“Asra yemin olsun ki, insan gerçekten ziyandadır. Ancak inananlar, yararlı işler yapanlar ve hakkı tavsiye edenler başkadır.”
Kuran’da geçen bu sözler bile insanın gerçekten yanlış yolda olduğunu söylerken, kim neye göre ve kime göre doğru yolda olduğunu iddia edebilir?
Japonların bir dini yoktur ama inanılmaz güzel işleyen ahlak anlayışları vardır. İnsan yaşamına ve haklarına büyük saygı gösterirler.
Gelişmiş ülkelerin ise inanılmaz keskin adalet anlayışları vardır. Bu adalet, zengine göre değişmez ya da güçlüden yana olmaz. Adalet ne diyorsa herkes için o uygulanır.
Kuranda geçen bu sözler bile insan ziyandadır derken herkes neye göre kime göre karşısındakini yargılıyor, küçümsüyor ya da acısına yaşadıklarına saygı duymuyor?
Herkes sadece kendini zeki zannederken karşısındakinin daha zeki olabileceği ihtimalini neden düşünmüyor?
Bu dünyada büyük kaosmuş gibi görünen fakat inanılmaz incelikte işleyen muazzam bir ilahi döngü var. Bu döngüyü görebilmek için biraz geçmişe dönüp neler yaptıklarınıza ve karşınıza nelerin geldiğine bakmanız yeterlidir.
Her şey apaçık ortadır, görmesini bilenlere…
Kendi yaşantımdan birkaç örnek vererek konuyu anlatmaya çalışayım, geçmiş dönemde gönüllü olarak yıllarımı günlerimi saatlerimi ve emeklerimi verdiğim, kadınlar ve çocuklar için mücadele ettiğim bir alanda çalışırken yeni tanıştığım birisi, kendi menfaatine fayda sağlayacağımın hesabını yaparak bize geldi ve zaman içinde artan dostluğumuz ile oldukça faydalı işler de yaptık. Karşımdaki kişinin niyetini biliyordum, sözleriyle büyük dostluk örneği sergilese de davranışları niyetini ele veriyordu. Tek derdi, bulunduğumuz ilçede başkana olan yakınlığımızdan faydalanmak ve kendi işini sağlama almaktı.
Niyetini gizlediğini zannetse de başaramıyordu. Kendisine zaman tanıdım dostluğun art niyetler için kullanılmaması gerektiğini belirttim kaç kez ve sonunda ilahi plan öyle bir tersine çevirdi ki o kişiyi, neye uğradığını şaşırdı. Ama sorsan, o kadar iyi biriydi ki, hep yardımseverdi, hep iyilik yapandı. Oysa tüm bunları yapmasının ardındakini ben görebiliyordum. Benim dostluğumdan faydalanmak için kurduğu tuzak, kendisine ters dönmüştü.
Şimdi o kişiye sorsan kendisi o kadar fedakârdı, yardımseverdi ki fakat bana sorsalar tüm o yardımsever ve fedakâr görüntüsünün altındaki niyetini söylerim.
Şimdi bu kişi neye göre ve kime göre iyi veya kötüdür?
Yakın bir zamanda yaşadığım bir başka olay, günlerce zihnimi meşgul etti. Bir türlü çözüme kavuşturamadığım bir konuda yardım istedim. Yardım istediğim kişi birkaç gün sonra yardımcı olamayacağını iletince telefonu açıp nedenini sordum.
Aldığım cevap şu oldu; “Siz bu sorunu bir şekilde çözersiniz.”
Peki dedim benim yerimde bir başkası olsaydı ve aynı sorun için yardım isteseydi cevabınız ne olacaktı, “yardımcı olurdum,” dedi.
Neye göre ve kime göre bunu belirliyorsunuz, sorunumu çözememişim ve yardım istemişim, ne demek bu sorunun hakkından gelebilirsin, gelsek zaten yardım istemeyeceğiz, deyip saydım sıraladım.
Cevaba bak!
Ben sorunu çözebilirmişim, çözememişim de yardım istemişim, hiç olaya bu tarafından bakan yok!
Dik başlı oluşumuz, sanırım dünyayı devirebileceğimiz izlenimi bırakmış ki, aciz ağlak zavallı kadın göremediği için yardım etmeye gerek görmemiş.
Neye göre kime göre yargılamış da karar vermiş?
Şöyle bir etrafıma baktım da insanlar ne kadar kendi zihin dünyalarına mahkûm yaşıyorlar…
Gerçeğe ulaşmak gibi bir hamleleri yok, kalıplar üzerinden birbirini yargılıyor, kullanmaya çalışıyor, kendince tuzak kuruyor ve ilahi plan devreye girip canını yaktığında veryansın ediyor.
Daima bugün birine haksızlık yaptım mı diye düşünürüm uzun uzun. Kime ne yaptıysam da benim içsel doğrularıma göre hak etmiştir, kendime de bir kahve yaparım.
Bilirim ki, bir yanlışım olduysa o da benim önüme çıkacaktır.
Bu bayram hazır evlerimizde kendi başımızayız, biraz geçmişimizi düşünelim, bu dünyada kime fayda sağladık bunu tartalım vicdan terazimizde.
Kötü niyetle çıktığımız her yolun sonunda asıl kendimize zarar vereceğimizi bilelim.
Bunları yazmak sana mı kaldı diye düşünen olursa eğer, gece gündüz survivor izlemiyorum, kitap okuyorum, hala online eğitimler alıyorum, arkeolojiyi araştırıyorum, geçmişten günümüze değer yargılarına bakıyorum, insan yaşamlarını gözlemliyorum, tüm dinleri ve mitolojileri inceliyorum o yüzden yazmak bana düşer, soranlara değil.
Ve ayrıca bu ego değil yalnızca emek, dünyada geçirilen her saniyeyi kendim için değerli kılmak için verdiğim mücadeledir.
Siz çekirdek çitlemeye devam edin…
Kutlu ve sağlıklı bayramlar diliyorum.