Ey doyumsuz ve bencil insan, lütfen bir kerecik olsun dinle, duy beni. Bu evrende seninle yaşayan yüz milyonlarca canlı olduğunu Biliyor musun? Olağanüstü bir doğal döngünün varlığını ve bu Doğal döngüye verdiğin onulmaz zararın farkında mısın? Doğaya verdiğin her yakıcı zararın sebebini kendi faydana uygun açıklayıp, nasıl da akla mantığa sığdırıp gurur duyuyorsun değil mi? İçten içe kibirleniyorsun bu evrenin hâkimi benim diye ne kadar kendini kandırıyorsun ve ne çok yanılıyorsun haberin yok. Ya da öyle sanıp yaptıklarını kendi kazanımların ve menfaatlerinle uzlaştırıp, ne güzel hiçbir şeyi duymuyorsun, görmüyorsun. Ama hiç merak etme sen; elbet onun da kendine özgü vereceği cevapları var. Bu cevaplar ki senin yok oluşunla sonuçlanan ve doğanın yeniden doğuşuyla devam eden unutulmaz cevaplar olacak. Doğa sana geçici bir süre için teslim ettiği emanetlerini kendi bildiği dille geri alacak.
Doğaya zarar vermek dışında, onunla hiçbir ilişki kurmayı beceremeyen sen, kendi türünle kurduğun ilişkilerde de bu yakıcı menfaatçilik yolunu izliyorsun. Kişisel çıkarlarını her şeyin üstünde tutup, çevrendeki kocaman duygu dünyalarını yok sayıyor ve görmezden geliyorsun. Şimdi bunu nasıl mı yapıyorum diye kendi kendine soruyor musun? Gel birlikte bakalım bu insansı ilişkiler yumağına. Ama düşmeden bir kez daha menfaat çukuruna bir göz atalım şu insan mahlukunun çetrefilli dünya uykusuna.
Sevgili insan kırıntısı, şöyle bir durup düşün ve etrafına bir bak bakalım. Buna kendini de dahil ederek düşün. Herkesin ruhuna işlemiş ve kolayca değiştiremeyeceği bazı karakteristik özellikler var. Sahip olduğun bu özelikler seni sen yapan, beni de ben yapan; seni ve beni başkalarından farklı kılan özellikler. Bunlar, seçtiğin kimlikleri, yaşamdaki temel duruşunu, hayatla kurduğun bağı ve insanla kurduğun ilişkileri biçimlendirirler. Bu özellikleri ve buna bağlı Farklı insan niteliklerinin de olduğunu aklında tutarak, sana bu yaşamın içinde insan ilişkilerinde karşılaştığım ve çokça canımı acıtan Temelde 3 insan tipolojisinden söz etmek istiyorum. Pek çok ilişki yumağında rastladığım bu insansı tipolojiler üzerine; iyilikle beslenenler, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar ve her zaman kötülükten beslenenler biçiminde bir resim çizmem mümkün gibi duruyor. İzin verirsen İlk iki tipolojiyi birazcık dinlendirelim diyorum. Çizdiğim bu resmin konusu olan ve son yıllarda ürkerek fark ettiğim, kendimi karşılarında çok çaresiz duyduğum, görülür ve hissedilir şekilde çarpıcı bir artış gösteren çıkarcı ve kötü insan tipolojilerine dair bir deneyim paylaşacağım seninle. Belki sen de bu paylaşımlarımı okurken, kendi çevreni ve ilişkilerini değerlendirip, kendinin bu ilişkilerdeki yerini ve bu deneyimde kendini hangi tarafta konumlandırdığını sorgulayıp, tanımlarına yeni cevaplar arayacaksın. Belki de bulduğun cevaplar ve yaşadığın beklenmedik karşılaşmalar, senin de canını yakacak. Ama olsun sonuçta çıktın bir yola. Hadi heyya mola.
Deneyimlerimle şunu söyleyebilirim ki; İnsanın ruhunda barındırdığı en tehlikeli ve en güçlü duygulardan biri onun çıkarcı oluşudur. Bu tür insanın İlişkilerinde her zaman gizli bir ajandası ve sinsi bir karşılıklılık hesabı vardır. Sen bunu fark ettiğinde ise çoğunlukla çok geç olur. Bu tür bir insanın, Saplandığı fikir ve düşüncelerden asla taviz vermediğini görebilirsin. Sonucunda elde etmeyi beklediği bir menfaat varsa, onu kesinlikle durduramazsın. Bir şekilde çıkarının bulunduğu bir işi sonuçlandırır ve kendi lehine dönüştürmesine tanık olman hiç sürpriz olmaz. Eğer senden kısa ya da uzun vadede planlayıp kazanacağı maddi veya manevi bir fayda yoksa, sana günahını bile vermez emin ol. Birdenbire seni hayatından uzaklaştırır ve sen de ne olup bittiğini anlamaya çalışırken bulursun kendini. O zaman sen çözmeye devam ederken, ben de onun özelliklerine sıralamaya devam edeyim.
Kötü insanda öne çıkan özelliklerden bir diğeri de aşırı ilgi odağı ve merkez olmaya can atması durumudur. Kendine o ölçüde hayrandır ki; diğer insanları büyülemeyi ve onları etkisi altına almayı çok ama çok iyi bilir ve tatbik eder her fırsatta. Girdiği ortamlarda çoğu kez tüm gözler kendi üzerinde olsun ister. Bu durumdan inanılmaz bir haz duyar; bu haz da ona yetmez ve asla doymaz. Bulunduğu hemen hemen her ortamda fark edilmeyi, ortamdaki herkesin onun çevresinde pervane gibi dönmesini ister ve bekler. Özellikle manevi açıdan yalnız hisseden insanlar her zaman onun ilk tercih sebebidir. Çünkü bu yalnız insanlar üzerinden kendisini istediği gibi merkez tayin etme şansı bulur. Zaman zaman Kendini bu çaresiz insanlara karşı ağırdan satar ve bazen de rest çeker ve kendisini beklenmedik şekilde geri çeker. Bilir ki nasıl olsa sen ona gideceksindir. Evine girer çıkar, yemeğini yer, sende kalır, giyesilerini giyer, belki pek çok sırrını da bilir; yani sana saçın kadar yakın olur veya olmayı başarır. Çok rahatlıkla seni satıp kolayca bir başkasıyla arkandan konuşabilir. Bir aradayken, senden güzeli harikası yoktur. Ama senden ayrılır ayrılmaz, başkalarıyla sana dair en kötü sözlere sarf ederek konuşur. Senin tüm zayıf özelliklerini bilir ve her zaman bu özelliklerini fırsatını bulduğunda sana karşı kullanır. Sen de yumuşacık kalbinle onun yaptıklarını öyle uzaktan sadece izlersin şaşırarak.
Bu menfaatçi insan, Yalnızca iyi günde seninle dostluk kurar. Diyelim ki Maddi ya da manevi açıdan çok zor durumdasın, bir arkadaşından destek bekliyorsun. Eğer sana destek olan arkadaşın çıkarcı biri ise kesinlikle bir şey bekleme ondan. Beklediğin destek hiçbir zaman gelmeyecek bunu bil. Çıkarı doğrultusunda sen sıfıra ininceye kadar seninledir. Tatlı sözlerle seni kendine profesyonelce bağlar. Adeta tüm ruhunu ve canını emer. Sen de faydalanacağı bir şey kalmadığında, sessizce girdiği gibi hayatına, yine aynı sessizlikle çıkar gider.
Yukarıdaki satırlarımda, seninle birazcık insanın psikolojik çözümlemesi ve birazcık da yılarca hayatın içinden geçerken, çarpa çarpa öğrendiğim acı tecrübelerim sonucunda kazandığım deneyimlerimi bu kez kişisel örneklerime girmeden anlatmaya ve paylaşmaya çalıştım. Hayatın içinde bu yolculuğa devam ederken Yine de bana öğrettikleri her şey için teşekkür ederek bu hayat deneyimlerimi kolumun altına alıp, kalbimin seçtiği yöne yelken açmaya devam edeceğim. Siz de öyle yapın ve affettiklerinizi, affedemediklerinizi geride bırakın ve hayatın size sunacağı uçurtmalara takılın.
Sevgimle, sevdamla.