Öğrencilerle söyleşiler yaptığımda bana hemen futbol kitabı yazıp yazmadığımı sorarlardı. Yayınevi ile bir proje geliştirerek futbol takımlarını anlattığım çocuk öykü serisi hazırladık. Yazarı Arkeolog olunca, bu çocuk öykülerine de elbette arkeoloji mitoloji ve tarih girmeliydi.
Günümüzden 2300 yıl önce Çinlilerin cuju adını verdiği oyun, futbolla benzerlik taşıyor olsa da “futbolu biz icat etmedik,” diyorlar. Orta Amerika’da, hayvan derisinden yapılmış sert yuvarlak topun peşinde koşup birbirlerine atan Azteklerin bu oyunu da futbolla benzerlik gösterir. Roma’da gladyatörler arenada içi samanla doldurulmuş hayvan derisinden yuvarlak topu birbirlerine atarak yarışmalar düzenliyorlardı. Bu oyun da futbolun ilk halidir ve günümüze dek değişimler geçirerek tüm dünyanın takip ettiği oyuna dönüşmüştür.
Günümüzde taraftarların çılgınca tezahüratlar yaptığı futbola benzer oyunlar, tarih boyunca karşımıza çıkar. Bu nedenle futbol takımlarını ve futbolun tarihini yazmak benim için çok eğlenceliydi. Futbolla pek ilgim olmasa da Samsun’a olan sevdam beni Samsunsporlu yapmıştı. Bir Samsunlu olarak Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’u yazarken bir gün Samsunspor’u da yazmak en büyük arzum oldu.
Son günlerde yazılı ve görsel basında, sosyal medyada Türk futbolu ile ilgili iç karartıcı, kaygı dolu paylaşımları toplum olarak izliyoruz. Takımların mali durumları, yönetim anlayışı, istikrarsız kadroları ve hiç bitmeyen hakem tartışmaları, taraftarları da endişelendiriyor ve stattan uzaklaşmalarına neden oluyor. Özellikle çocuklar, futbolun birlik ve beraberlik içinde takım olmayı, bütün olmayı, macerayı temsil ettiğini bilemiyorlar.
Gündelik tartışmalar arasında futbolun amacı özünden uzaklaşıyor.
Türk futbolunun en karmaşık zamanlarında bir vesile ile Samsunspor’un başarılı başkanı Yüksel Yıldırım Bey ile tanışma fırsatı buldum. Küresel ekonomiye hâkim, finansı bilen ve kurumsal farkındalığı yüksek, birçok ödül sahibi olmasına rağmen bir o kadar da tevazu sahibi, planlı çalışmaya inanan, çok kısa sürede futbolda kurumsallaşarak, Samsunspor’u hak ettiği noktalara çıkaran Yüksel Yıldırım, takımın finansal ve saha içi başarı kazanmasını sağladı.
Sayın Yıldırım ile kısa sohbetimiz, büyük başarının tesadüf olmadığını anlamama yetti. Şanlı bir geçmişe sahip Samsun sporumuzun başarılı yöneticileri ile yine eski günlerine döneceğine inancım arttı.
Samsunspor herhangi bir takım değildir. Kurtulan şehir değil, kurtaran şehir Samsun’umuzun başarılı geçmişe sahip takımı, kuzeyden doğan bir güneştir.
İkinci lige kadar düşen takımımız, Yüksel Yıldırım Bey’in başkanlığında şu an ilk üç takım arasında başarılı bir performans sergiliyor.
Samsun sporumuzun başarılı başkanı Yüksel Yıldırım Bey’e ve Samsun sporumuzun kıymetli yöneticilerine bu yazımla teşekkür etmek istedim. Yüksel bey’in de yoğun temposuna rağmen bizlere ve Samsunumuza vakit ayırması çok değerli.
İyi günde ve kötü günde takımını asla yalnız bırakmayan taraftarlara müjde vereyim; Samsun sporumuzun daha büyük başarılara imza atacağı günler yakındır.