Kişisel ve toplumsal her tür baskı bir “Milat”tır.
Onun farkına varabildiğimiz anda; bu birden
“Yeni Bir Başlangıç” olabilir.
Baskıya, şiddete, zulme boyun eğmek körükörüne olunca belki hiç bir yere gitmeyecektir.
Sadece ağlamak ve “Acı çemberinin içinde olmak” hiç bir şey ifade etmeyecektir.
Üzülmek evet ama farkına varmaya çalışmak, bunun için çalışmamız gerektiğinin farkına varabilmek.
Çünkü biz kadınlar; ve elbette erkekler de görünmeyen kurbanlar olarak,
Kimbilir kaç yüzyıldır bu döngünün içerisindeyiz.
Kaç yıldır ağlıyor
Dayak yiyor
Acı çekiyoruz
Eğitimli kadınlar bile tüm dünyada aynı sorunları yaşayabiliyor.
Eğitim çoğunlukla kadınların hayata yeniden başlayabilmesine, en başta ruhsal olarak bu tarz bir döngünün içerisinden çıkabilmesine olanak tanıyor. O yüzden, özellikle de kız çocuklarının eğitimi çok önemli.
Şiddet kadını erkeği ve çocuğuyla bizleri, tüm toplumumuzu etkiliyor, üzüyor. Videolardaki görüntüleri izledikten sonra bizleri haliyle kabuslara sürüklüyor, tüylerimizi diken diken ediyor. Çoğumuz böyle bir şeyi; yani öldürmeyi algılayamıyoruz bir insan olarak.
#Kadınaşiddet e karşı bir şeyler yapabilmek için tüm toplumun eğitilmesi, ve böyle bir dönüşümün gerçekleşmesi için el birliğiyle çalışmamız gerekiyor. İlk başta elbette bu öyle göründüğü kadar kolay bir şey değil. Ama başlamak bir işin yarısıdır derler.
Toplum olarak, bir kadın olarak, bir insan olarak farkında olmaya, farkına varmaya çalışalım.
Eğer özellikle bir kadınsak, bu tür bir olayın içine neden çekildiğimizi; ve burada bize eziyet eden kişiyi neden ve nasıl sevebildiğimizi anlamaya çalışalım.
Elbette bunu öyle birden anlamak kolay bir şey değil.
Bu konuda kişisel gelişim alanından, psikolojiden, doktorlardan yardım alabilirsiniz. Bu tür kişilere erişemiyorsanız, bir çok kitaba başvurup okuyabilirsiniz. Özellikle son dönemde, öne çıkan youtube dan bilgilendirici videolar izleyebilirsiniz.
Ve bizlerin de belki bu konularda daha çok bilinçlendirme yapmamız gerekebilir.
Öz’ün Söz’ü en başta iğneyi kendimize batıralım,
Kendimizi izleyelim,
İçimizde barışa ne kadar yer veriyoruz?
İçimizde sevgiyi ne kadar tutabiliyoruz?
İçimizden nefreti ne kadar söküp atabiliyoruz?
Evet kimse kolay olduğunu söylemedi…
Ama hep beraber bir yerlerden başlamamız gerekiyor.
Evet bu güzel pazartesi gününde, hepimizin
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.