerinin yaptığı hataların yükünü taşımak zorunda mıyız? Affetmek bazen özgürleşmek yerine, bizi daha büyük bir hapishaneye sokabiliyor. Çünkü bazı yaralar, sadece zamanla değil, doğru bir mesafeyle iyileşir.
Bundan sonra ben kendimi yok saymak istemiyorum. “Beni inciteni affetmek zorundayım” gibi bir baskıya girmek istemiyorum. Siz de istemeyin! Çünkü bazı şeyleri affetmemek de bir seçimdir ve bu seçim de saygıyı hak eder.
Affetmek Özgürleştirir mi, Yoksa Zincir mi Vurur?
Gelelim asıl meseleye… Affetmek gerçekten özgürleştiriyor mu? Belki. Ama her zaman değil! Affetmek yerine bazen sadece hayatımızdan çıkarmak, mesafe koymak ve kendi huzurumuzu seçmek de bir çözüm olabilir. Çünkü herkes ikinci bir şansı hak etmez, özellikle de bunu hak etmeyenler!
Sonuç olarak, affetmek kişisel bir karar. Kimse sizi affetmeye zorlayamaz. Kendinizi düşünün, kalbinizin sesini dinleyin ve en önemlisi, affetmenin sizi iyi mi kötü mü hissettirdiğine bakın.
Affetmek güzeldir ama her şey değildir. Bazen en büyük iyiliği, affetmeyerek kendinize yaparsınız! 😉