Sosyal medyada karşıma çıkan bir reklam dikkatimi çekince benim macera başladı. Reklamın dikkatimi çekmesinin nedeni MISIR PİRAMİTLERİNE YOLCULUK başlığının olmasıydı. Arkeolog olunca algıda seçicilik oldu sanırım.
Mısır piramitleri daima ilgimi çekmesine rağmen Mısır ülke olarak hiç ilgimi çekmediği için gitmedim. Fakat hep aklımın bir köşesinde de Mısır ve piramitlere gitme planı vardır.
Mısır, antik dönemde zamanın ne kadar ilerisinde ise günümüzde tam tersi o kadar gerisinde kaldı. Belki de zihnimde hep antik dönemdeki şatafatının kalmasını istediğim için günümüzdeki fakir bakımsız halini görmek istemedim. Bu nedenle en iyisi sanal gezi yapayım Mısır’da dedim.
Reklam yapıyorum gibi algılanmasın diye İstanbul’da adres bilgilerini yerini paylaşamıyorum maalesef.
Bizim bu kadar her şeye dikkat ettiğimiz ülkede, her gün ne çakallıklar yaşanıyor o da ayrı konu…
Mısır Piramitlerine Yolculuk, sanal turuna gittim…
Bir AVM katında büyük bir alan gibi görünüyor, desenler derinlik kazandırmış alana, gözümüze 3 boyut mu desem 5 boyut mu desem gözlükleri taktık ve başka boyuta geçtik gerçekten.
Bulunduğumuz alandan zamandan koptuk ve Antik Mısır’da gezinmeye başladık. Piramitler gerçek gibiydi, içinde etrafında gezdik. Yerde tümsek olunca ayağımı kaldırdığımda zeminin düz olduğunu hissetmek çok şaşırtıcıydı. Zihnim gördüklerime uyumlanmıştı ama bedenim gerçek dünyanın bir AVM katındaydı. Gözlüklerin içinde gördüğüm dünyada yaşamak çok başkaydı. Aynı gözlüklerden takmış diğer konuklarla sanalda karşılaşınca asıl şoku yaşadım. Hepimiz milyonlarca minik ışık zerreciklerinden oluşan bedenlere sahiptik. Sağım solum ışık bedenlerle doluydu. Onlara elimi uzattığımda ışığın içinden geçip gerçek bedenlerine çarpıyordum.
Özellikle bu inanılmaz bir deneyim oldu benim için
Bunun bir benzerini gerçek yaşamımda yaşamıştım. Rüya olduğunu düşündüğüm o anlar acaba gerçek miydi sorusunu çok sormuştum kendime. Işıl ışıl parlayan ışık bedenlilerle bir toplantı masasında oturmuştum. Uyandığımda rüyanın ilginçliğine şaşırmıştım. Rüyamın ayrıntıları bana kalsın ama şimdi diyorum ki galiba ben gerçeğini yaşamışım.
Gözlükleri çıkardığımızda birkaç dakika gerçeğe dönemedik. Neredeyiz diye etrafıma baktığımda beni şaşırtan başka bir manzarayla karşılaştım. Yirmiye yakın insan gözlüklerin içindeki hayatı yaşarken oldukları yerde ileri geri gidip geliyordu. Mısır turu yapan insanları dışarıdan izlemek de inanılmazdı. Onlar başka boyutta piramitleri geziyorlar, bedenleri burada AVM katında fakat ne halde olduklarının ve dışarıdan nasıl göründüklerinin farkında değiller.
Ya şu anda dünyada da bu durumdaysak?
Zihnimde milyonlarca çılgın sorular…
Bu hayatı çok da kasmamak lazım, burası da başka boyutun sanal âlemi sonuçta. Gerçek bedenlere sahip değiliz hiçbir zaman.
Her şey kısıtlı bir süre içinde yaşanıyor ve bitiyor, sonra başka bir boyuta geçiyoruz. Anne karnına girmeden önce bir boyuttaydık, anne karnında su keseciği içinde farklı bir boyutta 9 ay kaldık, doğduk dünya boyutuna geçtik, ölünce de başka boyuta geçiş yapacağız. Aslında ruhumuz sürekli devinim halinde boyutlar arasında halden hale geçiyor.
Antik Mısır’da gezerken ben etrafımda ışık bedenler olarak gezen insanları seyrettim çoğunlukla. Hepimiz aynıydık, hepimiz eşittik, ve ne göz rengimiz ne kıyafetimiz hiç birsinin anlamı yoktu. Böyle bir boyutta olmak çok daha güzel olurdu sanırım.
Sanalda olmanın en kötü yanı dokunma hissi yoktu. Elim her şeyin içinden geçiyordu, dokunamıyordum, tutamıyordum. Hayatta dokunabildiğimiz anların ne kadar kıymetli olduğunu anladım o an!
Bu dünyada yaşadığımız üzücü olayların da bir anlamı kalmayacak bu boyutu terk ettiğimizde.
Güzel yaşayın bu zamanı bu boyutu bu dünyayı!
Gerçekten başka boyuta geçince tek hatırlayacağımız güzellikler ve dokunabildiğimiz tatlar kalacak.