Sevgili anne ve baba, biliyorum beni dünyaya getirmeden önce, zaten bir imaj olarak senin hayalinde taşıdığın bir varlığa kavuşmuştum. Hayatına beni katmaya karar vermenden az önce, ana ve kendi geleceğine dair hayal tarlalarına tohumlar atmaya başladınız biliyorum. Benimle ilgili kurduğun hayallerde, rol oynayan ve senin de hala bilmediğin birçok faktör olduğunu kabul ediyorum. Kimi zaman senin çocukluk deneyimlerin ve algıların, bazen de geldiğin sosyal çevren ya da büyüdüğün kültürel ortamlar, bir anne ve baba olarak rolünü ve beni yetiştirmede kullanacağın yöntemlerini şekillendirdi ister istemez. Anne-baba, Her şey ne büyük bir hızla değişiyor ve deviniyor farkında mısın? Fakat sen bu hızlı değişime bir türlü ayak uyduramıyorsun görüyorum. Çoğu zaman ayakların yerden kayıyor ve takılıp düşüyorsun. Çok ama çok zorlanıyorsun, hırpalanıyorsun bu takılıp düşmelerinde. Seni de benim gibi ne çok yoruyor bu hayat değil mi? Fakat ne acıdır ki, her şeyin bunca hızla değişmesine karşın, değişmeyen tek şey yıllar içinde senin bana dair yüksek beklentilerin oldu.
Örneğin hemen şimdiden başlamışsın okulumu, işimi ve muhtemel eşimi planlamaya. Ama ben ne bir hemşire olacağım senin hayalindeki gibi, nede bir mühendis olacağım babamın hep o özenerek söz ettiği mühendis arkadaşı gibi. Ne de görkemli bir düğün yapacağım filancanın komşu kızı gibi. Ben kendim olacağım anne-baba, kendimi bulacağım senin karmaşık planların arasında ve sıram geldiğinde güleceğim sana kocaman bir kahkahayla. Hazır mısın diğer anlatacaklarımı duymaya?
Haklısın Her dönem için anne ve baba olarak sizlere çocuk yetiştirmede farklı yöntemler önerildi ve söylendi bilim insanlarınca. Kimi zaman da her kafadan bir ses çıktı beni nasıl yetiştirmen gerektiğine dair. Önce tüm bu sesleri dinlemek zorunda kaldın. Sonra hepsi bir kuru gürültü gelmeye başladı sana haklı olarak. Herkesi ve her şeyi dinleyeceksen, kendi yetiştirme doğrunu nasıl bulacaktın öyle ya. İçinden geçtiğin dönemlerde beni büyütmen ve yetiştirmende sosyal çevre, kültürel normlar belirlese de, zaman zaman ailedeki rolüm değişse de geleceğime dair sahip olduğun yüksek beklentilerin ve kurduğun hayaller gerçeği hiç değişmedi. Benim için benim adıma hayaller kurdun. Kendi hayallerini benim hayallerim yaptın. Kendi düşlerime bir kapı aralamaya çalıştığımda bile onları duymadın, dinlemeye çalışmadın. O kadar büyüsüne kapılmıştın ki kendi hayallerinin, sessizce avuçlarından kayıp gitmemi göremedin. Sanki bir filmi izler gibi izledin elinden kaçıp gidişimi uzaklara.
Sevgili anne ve baba, Dünya dönüyor, zaman hızla geçiyor. Sunu bil ki hiçbir şey eskiden olduğu gibi, senin çocukluğundaki şekliyle kalmadı ve kalamaz. Ama görüyorum ki Bu değişimlere hiç hazır değilsin. Uyum sağlamak çok zor senin için. çok zorlanıyorsun bu olup bitenler karşısında. Yine de beni en doğru ve en iyi şekilde yetiştirebilmek için, onlarca detayı takip ediyorsun gerisinde kalmamak için kimselerin. Sahiden bunu nasıl yapıyorsun? Onlara yetişmek ve her şeyi takip etmek, seni benden daha da uzaklaştırmıyor mu Bunu yaparken Peki nedir bu en güzel ve en doğru olan modern zamanın sana dayattığı bu yıkılmaz doğrular? Acaba sana dayatılan mükemmeliyetçi anne ve baba olarak bir tuzağın içine düşürülmüş olabilir misin? Biliyorum biliyorum benim için her zaman en iyisini istedin; tıpkı tüm anne ve babaların çocukları için en iyisini istediği gibi. Tüm maddi ve manevi kaynaklarını bana aktardın. Benim için olmayan kaynaklar yarattın. Sonra da yarattığın bu kaynakların geleceğin için kazandıracak bir kaynak olarak görmeye başladın beni.
Okuyorum kitaplardan, izliyorum filmlerden, Geçmiş dönemlerde, senin zamanında bir ailenin çocuk sahibi olması aile ekonomisine katkıda bulunmak, yapılacak muhtemel işleri paylaşmak, sorumlulukları dağıtmak üzere bireyler yetiştirmek anlamına geliyordu. Oysa şimdilerde bir aile için çocuk sahibi olmak, duygusal bir yatırım haline dönüşmüş görünüyor. Anne ve baba, benim için olmayan şartlarını çok zorluyorsun görüyorum ve teşekkür ederim. Bana daha iyi bir hayat sunabilmek için tüm imkanlarını seferber ediyorsun. Sadece Benim istek ve ihtiyaçlarıma göre önceliklerini belirliyorsun. Örneğin benim ödevlerim varken, eve misafir almıyorsun. Sürekli erteliyorsun hayatını. Sonra da beni kendine borçlu çıkarıyorsun. İnceliksiz önceliklerinden sen de sıkılmadın mı? Oluşturduğun yeni köhne değerlerinden bıkmadın mı? Sence buraya kadar her şey yolunda görünüyor mu? Tüm bunları yaparken, en iyi şartları ve imkanları bana sağlarken, mükemmele ulaşabildin mi kendi dokunulmaz mükemmellerine? Başarılı oldun mu tutturduğun bu sarp yolda ne dersin?
Görüyorum senin de işlerini zora sokan, fark etmeden içine düştüğün tuzak, zaten senin için zor olan bu hayatı daha da karmaşık bir hale getiriyor. Unutma ki benim için her şeyin en iyisini istemen, bana en iyisini sunman ve sağlaman, senin mükemmeli elde etmek için uğraştığın süreçler haline geldiğinde amacınla araçların birbirine karışıyor dikkat et. Tabii ki bana dair hayal ve beklentilerin olsun ve olmalıdır da. Beklentilerimiz ve Düşlerimizdir bizi hayata bağlayan. Fakat çoğu zaman senin beklentilerin benim ihtiyaçlarımın, becerilerimin ve isteklerimin önüne geçiyor ve beni çok ama çok zorluyor. Senin hırsların altında bir böcek gibi ezilmiş hissediyorum anne-baba.
Hiç düşündün mü? Belki ben piyano derslerini o kadar da sevmiyorumdur. Hele bale yapmak aklımın ucundan bile geçmiyordur. Belki de günlerini harcayıp, çok özenle arayıp bulduğun o mükemmel yaz okuluna gitmeyi de iple çekmiyorumdur. Belki de ben kendi seçtiğim boyalarımla kendi hayat resmimi çizmek istiyorumdur. Kim bilir sana göre daha küçük ama dolu bir yaşamı kendim inşa etmek istiyorumdur. Kendi renklerimi gösteren fotoğraflar çekmek istiyorumdur ne dersin? Biliyorum bunu asla istemezdin bilebilseydin ama hırsların tüm bu çocuk gücümün önüne geçtiğinde çok zorlanıyorum bu hayat koşusunda.
benim yeteneklerim ve kapasitem ile senin beklentilerin arasında çoğunlukla derin bir uçurum var. Bu da sana benimle ilgili derin bir hayal kırıklığı yaşatıyor. Ama senin bu hırslı tavrının bana yaşattığı büyük hayal kırıklığını bir bilsen, sen de onun derinliğinde boğulurdun inan. Benim için en mükemmeli yapmaya çalışırken, kendi beklentilerinin sonsuz hırsını benim üzerime boca ederken, yüksek bir basınç hissediyorum omuzlarımdan beni hep aşağı doğru bastıran. Anne-baba ben kuzenim gibi İngilizce sınıfına girmek istemiyorum. Tenis oynamak ve koşu pistinde koşmak bana daha iyi hissettiriyor. Sanki pistte koşarken, her adımımda senin hırslarından biraz daha uzaklaştığımı hissediyorum. Arkamda sakladığım gizli gözlerimle, fotoğrafını çekiyorum benim için sancılarla dolu kalbinin kendi seçtiğim bir yola koşarken.
Anne-baba, sizler Geçenlerde konuşurken duydum. Benim başarılı olmamı, popüler olmamı, sosyal etkinliklere katılmamı, sanatla ilgilenmemi ve spor yapmamı istiyorsun. Peki benim ne istediğimi, nelere ilgi duyduğumu hiç merak ediyor musun? Acaba çok önemli bir detayı, beni gözden kaçırıyor musun? Anne-baba, benim için özünden iyiyi sağlamak için uğraşıp didinirken, karşılaştığın tablo senin idealinden çok mu uzak oldu? Oysa o tabloyu sen çizdin. Sen şekil verdin bütün hatlarına. Renklerini sen seçtin. Benim içimdeki renklerimi dışarı çıkarmama alan bırakmadın. Boyalarını bile hep sen belirledin o soluk resmin. Nefessiz bıraktın beni tabloya çizdiğin çimenli bahçelerinde. Vakti gelmeden budadığın ağaçlarımız vardı ya, işte beni onlar gibi budadın. Tüm kişiliğimi budadığın dallarla birlikte yaktın ve dumanını savurdun gökyüzüne. Çıkan kokudan ne sen mutlu oldun ne de ben.
evet evet anne ve baba, ben büyümek ve gelişmek için her zaman sana ihtiyaç duyacağım. Ama ben de senden farklı arzu v gereksinimleri olan, senden apayrı bir bireyim artık bunu kabul et. Benim de kişiliğim, kimliğim ve senden bağımsız olarak geliştirdiğim bir varlığım var her ne kadar sen bunu görmeye dirensen de. Bana gelişimim için olağanüstü fırsatlar sunuyorsun çok sağ olasın. Ama her zaman olması gerekene değil, benim olmayı düşlediğim, beni başarılı olabileceğim alanlara yöneltmen senin de hayal kırıklığını ve başarısız olma duygunu azaltacak. Senin yüksek beklentilerini karşılayamadığımı hissettiğimde, kendimi ne çok başarısız, yetersiz ve suçlu duyduğumu asla bilemezsin. Bu da yine aynı tekrarla senin beklediğin şekilde sağlıklı bir kişilik ve güçlü bir güven oluşturmama engel oluyor. Her an üzerimde senin yüksek beklentilerinin sebep olduğu baskı hissi, artık kimi zaman baş edilmez bir deneyim haline geliyor benim için. Lütfen ve lütfen Beni yalnızca bir kez olsun koşulsuz sev ve yalnızca ben olduğum, varlığım için kabul et.
Bil ki, Bana ulaşamayacağım hedefler belirlediğinde, yaşayacağım başarısızlıkların, yetersizlik duygularının, hayal kırıklıklarının, özgüven eksikliğinin seni de beni de ne olumsuz etkileyeceğini unutma. Benim için belirlediğin amaçlar doğru bile olsa, bu amaca ulaşırken, kişiliğimin ne ölçüde örselendiğini göze alabiliyor musun? Beni biraz daha yakından tanımanın ve anlamaya çalışmanın vakti geldi sanırım. Bana hayalini kurduğun başarılarım için şartları ve uygun uyaranları göstermen, içimdeki gerçek gücümü tetikleyecektir. Bana pek çok fırsat sağlayıp, farklı etkinliklerin içinde olmamın yolunu açıyorsun harika. Ama bunu yaparken kendi istediklerin değil, beni gerçek anlamıyla tanıyarak keşfettiğin becerilerime dönük etkinlikleri birlikte seçmemiz çok önemli. Beni ne tamamen kendi başıma bırak, ne de tamamen kendi basıncınla boğ. Söylemeye çalıştığım şey, bu yolculuğumuzu çok keyifli bir dengeyle, beraberce yönetmemize bir şans ver. Sınırlarım belli olmadığında da yolumu kaybedebilirim. Çok daraltıldığımda da yeni yollar arayabilirim unutma. Bana bakamayacağın bazı kritik konularda tabii ki de kimi kararları sen almalısın. Bana fırsatlar sunarken, o fırsatların benim sınırlarımın üzerinde, beklentilerine bir karşılık beklemeden bunu yapman benim için çok önemli.
Biliyorum geçmişte sahip olmadığın tüm fırsatları bana sunmaya çalışıyorsun. Kendi annen ve baban gibi anne baba olmak istemiyorsun. Yaşadığın zorlukları, ben de yaşayayım istemiyorsun. Kim zaman da benim geleceğim için şimdiden kaygı duyuyorsun. Benim için gelecek planları yapıyorsun. Ama benim için istediğin veya düşlediğin şeyi acaba kendin için istiyor olabilir misin? İşte buralar birazcık tehlikeli sular anne-baba. Gördüğün gibi anne-baba olmak oldukça zor bir meslekmiş. Şimdi tekrar dünyaya gelseydin ve bunları bilseydin, yine de beni ister miydin bilmiyorum.
Sevgili anne ve baba, ben sanıyordum ki siz yetişkinler yalnızca hazine bonosu, borsa, tahvil, döviz için yatırım yapıyorsunuz. Tüm bu kavramları nerden mi biliyorum? İşte sen hayatın içindeki onlarca etkinliğe yetişmeye çalışırken benim için, ben de seninle kaçırdığım hayatı farklı noktalarından yakalamaya çalışıyorken öğrendim bu kavramları. Oysa öğrendim ki, sizler beni de geleceğiniz için hep bir yatırım aracı olarak görmüşsünüz. Hem de uzun vadeli bir yatırım. Bu yatırım aracı öyle bir getirisi olan yatırım ki, hem maddi ve hem de manevi bir yatırım. San bakma garantisi vardır. Maddi destekte bulunur. Zor zamanlarında da yanında olur ve sana gurur hissettiren bir rol bile oynar. Öyle ya sağladığın harika fırsatların, sunduğun olağanüstü koşulların bir karşılığı olmalıydı değil mi? O da benim gibi garantisi olan bir yatırım aracı olmalıymış. Büyümeye çalışan birkaç çocuğun ve artık büyümüş birkaç gencin serzenişlerinden bir demeti paylaştım sizlerle. Hiçbir çocuğun bir yatırım aracı olarak hissetmediği bir dünya dileklerimle.
Sevgimle, sevdamla.