Göz göre göre başladı savaş ve diğer ülkeler de yavaş yavaş dâhil olmaya başladılar. Yemen, savaşa katıldığını açıkladı ve İsrail’e savaş ilan etti. Birçok ülkenin de katılacağını tahmin etmek zor değil.
Arkeolojiden bildiklerim ve günümüzden edindiğim izlenimlerime dayanarak fikrimi belirtmek isterim; İsrail bu savaşa iki günde karar vermedi. Bu savaşın uzun yıllar sessizce süren hazırlığını yapmışlardır tüm dünyanın gözü önünde. Yahudiler öyle gözü karartıp atlamazlar olaylara, 100 yıllık planlarını oluşturup hazırlanıp harekete geçerler.
Gelelim Filistin ve Araplara, kabileden öteye geçememiş olan Arapların insan ve iman gücü fazla olsa da zekâ karşısında ne kadar başarılı olurlar?
Bu savaşın seyri tam da bu sorunun cevabında gizli!!!
İnsanlar ölüyor, çocuklar ölüyor, kadınlar tecavüze uğruyor ve ölüyor, milenyum çağında dahi hala bu ilkel davranışların içinde bulunmak akıl alır gibi değil.
Koskoca dünyada neyi paylaşamıyoruz, neden anlaşamıyoruz gerçekten merak ediyorum.
Ülkem adına tedirgin olsam da tarihe nasıl güzel bir iz bırakmış millet olduğumuzu bir kez daha görüyoruz. Rusya Ukrayna savaşıyor, Ruslar ve Ukraynalılar Türkiye’ye sığınıyor. Filistin İsrail savaşa başlıyor, Filistinliler ve Yahudiler uçaklarla Türkiye’ye kaçıyor. Son 5 yıldır savaştan kaçan herkes Türkiye’ye sığınıyor.
Çünkü burası TÜRK yurdu, en güvenilir topraklar Anadolu, tüm çevre ülkelerin insanlarının hafızasına kazınmış demek ki bu durum binlerce yıldır, ilk sığındıkları ülke bizim topraklar oldu.
Ülkemize akın akın gelenlerin emlak piyasasına ne gibi etkileri olacak diye merak edenler için kısaca açıklayayım; Şubat ayında yaşadığımız depremden sonra emlak piyasası ciddi anlamda duraklamıştı. Psikolojik olarak tam biraz toparlanır gibi olduğu anda İsrail – Filistin savaşı patladı ve emlak piyasası yine durağanlaştı.
İnsanlar tedirgin olduklarında yatırım yapmaz, parasını nakitte tutmaya çalışır. Çünkü yarın ne olacağı belirsiz olduğu için nakitte kalmak avantajlıdır. Bankaların yüksek faizle parayı toplamaları, kredilerin kısıtlanması emlak piyasasını tamamen durağanlaştırdı.
Konut fiyatlarının son birkaç yılda inanılmaz yükselişi de insanların konut almasını zorlaştırdı. Tüm bu olumsuzluklar kiraların aşırı yükselmesine sebep oldu.
Bu süreçte en çok dikkatimi çeken konu İstanbul ile Anadolu’daki şehirlerin kira ve satış rakamlarındaki artış oranları oldu. İstanbul’da sıradan bir evin kirası 20 bin 30 bin oldu diye Anadolu’daki şehirler, İstanbul’u baz alarak aynı oranda kira artışı yapamaz, yapmamalı da…
Burası İstanbul, tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu, Türkiye’ye sığınanların ilk tercih ettiği şehir, elbette burada kira da, ev satışlarının fiyatları da yüksek olacak. Bazı şehirler gördükleri ilgi nedeniyle elbette fiyatları yükselecek, Anadolu’daki her şehir İstanbul’u örnek alırsa bizim vatandaşımız ne yapacak nasıl ev alacak nasıl kira ödeyecek bu durumda?
El İnsaf ya, İstanbul’la Antalya ile İzmir ile yarışmaya kalkışmak nedir?
Anadolu’nun en ücra köşesinde dahi kiralar uçmuş, konut fiyatları fahiş artmış, vatandaşı düşünen yok!
Kendi halkımız ev alamıyor, kira ödeyemiyor…
Fransızlar Paris’e, İngilizler Londra’ya, İtalyanlar Roma’ya bakarak en küçük kasabada dahi konut fiyatlarını veya kiralarını yükseltmiyorlar. Her bölge kendi içinde fiyatını oluşturuyor.
Lütfen İstanbul’a bakarak Anadolu’daki evinizin fiyatını ya da kirasını arttırmayın!
Hemen İstanbul’da halkımız oturamayacak mı, ev alamayacak mı diyenlere cevap vereyim; İstanbul gibi kıymetli şehrimizin mülklerini yabancılara ucuza verecek halimiz yok elbette fiyatları onlara göre ayarlanacak. Yabancılar birkaç şehrimize ilgi gösteriyorlar, o yüzden o şehirlerimizin rakamları onların ilgisine göre fiyatlanacak. Yabancılar Anadolu’mun her şehrine gitmiyor, Anadolu şehirleri hangi bahaneyle fiyatlarını İstanbul rakamlarına yükseltiyor?
İstanbul bir dünya şehridir burasının iç piyasası kendine hastır.
İkinci önerim ise, kriz zamanları en güzel yatırımın yapılacağı zamanlardır ama yalnızca cesurlar yatırıp yapabilir bu piyasa şartlarında.
Korkanlar ise güvenli bir limanda ortamın düzelmesini bekler, bu arada elindeki birikimi de erir.
Bu süreçleri iyi değerlendirip kazanmaya bakın derim ve lütfen İstanbul piyasası ile yarışmayın artık. İstanbul ayrı piyasa şartlarına sahiptir, Anadolu şehirleri ise ayrı piyasa şartlarına sahiptir. Artık bu farkı anlayın, vatandaşımıza hayatı daha da zorlaştırmayın!