Geçtiğimiz Pazar günü, Türkiye’nin ilk online kişisel gelişim festivali olan, Uyanış Festivali için bir seminer verdim.
Seminerimin konusu; aynı zamanda kişisel gelişim workshoplarını da gerçekleştirdiğim, “Sıfırlanmak; Kaos ortamında Sakin Olmak üzerineydi. Daha önceden belirlediğim bu konu; ilahi bir eşzamanlılıkla tam da yaşadığımız bu mart ayına denk gelmişti.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta; onbir mart itibariyle pandemi sürecinin, bir yılını tamamlamış; ve yeni dünyaya merhaba demiş bulunuyoruz.
Evet, geçen bu bir yıllık süre içerisinde, bir çoğumuz daha önce de anlattığım gibi sıfırlanmayı ve kaosu hayatımızda yoğun bir şekilde yaşadık. Halen içinde bulunduğumuz dünyada belirsizlik, kaygı ve karmaşa kavramlarıyla beraber yaşamaktayız. İşte böyle bir dönemde, sakin olmak ve kaosla başa çıkabilmek adına önerilerimi paylaştım; Online olarak gerçekleşen bu kişisel gelişim festivalinde.
Pandemi dünyasında Sakin olmanın önemi
Hepimizin bildiği gibi geçirdiğimiz bir yıl içinde, tüm dünyada, benzer bir deneyimi yaşamaya başladık. Tüm insanların aslında tek bir vücut olduğunu, ilk defa kalbimizde hissetmeye başladık.
Bir yerde bir olay olduğunda diğer coğrafyanın da etkilendiğini; Avustralya da bir yangın olduğunda bizim de canımızın yandığını öğrendik. Ya da dünyanın herhangi bir yerindeki ekonomik bir çöküşün, bizleri yakinen ilgilendirdiğini, belki de hayatımızda ilk defa canlı olarak izledik… Canlı olarak izledik diyorum; çünkü hepimiz evde yoğun kaldığımız dönemlerde, ekranlara adeta yapışarak dünyada neler olup bittiği hakkında bir fikir sahibi olmaya çalıştık. Evet, izledik, gözlemledik, düşündük, taşındık…. Şu an içinde olduğumuz, 2021 yılı Mart ayı itibariyle de bir yıllık bir deneyim kazanmış durumdayız bu konuda.
Ben Sıfırlanmak adını verdiğim kişisel gelişim ve farkındalık eğitimlerimde, yaşadığımız böylesine karmaşa içindeki dünyada var olabilmeyi, huzurlu yaşayabilmeyi ve hayat amacımızı gerçekleştirmek vb. konular üzerine eğiliyorum. Ve farkındalık teknikleri, kişisel dönüşüm yöntemleri ile inanç doğrultusunda bilgilerimi paylaşıyorum.
Şu anda yaşadığımız Kaos ortamında Sakin olmak, sakin kalabilmek aslında hepimizin, ulaşmak istediği bir hedef olmalı diye düşünüyorum.
Örneğin bir güne kalkıyoruz ve o gün içerisinde bir sürü koşuşturmacamız oluyor. Hele de biz kadınların hem iş hem çocuklarla ilgili sorumluluklarımız anlamında, oldukça yoğun tempomuz olabiliyor. Bazılarımız işyerlerine giderek, dışarıda çalışmayı sürdürüyor. Bir kısmımız ise evden çalışmaya başladı bile. A’dan Z’ye çok farklı bir yapının içerisine girdik; sonuç olarak bu kaos ortamında sakin kalabilmek gerçekten de bir hayli zor olabiliyor. İşte bu yüzden nasıl sakin kalabilir, bunu başarabilmek için nasıl bir yol izleyebiliriz üzerine önerilerde bulundum.
Bugün geldiğim noktada anlıyorum ki; yirmibir yıl önce kendimi keşfetmek amacıyla gittiğim Latin Amerika’da, benim öğrenmem gereken şey de tam olarak sakin olmaktı. Çünkü yolda ilerlerken; ben de kaygılar, panikler, acaba olacak mı şeklinde kendime ve hayata dair şüpheler yaşadım elbette.
Peki nasıl daha sakin, daha kendi merkezimizde olabiliriz? Nasıl bilinçli bir hayata adım atabiliriz? Kısaca belli öneriler sunmak istiyorum.
İşyerinde aniden alevlenen bir tartışma ya da bizim hiç suçumuz gühnahımız yokken, kendimizi yüksek dozda stresli ortamlarda bulabiliriz Bir banka kuyruğunda, veya trafikte olabiliriz. İşte bu gibi durumlarda sakin kalabilmek çok kıymetli bir deneyim.
Bunun için derin bir nefes alarak, kendimize şöyle bir bakma alışkanlığını kazanmak hepimize iyi gelecektir.
Karmaşık, kaotik bir ortamda hemen tepki verip, karşımıza çıkan bir olayın içine hemen adım atmak, bizler için çok kolaydır. Oysa tam tersi olarak bir adım geriye atmak ve durmak önemlidir.
Nefesle birlikte bir izleyici olmayı deneyimlemek. Bu gerçekten temel bir egzersizidir. Ve yaptıkça, çalıştıkça oturabilecek bir davranış haline gelebilir.
Bazen zaruri olarak bir tartışmanın ortasına düşebiliriz. Eğer haklıysak bile kendimize şöyle bir bakmayı ve nefes almayı hatırlayarak, sakin kalmayı seçmek önemlidir.
Eğer bunu yapabilirsek, evrene, dünyaya, çevremizdeki herkese ve her şeye de bir mesaj vermiş oluruz.
Her ne olursa olsun, yaşanılan bu stresli ortamda veya bu stresin tam göbeğinde olmak zaruriyetinde kalmışsak, bunun geçici bir şey olduğunu da aklımızın bir köşesine yazmamız da gerekebilir.
Tabii yukarıda bahsettiğim kişisel gelişim yöntemlerini uygulayabilmek için çalışmak gerekiyor. Her şey bir emek istiyor ve sakin kalabilmek bizler için, sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz için çok önemli.
Şu an dünyada yaşanan onca kaosun ortasında; sakin kalabilmeyi öğrenebilmek, yaşamımızı sürdürebilmek adına, önemli bir deneyim diye düşünüyorum.
sibelbugdayci@gmail.com