Sevgi seçimdir, bir insanı bir hayvanı bir çiçeği sevmek size kalmıştır. Kendi seçimiminizdir fakat SAYGI, mecburidir. Bu sizin seçiminiz değildir.
Dünyada var olan her canlıya saygı duymak zorundasınız.
Burada bir seçim yoktur, zorunluluk vardır. Yaratıcının dahi emri vardır.
Semavi dinlerden önceki inançlarda, doğanın ve her canlının bir ruhu olduğuna inanılırdı ve insanlar kendi türleri dışındaki diğer tüm canlılara da saygı duymak zorundaydı.
Günümüzde sevgi zaten azaldı da saygı nasıl tamamen yok oldu anlamış değilim. Ortalık, şişkin egolarının kontrolü altındaki saygısızlarla doldu. Karşısındaki insana saygılı davranınca kendini kötü hisseden değişik bir türle karşı karşıyayız.
Toplumsal ahlak ve davranış çöküntüsünün en temel nedeni de bu, saygının yitirilmiş olması!!!
Göstermelik bir saygı maskesi takmış rol yapanların içinde doğruyu bulmaya çalışıyoruz.
Bunu gözlemlediğim örneklerle anlatayım;
Kişinin restoranı var; göstermelik bir maske takınmış müşterilerine şirin gözüküyor lakin arka tarafa geçince çalışanlarına it muamelesi yapıyor. Ücretini ödemiyor, çalışanı insan olarak değil de kölesiymiş gibi görüyor.
Veteriner; kliniğine gelen zengin sahiplerinin ellerindeki süslü kedi ve köpeklere en iyi şekilde bakıyor, sokağa çıktığında yanından geçen kedi köpeğe tekme atıyor.
Jinekolog; muayenehanesine gelen kadın hastalarına mükemmel davranıyor. Özel yaşamındaki kadınlara ruhsal ve fiziksel şiddet uyguluyor.
Öğretmen; sınıfındaki öğrencilere ihtimam gösteriyor, başarılı öğretmen denilmesi için her türlü fedakârlığı yapıyor. Sokaktaki çocukları hor görüp ilgilenmiyor.
Belediye Başkanları, Milletvekilleri; seçimlere kadar en şirin halleriyle halkla iç içe, vatandaşla birlikte oluyor. Seçimi kazandıktan sonra vatandaşı kapısından sokmuyor, telefonuna çıkmıyor, derdini dinlemiyor.
Bu örnekler ve benzerleri her tarafta var ve sayıları gittikçe artıyor.
Oysa bu tarz kişiler toplum içinde elde ettiği statüsünü, rızkını, ekmeğini, geçimini, altındaki arabasını, evini, servetini, rol yaptıkları maske taktıkları bu kişilerden kazanıyor. Nedense bu en önemli bölümü unutmayı tercih ediyorlar.
Saygısızlığın bir diğer görünür hali ise genelleme yapanlarda karşımıza çıkıyor.
Bunu da örneklerle anlatayım;
Avukat; oturduğu koltuğun ona kattığı unvanın egosu içinde her geleni suçlu olarak görüyor ve bu zihniyetle karşısındaki olabildiğince küçümseyerek saygısızca davranıyor.
Devlet hastanelerine gittiğinizde yüzünüze bakmayan doktor, özel hastanede paranız var da özel hastanedesiniz diye kibar davranıyor.
Hızlı fırtınalı aşk hayatı yaşayıp yanlış seçimlerinden dolayı hüsrana uğramış kadın veya erkekler, “aman ortada adam mı ya da kadın mı var aşık olacak, evlenecek,” diyor. Her kadına veya erkeğe aynı saygısızlığı yaptığı için aynı sonuca vardığını göremeyip karşısındakileri suçlayarak daha da saygısız davranıyor.
Bu klişeleşmiş genellemeler saygısızlığı arttırıyor. Herkes aynıymış gibi herkese aynı saygısızlığı uyguluyorlar. Oysa parmaklarımızın hiç birinin izi birbirini tutmuyorken hepsi farklı iken her insana aynı davranmanın mantığı nedir?
Her toplantım ya da görüşmem öncesinde orada bulunacak kişiler hakkında bilgi edinirim. Karşımda kim olacak bilmek isterim. Yaşamları boyunca neler yapmış, kendilerine ve topluma ne katkıları olmuş, donanımları ne durumda, sonradan görme mi yoksa emek vererek bir yere gelmiş biri mi, bakarım. Sonuçta herkese saygılı davranırım lakin karşımda boş teneke olup da kendini doluymuş gibi göstereceklere de saygı çerçevesi içinde haddini bildiririm. Ukala ukala konuşan davranan birçok kişiye de iyi ayar vermişimdir çünkü SAYGI MECBURİDİR…
Şu sıralar ünlü bir siyasetçinin basın danışmanı olan bir şahsa dahi “o iletişim fakültesi diplomanızı yırtın atın, fakülteyi yeni baştan okuyun!” demiştim seçim döneminde.
Günlük hayatta, sizi arayan her çağrıya cevap vermeniz gerekir.
Size atılan her mesaja olumlu veya olumsuz dönmeniz gerekir.
Eğer geri dönüşler yapmıyorsanız bu da dijital hayatın içindeki saygısızlıktır. Karşınızdaki kişiyi umursamadığınızı ve cevap verme gereği duymadığınızı gösterir. Sonra gün gelir o vaktinde cevap vermediğiniz kişiler de size aynısını yapınca karşınızdakilere saygısız demeden önce siz ne kadar saygılı davrandınız bunu sorun önce kendinize…
Ve İlahi Plan, yaptığınız her davranışı size iade etmek üzerine kuruludur. Kime nasıl davranırsanız aynı davranışa maruz kalırsınız.
Rızkınızı servetinizi elde ettiğiniz yerlere ve kişilere saygı duymazsanız gün gelir bir lokmaya muhtaç kalırsınız.
“Eli boşa ağa uyur derler; eli doluya ağa buyur derler,” diye bir atasözümüz vardır. Bundan menfaatim var, para kazanırım, saygılı davranayım, bundan bana fayda gelmez buna da kötü davranayım derseniz gün gelir bedelini ödersiniz.
Kimseyi sevmek zorunda değilsiniz, fakat SAYGI göstermek zorundasınız.
Saygı, insan olmanın en temel kuralıdır.