Gayrimenkul işine geçtikten sonra arkadaşlarla sohbetlerimizde konu emlak işlerine gelince yaparım bu espriyi. Genel olarak tüm insanların tepkisi bu olduğundan onlardan önce davranıp söyleyecekleri cümleleri ben söyleyince kahkahalar başlar hemen.
Toplumumuz, kültür ve alışkanlıkları nedeniyle iş yapmayı sevmeyen lakin kendine hizmet edecek insanların olmasını çok seven, kendisine hizmet için insanları sonuna dek sömüren ve bedelini ödemeyen bir karakterdedir maalesef.
Evini veya arsasını satacaktır fakat her arayanla soranla uğraşmak istemediğinden bir gayrimenkul uzmanı veya emlakçıyla çalışır.
* Gayrimenkul uzmanı satılık mülkün doğru fiyatını tespit etmek için araştırma yapar, gider çevre bilgisi ve son satılık fiyat bilgisi çıkarır.
* Satılık mülkün tapu bilgilerini, şerh veya ödenmemiş borcu, icrası var mı bakar.
* Satılık mülkü inceler, eksiklerini tespit edip giderilmesini sağlar.
* Tanıtım ve pazarlaması için fotoğraflar videolar, drone çekim ile görseller hazırlatır.
* Sosyal medyalara, internet satış sitelerine, çalıştığı gayrimenkul acentelerine tanıtımları gönderir.
* Günde en az 10 kişiye telefonda bilgi verir ve bir iki kişiyi de mülke götürüp gösterir, sunum yapar.
* Aracının yakıt masrafı, telefon faturaları, ücretli video çekimleri için para hep cepten harcanır.
* Müşterinin ölümüne yaptığı pazarlıkta sabrını ve sükûnetini korur, fiyatı ayarlar.
* Anlaşma sağlandığında, tapu başvurularını yapar, tapu randevusu alır.
* Tapu randevu günü geldiğinde alıcı ve satıcıya eşlik eder, ortalık gerilmeden tapu satışının olması için sükûnetle süreci sürdürür.
* Sonunda biri yeni mülküne diğeri paraya kavuşmuş olarak herkes mutlu olur.
* İş, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yasa ile belirlediği Gayrimenkul Uzmanlarının hizmet bedelini ödemeye gelince yüzler ekşir asılır ve o hizmet bedelini vermemek için her türlü çirkinlik başlar.
Ama şunu kendine sormaz;
Bunca işi sizlerin adına bir insan niye yapsın?
Bol vakti var da veya can sıkıntısını gidermek için mi günlerce veya haftalarca mülkünüzün satışı ile ilgilensin, telefon faturaları yakıt masrafları yapsın?
Muhafazakârlığıyla övünen insanımızın sayıca fazla olduğu canım ülkemde konuyu buradan açıklığa kavuşturayım.
Allah rızkı, kendisi yeryüzüne inip de insanlara eliyle uzatmaz.
Allah rızkı kullarına kulları aracılığıyla dağıtır. Birisine bir bahane ile fazla verir. Verdiği kulunun da diğer kullarına dağıtıp dağıtmadığını izler.
Konuyu şöyle açıklayayım; Birisine bol para verir. O kişi bir iş kurar. Yanında çalışanlara maaş öder, maaş alanlar evlerinde eşlerine çoluk çocuğuna giyecek yiyecek olarak ulaştırır.
Rızık, bir kişiden kaç kişiye ulaşır bu şekilde. Allah rızkı böyle dağıtır her kuluna…
Fakat aç gözlülüğün giderek arttığı günümüzde, yalnızca yeryüzünde kullanılabilen ve yalnızca yeryüzünde geçerliliği olan paranın tek sahibi olduğunu zannederek hepsine sahip olmaya çalışır ve rızkın dağıtılmasındaki dengeyi bozar.
HERKESİN BU DENGEYİ BOZDUĞUNU DÜŞÜNÜN!!!
NELER OLUR!!!
Kuran, helak edilirsiniz diye uyarır.
Onurunuzu, ahlakınızı, insanlığınızı kaybetmektense para kaybedin!
Onur ahlak ve insanlıkla diğer dünyaya gideceğiz oysa para yalnızca dünyada geçerli, onu hiç kimse yanında götüremeyecek.
Bilmem anlatabildim mi?
Seçiminizi doğru yapın derim…