“Söyle söyle göçmen kızı evin var mıdır?
Ne evim var ne yurdum var kalmışım öksüz!”
Bu türküyü her dinlediğimde inanılmaz bir hüzün çöker yüreğime, sebebi köklerimin göç hikâyesinde saklıdır.
Evet, ben de bir göçmen çocuğuyum. İkinci kuşak Türkiye’de doğmuş büyümüş ve bu toprakları çok sevmiş bir göçmen kızı!
Özellikle köklerimi yazmak istiyorum ki aslında göçmen olmadığımız bu toprakların gerçek sahipleri olduğumuz yazı var olduğu sürece bilinsin.
E-Devlet üzerinden soy araştırması yapınca Konya Karaman’da doğan büyük dedelerimiz ve büyük annelerimizi görünce atalarımızdan bize kadar aktarılanların doğruluğunu teyit etmiş olduk. Karamanoğulları beyliği, Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı hâkimiyetine alınınca, dedelerimizi Balkanlara göndermiş. Aslında bir nevi sürgün, bir nevi yeniden Karamanoğulları beyliğinin güçlenmesini engellemek için yapılmış zorunlu göç olmuş. Dedelerimiz Balkan harbi esnasında tekrar Anadolu’ya kendi öz topraklarına geri dönme kararı alınca asıl vatanlarında göçmen durumuna düşmüşler.
1250 – 1487 yılları arasında Anadolu’da yaşayan Karamanoğulları Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu’na en çok zorluk çıkaran beylik olarak bilinir. Bu beylik kendisini Büyük Selçuklu Devleti’nin devamı olarak görmüş ve Anadolu’nun hâkimi olmak için Osmanlılarla mücadele etmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey döneminde Türkçe dili, beylik sınırları içerisinde konuşulacak resmi dil ilan edilmiştir.
Tarih unutulduğu için, herkes birkaç seyrettiği dizinin etkisiyle kendini Osmanlı ya da başka bir şey ilan eder de asıl konu çok farklıdır. Osmanlılar Türklerden nefret eder desem, herkes kıt bilgisiyle cevap verme yarışına girer de kimse gerçeği araştırmak istemez.
Bizim göçmenliğimizi şöyle anlatayım, evde Türkçeden başka dil asla konuşulmazdı, Arnavutça, Boşnakça bir kuşak sonra unutulmuştu. Yasalara saygılı olmamız şarttı. Kendi halimizde komşularımıza devletimize saygılı olarak yaşantılarımız sürdürdük. Ne isyan ettik, ne de ortalığı karıştırdık.
Şimdi topraklarımıza giren göçmenler, tecavüz ediyor, gasp yapıyor, fuhuş yapıyor, uyuşturucu kullanıyor ve satıyor, düzeni bozuyor, saldırgan davranışlar içinde halkın huzurunu kaçırıyor.
Bugüne dek bir tane Balkanlardan göç etmiş ailenin sorun çıkardığını, tecavüz ettiğini gasp yaptığını duyan oldu mu?
Hiç sanmam!
Bu yüzden göçmen kavramı bizim gibi devletine milletine topraklarına sahip çıkan saygılı davranışlarıyla yaşantısını sürdüren Balkanlardan Anadolu’ya göç etmiş olanlar için geçerli değildir.
Anadolu’ya zarar veren, yağmalayan, kendi ilkel çadır kültürünü kuranlarla bizleri bir tutan olursa bu yazımı tekrar tekrar okusun!
Bizler gittiğimiz her yeri güzelleştirirken, günümüzde gelenler her yeri mahvederek saldırarak yıkımlar gerçekleştiriyor.
Ve hala kimse idrak edemedi, dünya yine kavimler göçü yaşıyor. Bu süreçlerin en hasarsız atlatılması için umuyorum ki gerekli tedbirleri çok geç olmadan alırız.