“Kurban Bayramı” yaklaşıyor. Oğlu olursa Tanrıya kurban edeceğine söz vermiş İbrahim peygamber ve oğlu olmuş. Söz verdiği üzere tam oğlunun boğazına bıçağı dayadığında tanrı ona gökten bir koç indirmiş. Oğlunu kutsamış.
O günden sonra kadın; kutsal erkeği bulana kadar doğurmuş, çünkü soy erkekten yürür.
Doğuda kaç çocuğun var diye sorulduğunda örneğin üç çocuk iki kız diye cevaplanır. Erkek doğuramamış kadının üstüne kuma almak haktır. Bir kere erkeğin “erki kutsanmıştır artık. Ülkemizin tümünü kapsamasa da bu gelenek hem bizde hem de tüm orta doğuda sürmektedir. Erkek olmak erkeklik en önemli değerlerden biri sayılır. Her kadının başında bir erkek olmalıdır. Baba evin direğidir. Ya da kadın erkeğin kaburga kemiğinden meydana gelmiştir. Hiçbir bilimsel açıklaması olmasına imkân olamayan bu övgü nasıl bir yüceleştirmektir erkeği. Binlerce yılın ardından gelen bu toplumsal bilinçaltı ne kadar aksi düşünülse de hem kadının hem erkeğin genetik kodları halinde çok önemli, hayati şeyleri belirlemeye devam ediyor günümüzde.
Özellikle siz; erkek çocuk yetiştiren anneler, nasıl bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunuzun farkında mısınız? Farkında değilseniz oğlunuz olduğu için bir fazla övüneceğinize onu topluma gerçek bir insan olarak nasıl katacağınızın binlerce yıllık genetik kodlardan nasıl arındıracağınızın, tabi ki önce kendinizi, bir yolunu bulun. Onu insan olmaktan ayrı bir yere koymakla suç işliyorsunuz.
Evet, seçim sizin.
İnsan cinsellikte eşittir, türün devamı kanunu. Bu kanunda iki cinste eşittir, biri birinden üstün olamaz çünkü biri olmadan diğeri olmaz. Niye erkek evlatlarınıza bir üstünlük payesi veriyorsunuz. Şimdi bazı okurların “Ben asla böyle düşünmedim” dediğini duyar gibiyim. Tabi ki yukarıda değindiğim mesele bu kadar siyah beyaz işlemiyor. Mutlaka düşünmemişsinizdir. Ama o kadar ince ve beynimizin içinde gizli yer etmiş bir kod ki bu eğer üstüne kafa yormazsanız farkında davranmış olabilirsiniz. Benim çocuğum yok ama bazı değerlendirmelerimde beynimin nasıl erk den yana çalıştığına çoğu zaman şahit olmuşumdur.
İnsan ömrü sanıldığı kadar uzun değil, bunu yaş almışlar çok iyi bilir. Bu kısacık ömürde mutlu olmayı bilmeyen bireyler yetiştiriliyor.
Gücün aynı zamanda güçsüzlük de olduğunu bilmeyen, insanın güce asla ihtiyacının olmadığı bir dünyanın mümkün olduğunu bilmeyen insanların mutlu olma şansı var mı?
Bir kadın katili iki çocuğunun annesini öldürmekle nasıl mutlu olur. Ya da onu reddeden bir kadını. Ya da bir kadına, çocuğa, hayvana tecavüz edip sonra öldüren bir erkek. Bu nasıl bir yüktür ki beynini hasara uğratan
Çektiği acı onu aklamaz ama acı çektiği de yadsınamaz bir gerçek.
Geçenlerde sosyal medyada bir video dikkatimi çekti. Üç, dört yaşlarında bir çocuk annesini dövüyor babasını taklit ederek ve bu videoyu çekerek eğlenen de kadınlar.
Bence potansiyel bir katil yetiştiriyorlar.
Erkekler ağlamaz, erkek evini geçindirir, çocuklarına karısına bakar, Erkek güçlü olmak zorundadır, Erkek adamın Erkek çocuğu olur, Erkeğin namusudur kadın, erkek ev işi yapmaz, kadın erkeğin elinin kiri ve bunun gibi birçok öğretilmiş öğütler. O küçücük çocuğun sırtına yüklediğiniz sorumlulukların, yüklerin farkında mısınız? Verdiğiniz erkin kaybında neler olabileceğinin farkında mısınız? Görmüyor musunuz erkini yitirince bir erkeğin nasıl canavara dönüştüğünü. Bir çocuk doğuştan canavar olabilir mi? Altı yaşına kadar kendi cinsiyetinin bile farkında olamayan bir çocuğu siz erkenden “erkek” yapıyorsunuz ya da “kız”.
Erkek çocukların çıplak dolaşması yadırganmaz hiç. “Göster amcana pipini” çok kullanılan bir cümle değil midir aile içinde?
İşte bütün bunlar teker teker suçtur.
Suçlusunuz!
Her kadın cinayetinde sizin hiç suçunuz yok diyebilir miyiz?
Tam tersi sizin parmak iziniz var!
İnadına “Erkek” olmaya zorladığınız çocuklarınız çok ağır bir yükü taşımak zorunda, bu yükü öncelikle siz yüklüyorsunuz onların sırtına bilin bunu.
Nasıl bir dünya yaptık biz, biz diyorum çünkü anne faktörü ilk duygusal iletişim ilk gerçek sevginin tanımıdır. Sevgininse cinsiyeti yoktur, bu sevgiyi ilk oluşturan da annedir.
Anneler ve özellikle erkek anneleri, esas gücün kadın ve erkeğin bir olma birlikte sevgiyi üretebilmesinde olduğunu ancak siz öğretebilirsiniz. Gelecekte nasıl bir insan olmalarını istiyorsunuz onların? Kız mı erkek mi yoksa insan mı?
Evet, seçim sizin.
İnsan cinsellikte eşittir, türün devamı kanunu. Bu kanunda iki cinste eşittir, biri birinden üstün olamaz çünkü biri olmadan diğeri olmaz. Niye erkek evlatlarınıza bir üstünlük payesi veriyorsunuz. Şimdi bazı okurların “Ben asla böyle düşünmedim” dediğini duyar gibiyim. Tabi ki yukarıda değindiğim mesele bu kadar siyah beyaz işlemiyor. Mutlaka düşünmemişsinizdir. Ama o kadar ince ve beynimizin içinde gizli yer etmiş bir kod ki bu eğer üstüne kafa yormazsanız farkında davranmış olabilirsiniz. Benim çocuğum yok ama bazı değerlendirmelerimde beynimin nasıl erk den yana çalıştığına çoğu zaman şahit olmuşumdur.
İnsan ömrü sanıldığı kadar uzun değil, bunu yaş almışlar çok iyi bilir. Bu kısacık ömürde mutlu olmayı bilmeyen bireyler yetiştiriliyor.
Gücün aynı zamanda güçsüzlük de olduğunu bilmeyen, insanın güce asla ihtiyacının olmadığı bir dünyanın mümkün olduğunu bilmeyen insanların mutlu olma şansı var mı?
Bir kadın katili iki çocuğunun annesini öldürmekle nasıl mutlu olur. Ya da onu reddeden bir kadını. Ya da bir kadına, çocuğa, hayvana tecavüz edip sonra öldüren bir erkek. Bu nasıl bir yüktür ki beynini hasara uğratan
Çektiği acı onu aklamaz ama acı çektiği de yadsınamaz bir gerçek.
Geçenlerde sosyal medyada bir video dikkatimi çekti. Üç, dört yaşlarında bir çocuk annesini dövüyor babasını taklit ederek ve bu videoyu çekerek eğlenen de kadınlar.
Bence potansiyel bir katil yetiştiriyorlar.
Erkeğin kas gücünün asla gerçek bir güç olmadığını ve bunu kullanmanın gerçek bir zayıflık olduğunu bilen oğullar yetiştirin.
“Artık yeter” diyorsak, sokaklara çıkıp isyan ediyorsak yaşananlara sonuçlarından bakmayalım.
Kadın cinayetlerinde parmak iziniz olmasın!