Her yerde liyakat olmalı gerçekten, en küçük meslek grubundan ülke yöneticilerine kadar…
Bu sistemin sağlıklı işleyebilmesi için kesinlikle elzem oldu.
Allah beni sanırım ceza diye göndermiş bazı densizlere, “Semra kulum bunun hakkından gelir,” deyip nerde ayarı bozuk kantarı şaşmış varsa karşıma çıkıyor ya da toplum gerçekten tamamen bozuldu.
Senelerce siyasetin her basamağında bulundum. İnsanların birbirine ayak oyunları vardı ama çok açık etmezlerdi. Belli bir saygı çerçevesinde birbirlerine tuzak kurarlardı.
Kitaplarım söyleşilerim zaten kitap sevenler arasında geçtiği için çok sorunlu insanlar yoktu sadece kibir vardı bazılarında.
Ve bir gün tesadüfen emlak sektörüne girdim. Bunu büyük harflerle yazmak istiyorum;
HAYATIMDA HİÇ GÖRMEDİĞİM KADAR YALANCI, HİLEBAZ, KURNAZI BU SEKTÖRDE GÖRDÜM!
Birkaç kişiyi ayırayım geri kalanlar benim nazarımda insan dahi değiller, sadece insan derililer.
Emlakçıların büyük çoğunluğu tamamen ahlak kavramını yitirmiş. Kurnazlıkları yalanları iki kuruş para kazanmak için yaptıkları çirkinlikler akıl alır gibi değil.
Bugün yaşadığım bir olayı anlatmak istedim ki daha buna benzer her gün yaşadığım onlarca olay var.
Villasını satmak isteyen bir müşterim yaz sonu benimle çalışmaya başladı. Her satıcının malı kendine kıymetlidir zaten bu müşterim de evini yüksek bir rakamdan satmamı istedi. Kendisini uyardım ve o rakamın yüksek olduğunu benden önce de satmaya çalıştığı halde satamadığını, rakamı satılabilir oranlara getirmesi gerektiğini anlattım. Malı kıymetlilerden olduğu için beni anlamak istemedi ve dediği fiyattan evin ilanını girdik. Birkaç hafta içinde istediği rakamın bir miktar altına teklif geldi ve kabul etmedi. Ev aylarca yüksek rakam nedeniyle satılmayınca, bana belli etmeden başka emlakçı arkadaşlara da gitmiş ve evimi satın demiş.
Gittiği emlakçı “aaa evinizi ucuza satıyor, deprem nedeniyle fiyatlar da çok yükseldi, herkes müstakil istiyor sizin evi o emlakçının yazdığı fiyatın %50 üstüne satarım,” demiş ve eve afişlerini asmak istediğini belirtmiş.
Müşterim beni aradı, başka bir emlakçının evini çok yüksek fiyata satacağını ve afiş asmak istediğini söyledi.
“Siz buna inandınız mı?” diye sordum, durakladı. Benden önce 1 yıl ve benimle 8 ay geçen süre içinde verdiğiniz rakama satılmayan ev, birden nasıl oluyor da nerdeyse iki katına başkası tarafından satılıyor? Bunu sordunuz mu?” dedim.
Ve KURNAZ EMLAKÇILARIN TAKTİKLERİNİ anlattım, sonra siz okurlara da yazayım da bilgi sahibi olun istedim. Özellikle malı kıymetliler okursa, nasıl tuzağa düşeceklerini de anlamış olurlar.
1.İlan girildiği halde 6 ay içinde hiç teklif gelmediyse fiyat yüksek anlamına gelir, fiyatı güncelleyip satılabilir rakamlara indirmek gerekir. Çünkü satılmadığı her ay boyunca hem psikolojik hem ekonomik zarar büyür. Satılamayan yer kusurlu da ondan satılamamış gibi bir algı oluşur.
2.Aylarca o fiyata satılmayan bir yeri başka bir emlakçı daha yüksek bir rakama asla SATAMAZ.
SATARIM diyen emlakçı da YALANCI ve KURNAZDIR.
Çalıştığınız emlakçıyı aradan çıkarmanız için size yüksekten satabileceğini söyler ve portföyü alır. İlanlarını asar. İlanı görüp arayanlara, “bu ev size pahalı geldiyse elimde daha uygun fiyatlı olanları var,” der ve elindeki daha uygun fiyatlı ne kadar ev varsa onları sizin sayenizde satar. Bu arada gözünüzü boyamak için size, “evinize müşteri var,” der yakın arkadaşını müşteri gibi getirir. Ama arka planda sizin evinizi sormak için arayanlara başka dairelerini çoktan satmıştır bile.
Siz evim niye satılmadı diye huysuzlanınca yalandan bir kaparo aldık der, müşteri yurdışında, yakında gelecek ve evi satın alacak, der ve bir ay da böyle bekletir. Sonra müşterisi gelemez ve kendi cebinden verdiği kaporayı geri gönderdim deyip size “evin fiyatı biraz yüksek ondan satılmadı fiyatı indirelim,” der.
Pahalı satacak zannettiğiniz emlakçı sayesinde uzun bir zamanı ve parayı kaybedersiniz.
Oysa emlakçının ilk görevi sizi bilgilendirmektir. Evinizin satılabilir rakamını, en kısa sürede en iyi fiyata nasıl satılabileceğini anlatması gerekir. Siz rakamı düşük bulursunuz o an için ama çok uzun süre aynı rakama beklettiğinizde aslında para kaybettiğinizin farkına varamazsınız.
Tüm bunları müşterime anlattıktan sonra o emlakçının numarasını istedim ve aradım. Artık insanları göremesem de ses tonlarına yansıyan o tınılardan nasıl bir karakterin karşımda olduğunu anlayabiliyorum.
Hayatın farklı alanlarında geçen bir ömür, bizi insan sarrafı yaptı sonuçta!
Kurnaz, liyakatsiz bir emlakçı ile konuştuğumu anladım ve sordum, “1.5 yıl boyunca satılamamış bir villanın fiyatını anormal yükselterek satabileceğinize nasıl karar verdiniz bunu merak ettim,” dedim.
“Sahibi bana geldi ve bu fiyattan satmamı istedi,” dedi.
“Peki, ona sordunuz mu evini ne zamandan beri satmaya çalışıyor, kaç TL’den satamamış, girdiğiniz ilan başkasında var mı? Varsa diğer emlakçı arkadaşa ayıp olur dediniz mi?”
“Beni bu söylediklerinizin hiç biri ilgilendirmez, sahibi geldi sat dedi ve ilanı girdim, müşteri çıkınca satarım,”
Deyince “sizin gibi işi bilmeyip kurnazlıkla para kazanmaya çalışan ahlaksızlar yüzünden sektör iğrençleşti, ev fiyatları satılmasa bile sizin gibi ahlaksızlar yüzünden hızla arttırılıyor,” deyip etik kuralları anlattım oldukça sert bir ses tonuyla ve kapattım.
Ülkemin canı yanmış, matemimiz ciğerlerimizi yakıyor ve bu emlakçının tek derdi evin fiyatını yükseltip hiç satılmamasını sağlamak!
Niyeti, kendi para kazanamıyorsa başkası da satamasın ve kazanamasın, müşteri umurunda bile değil!
Ey halkım, biraz akıllı olun ya!
Kurnazlıkla belki bir kez başarı elde edebilirsin ama akıl ve ahlakla sonsuza dek itimat edilirsin.
Şu üç günlük dünyada bu kadar fırıldak olmaya gerek yok!
Yunus Emre’nin de dediği gibi;
MAL DA YALAN MÜLK DE YALAN, GEL BİRAZ DA SEN OYALAN!
Yeter ama ya, şu emlakçıların da iyi bir eğitimden geçirilmesi gerekiyor ve tıpkı noterler gibi belli sayıda açılması, yeterliliklerini tamamlamış kişilerin yapması gerekiyor.
O gördüğünüz rakamların %90’ı bu işini bilmez kurnaz emlakçılar sayesinde şişirilmiş rakamlar…
Bu memlekette neyi nereden düzeltmeye başlayacağız bilemiyorum.
Bu durum artık canımı çok acıtıyor.