Şarkı yazarı ve müzisyen Köksal Ekinci’nin hayran kitlesi hızla büyüyor
Şarkı yazarı ve müzisyen Köksal Ekinci, geçtiğimiz günlerde çıkarttığı “Suskun Gönül” albümüyle adından söz ettiriyor. Daha önce çıkarttığı “Yas”, “Belki”, “Dünya”, “Sen Ben Oldun”, “Veda”, “Venüs”, “Ay’ın Nefesi” adlı parçaları ve ilk albümü “Güneş’in Kalbi” ile hayran kitlesi büyük bir hızla büyüyen Ekinci, yurtdışından da birçok ünlü isim ve dinleyiciler tarafından takibe alınmış durumda.
Kısa süre önce müzikseverlerle buluşturduğunuz “Suskun Gönül” albümünüz ‘Unutulmayan Aşkların Sesi’ olarak nitelendirildi. Albüm hakkında siz neler söyleyeceksiniz?
“Güneş’in Kalbi”nden sonra bu çıkarttığım ikinci albüm oldu. Gönül, Türkçenin en derin kelimelerinden biri, kalbe hayat katan ve yaşamın en öz, en katıksız saf bilinç halidir aslında. Tasavvuf felsefesinde de gönül bütün duygu, düşünce, bilinç, sezgisellik ve kavrayışın, yani benliğin şekillenmesi ve geliştirilmesinde en önemli etken kabul edilir. Ve insanlar gönül rehberliğinde ancak, gerçeğe ulaşılabilir. Aklımız duygularla elde edilen bilgileri anlatırken, gönül ustalık ve derin bir kültürel zenginlik ile kazanılan bilgilerin kaynağıdır. “Suskun Gönül” de, uzun zamandır sessiz kalan kalplerin şarkı söyleme zamanının geldiğini anlatıyor.
Bu albümde “Suskun Gönül” ve “Kalbim’in Şarkısı” isimli 2 yeni şarkıyı müzikseverlerin beğenisine sundum. Bu 2 şarkının 3’er versiyonu uzun bir çalışma sürecinde hazırlandı.
Efsanevi şarkı aslına uygun çevirisiyle geldi
Albümde efsanevi “Dile Kolay” parçasını da aslına uygun olarak çevirisi yapılan sözlerle seslendirerek bir ilke imza attınız. Bu parçanın hikâyesini sizden alabilir miyiz?
“Kalbim’in Şarkısı” benim için, ayrı bir önem taşıyor. İlk kez kendi bestelerim dışında bir eser seslendirmiş oldum. İranlı ünlü besteci Faramarz Aslani’nin dillerden düşmeyen “Age Ye Rooz” şarkısını, Shida Çetinkaya tarafından aslına uygun olarak çevirisi yapılan sözlerle seslendirerek bir ilke imza atmaktan dolayı mutluyum. Şarkıyı daha önce Ajda Pekkan ve Deniz Seki, Fikret Şenes sözleriyle yorumlamıştı.
Herkes gibi büyük bir sevgiyle dinlediğim bu parçanın nostaljik bir önemi de var. Anılarımızı en güzel halleriyle canlandıran, kuşak farkını ortadan kaldıran bu büyülü parçayı dinlerken, içimden bir ses sözlerinin sanki daha farklı olduğunu fısıldıyordu. Fikret Şenes sözleri tabi ki muhteşemdi. Bunun yanında içimdeki sesin İranlı arkadaşımla yollarımızı birleştirmesiyle “Kalbim’in Şarkısı”na vardım.
Eserleriniz hangileridir?
Dijital platformlardaki ilk üçlemem “Yas”, “Belki” ve “Dünya” 2019’da yayınlanmıştı. 2020’de “Sen Ben Oldun” ve “Veda” adlı parçalarımla dinleyicilerimle buluştum.
Geçtiğimiz Nisan ve Mayıs aylarında “Venüs” ve “Ay’ın Nefesi” adlı parçalarımı yayınladım. “Güneş’in Kalbi” adlı ilk albümüm de gezegenleri ve yıldızları konu alan üçlemenin, İlk Bahar döneminin tamamlanması oldu. Yaz ayları boyunca yaratımımı artırarak sürdürdüm ve “Suskun Gönül” adlı ikinci albümümü geçtiğimiz günlerde çıkarttım.
Yakın planda gerçekleştireceğiniz projeler arasında neler var? Kitap projeniz olduğunu duyduk…
DoğrudurJ Gelecek sene yayınlanacak kitabım üzerinde çalışmaları devam ettiriyorum.
Yeni şarkılarımın üzerindeki yoğun çalışmaları sürdüreceğim. Benim için üretim sürecinin heyecanı ve yeni şarkılarla müzikseverler ile buluşmak hayatımın en anlamlı paylaşımıdır. Yoğun bir yaz sezonunu bitirmek üzereyim ve sonbahara yeni bir üçleme serisiyle çıkacağım.
Kitabınızda neleri anlatacaksınız? Sevenleriniz için biraz ipucu verebilir misiniz?
Şu an çok taslak halinde yine de kısaca bahsedeyim… Uzunca bir süredir biriktirdiğim hayat izlenimlerimi, kendime ait şiirsel bir dille hikâyeleştirmeye çalışıyorum… Ve tabii yine şarkılarımda olduğu gibi mutlaka yıldızlardan, mitolojiden ve notalardan esintiler de olacak.
Hedefiniz nedir?
Hedefim ise Yeni Dünyanın, yeni şarkı yazarı olmak J Herşeyi geride bırakarak kendi müzikal dünyamıza, ses vermek, kalplere dokunmak ve kitabımla daha fazla kişiye dokunmak… Bir kelebek etkisiyle, bu paylaşımı çoğaltabilmek…