Gündemimizde sıklıkla yabancılara yapılan satışlar konu oluyor. Emlak sektöründe yabancı satışı inanılmaz hızda devam ediyor. Sadece kendi çevremizde olup bitenlere odaklı olduğumuz için geniş açıda neler olduğunu fark edemiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber, günlerce düşünmeme neden oldu. Haberde İngiltere’nin başkenti Londra’da yabancı nüfusunun artışını rakamlarla açıklıyor ve İngiltere’nin İngiliz olmayan başkenti Londra diye manşet yapıyor.
Londra Büyükşehir Belediyesi’ne göre, İngiltere’nin en çok göç alan şehri olan ve 300’den fazla dil konuşulan başkentin nüfusu 8 milyon 615 bin 248 kişiye ulaştı. Nüfusun 2028 yılında 9 milyona çıkması bekleniyor.
İstatistiklere göre, başkentte yerleşik olarak yaşayan 3,8 milyon kişi, yani nüfusun yüzde 44’ünü siyahlarla etnik azınlıklar oluşturuyor. İngiliz vatandaşı olanların çoğunluğu da farklı etnik kökenlere sahip olup vatandaşlığa geçmiş kişilerden oluşuyor. Gerçek İngilizlerin sayısı yok denecek derecede azalmış.
Londra Belediye Başkanı da Londra’da doğmuş büyümüş olan bir Pakistanlı!!!
Bu kadar girizgâhı İstanbul için yazdım. Çünkü İstanbul’da da yakın bir zamanda Türk kalmayacak ve belki 10 yıl sonra İstanbul belediye başkanı ya Iraklı ya Suriyeli ya İranlı olacak.
Paranın tatlı gelişini gören ev sahipleri, evlerini yüksek fiyatlara yabancılara satıyor, arsalarda aynı şekilde yabancılara satılıyor.
Beylikdüzü’nde Suriyeli müteahhit, bina yapıyor. Çalışan işçilerin hepsi Suriyeli ve binadaki tüm daireleri de Suriyelilere satıyor. Yer İstanbul Beylikdüzü!!!
Onlara bu fırsatları sunan, bu özgürlüğü veren kim?
Konstantine’yi Bizans’ın elinden alıp Osmanlı Devletine başkent yapan Fatih Sultan Mehmet’in hayatını yazdığım kitaba onun bir lanetini de ekledim. Herkes Ayasofya’yı müze yaptı diye Fatih’in lanetinden bahsederken asıl başka bir laneti vardı ki bunu dile getirmek işlerine gelmedi.
O laneti hem kitabıma yazdım hem de herkese anlattım.
Fatih Sultan Mehmet, bir çağ kapatıp bir çağ açan Osmanlı tarihinin en önemli padişahıdır.
Görkemli ve büyük bir savaş sonucu fethettiği İstanbul içerisinde alayı ile gezintiye çıkan Fatih, Ayasofya önlerine geldiğinde derinlerden bir inilti sesi duyar.
Yanındakilere talimat vererek derhal bu sesin sahibini bulunup huzuruna getirilmesini emreder.
Sesin sahibi bulunur ve Fatih’in huzuruna çıkartılır.
Saçı sakalı birbirine karışmış, pejmürde halde olan keşiş Aminas, zindandan çıkarılarak getirilmiştir.
Fatih keşişe sorar:
“Niçin hapsedildiniz?”
Keşiş cevap verir,
“Kuşatma hazırlıkları sırasında Bizans imparatoru Konstantin beni çağırıp, İstanbul’u Türklerin alıp alamayacağını söylemem için remil falı bakmamı istedi. Remil falında İstanbul’un Türklerin eline geçeceğini gördüğümü söyleyince Konstantin kızarak beni zindana attırdı,” der.
Bunun üzerine Fatih, İstanbul’un Türklerin elinden çıkıp çıkmayacağına dair remil falı bakmasını ve doğruyu söylerse mükâfatlandıracağını söyler.
Keşiş remil falına bakar ve şöyle der:
“İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak, ancak öyle bir zaman gelecek ki harple aldığınız topraklar elinizden satarak çıkacak ve böylece İstanbul Türklerin olmayacak.”
Bu sözler üzerine Fatih ellerini havaya kaldırarak:
“Fethettiğim yerleri satanlar, Allah’ın gazabına uğrasınlar!” der.
Yıl 2022, hadi şimdi tekrar baştan yabancılara yapılan satışları, Londra’nın Pakistanlı belediye başkanını ve Fatih’in lanetini ve İstanbul’un geleceğini konuşalım isterseniz…