Yeni bir bin yılın başlangıcındayız, bugüne dek getirdiğimiz kurallar önümüzdeki süreçte çalışmayacak ve güncellenmesi gerekecek. Halkın içinde halkla sıkı diyalog halinde olan birisiyim, sürekli seyahat halinde farklı şehirler ve ülkeler gezen bir seyyah olarak da birçok farklılıklar dikkatimi çekiyor. İnsanları izliyorum sürekli ve yazıyorum habire, köşe yazıları kitaplar…
Anladım ki tez zamanda bazı kurallar güncellenmeli, bazı davranışlar ve düşünceler değişmeli, bazı ideolojiler çöpe atılmalı, bazı uygulamalar yeni bin yıla uyarlanmalı ve tüm bunlar mümkün olan en kısa zamanda yapılmalı. Öyle yıllara doğru gidiyoruz ki, ayağımız tökezlerse ülkece bizi haritadan silerler.
Uzun yıllar siyasetin de içinde bulunan biri olarak geldiğim nokta şu; siyasi kişiliklerin ve davranışlarının birbirinden farkı yok, sadece partisinin adı değişiyor, yaptıkları aynı, davranışları aynı…
Bölgemiz cehennem çukuruna dönmüş fakat hala bazı siyasi figürler daha yüksek koltuk derdindeler, ülke değil dertleri, koltuk ve daha fazla kendi imtiyazını arttıracak güç peşindeler.
Yokluktan bir ülke var eden, düşmanı topraklarımızdan kovan Mustafa Kemal Atatürk öğretisinde olduğumu herkes bilir. Siyasi düşüncem VATAN, tuttuğum desteklediğim partiler değil ÜLKEM’dir.
O şehit kanlarının rengindeki bayrak inmesin diye adadım ömrümü, bu nedenle sürekli gözlem yapıyorum. Parti ideolojilerinin çürüdüğü, inatla savunulan birçok kavramın değerini yitirdiğini görüyoruz. Asla bir araya gelmezler dediklerimiz bir arada kendi çıkarları uğruna çabalıyor.
Peki ya VATANIMIN ÇIKARLARI…
Artık yavaş yavaş Sayın Erdoğan sonrası konuşulmaya başlanmalı, planlanmalı…
O gün gelip çattığında bir kaos kaldıracak durumda değiliz, hazırlıklı olmalıyız.
Sayın Erdoğan da bir insan ve Allah’ın verdiği bir ömür vardır. Sultan Süleyman’a dahi kalmayan dünyanın hiçbirimize kalmayacağı kesin bilgi…
Sayın Erdoğan sonrası bölgemizdeki cehennem ateşinde ülkemi bu yangından kim çıkarabilir diye izliyorum siyasi arenayı.
İmamın oğlu yeni bin yılı şekillendiremez, öyle pışıkla mışıkla ülke yönetilmez. Bir ağırlı olmalı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının… Şov yaparak ülke yönetilmez.
Mansur Yavaş, güçlü duruşuyla beğenileri topluyor lakin 70 yaşında, benim vatanımda bunca donanımlı Sayın Yavaş’tan daha genç siyasiler varken sırayı onlara vermeliyiz. Dünya temposunun çok hızlandığı süreçte bize bu tempoyu yakalayacak genç enerjiler lazım olacak yeni bin yılda.
Siyasi görüşe göre aday seçme dönemi de bitti. Siyasi görüşü ne olursa olsun ülkeme vatanıma fayda sağlayacaksa destekleyeceğiz yeni bin yılda.
Bütün olasılıkları alt alta topladığımda tek bir aday kalıyor bana göre; Hakan Fidan
Dış diplomasiyi iyi biliyor, sakin ağırbaşlı duruşuyla süreci kontrolü altında tutuyor. Koltuğu kaptıracak korkusuyla kimseye pışık yapmıyor, istihbarattan geldiği için arka planda suça bulaşmış herkes eminim korkudan titriyor ve gizli gizli de ayağını kaydırmaya uğraşıyordur lakin başaramazlar, boşuna yorulurlar.
Dünya devletleriyle yapılan toplantılarda Türkiye Cumhurbaşkanı duruşuyla etkilemeli, gevşek gevşek davranarak ülkemi madara etmemeli. Hakan Fidan’ın ürkütücü sessizliği ve sakin, kendinden emin duruşu tüm devletlerin yöneticilerini tedirgin edecektir ve bize de dostu düşmanı tedirgin edecek yöneticiler gerekli.
Tüm siyasi görüşler çöpe atılacak, asın bayrakları asın diyeceğimiz kişilerle bölgemizdeki cehennem ateşinden çıkabileceğiz yalnızca ve işaretlere baktığımda bu zor süreci Hakan Fidan yönetmeli düşüncesindeyim.
Zaman iyice hızlandı, sürprizler dünya gündemini fazlasıyla meşgul ediyor, zor günlere doğru ilerliyoruz. İdeolojilerin peşinde kendi içimizde çarpışarak kaybedecek vakitlerde değiliz. Artık bilinçlenmeli ve ülke menfaatini düşünerek hareket etmeliyiz.
Benim bu yazıma ideolojik beyinler kendi dar çerçevelerinde birçok yorum yapacak, o yorumları kendilerini bağlar beni değil. Benim için vatanımın geleceği önemlidir. Şu anki manzarada olması gereken neyse onu yazmışımdır. Yapay zekânın dahi IQ’su sürekli yükselirken gerileyen zeka seviyesiyle eskimiş ideolojilere tutunanların fikirleri, gelecek bin yılı şekillendiremez. Yapay zekânın ve çılgın bir binyılın içinde olduğumuz dünyada ayakta kalmak istiyorsak pışık yapamayız, tedbirimizi almalıyız.