Pandemi sürecinde, artık tanımaya başladığımız bu yeni normallerimiz; hepimizin bildiği gibi Dünya için de bir Sıfırlanma, büyük bir Reset anlamına geliyor.
Bizler, dünyaya atılan bu yeni format karşısında içsel olarak tepkiliyiz; ve yeni bir hayata başlamış olmak aslında hiç istemediğimiz bir şey. Yaşadığımız nahoş durum, gün geçtikçe ekonomide, toplumsal sistemlerde, eğitimde, teknolojie kendini daha çok gösteriyor.
Peki ruhsal dünyada, kendimizi daha iyi hissetmek adına neler yapabiliriz? Dünya yeniden şekillenirken, bizler ruhsal anlamda nasıl bir dönüşüm geçiriyoruz?
Farkındalık ve kişisel gelişim alanından baktığımızda; uzun bir süredir yaşadığımız bu durumu zorunlu bir inziva diye tanımlıyorum. Yani hepimiz istesek de istemesek de, içsel olanla daha çok bağlantıya geçmeye başladık. En çok da kendimizle başbaşa kalınca eğrimiz doğrumuz daha çok ortaya çıkmaya başladı.
Çünkü aylarca ve halen de kısmi olarak; evlerimizde kaldık. Elbiselerimiz, takılarımız, süs eşyalarımız, çantalarımız dolaplarda öylece bize baktı. Kimi zaman ne kadar çok almış olduğumuzu düşündük. Ve çok daha azıyla da yaşayabileceğimizi görmüş olduk. Elbette yaşadıklarımız, bazılarımzı da oldukça zorladı.
Çoğu zaman ev halimizle başbaşa kaldık. Dostlarla bir çay içmeye, bir sahilde rahatça oturmaya hasret kaldık…. Hele de haftasonlarında.
Bu yazının birinci bölümünde bahsettiğim gibi;
Özel hayatlarımızda içsel anlamda bir Sıfırlanma yaşıyoruz. Ve eğer şu anda sebebi her ne olursa olsun; hayatınızın alt üst olduğunu düşünüyorsanız, durumunuz sandığınız kadar kötü değil. Tam tersine, kendimize farkındalıkla bakabilirsek, bu yaşadıklarımızı yeni bir başlangıç noktası olarak alabiliriz. Ve yeni başlangıçlar her zaman için umudu da beraberinde getirir.
Evet, yeniden başlamanın, bizim için bir dönüşüm fırsatı sunduğunu fark edebilirsek; ve ders almak istersek; ileriye, hayata doğru adımlar atabiliriz.
Dünya bir sıkıntı kazanı gibi; ve fokur fotur kaynamakta. Bizler de içerisinde yaşamaktayız bu kazanın.
Kısacası Yeni Normal; ve yeni normalleşme süreçlerimizde her gün daha da yeni bir dünyaya uyanıyoruz. Bir çoğumuz korkuyor ya da ürküyoruz. Kimi zaman düşünüyorum da, belki de eski normal artık daha fazlasına tahammül edemedi.
Yaşadığımız bu salgınla birlikte, kendimize dair duygular, iç dünyamızda olanlar kendini daha çok belli etmekte. Bir çok şey, yaşadığımız yoğun stresin etkisiyle birlikte; abartılı boyutlarda, yaşanabiliyor hayatımızda.
Kısacası tablolar, resimler, durumlar, gerçeklikler içerisinde yaşadığımız bir dünyadayız ve kendimize çok daha iyi bakmamız gereken bir noktadayız.
Eğer bu yaşanan Reset, büyük Sıfırlanma dediğimiz dönemde, her şeye karşın ruhsal anlamda, farkında olarak ayakta durmayı başarabilirsek; işte o zaman kendimize nefes alabileceğimiz bir alan yaratabiliriz.
Sevgiyle