Kavimler göçünden önce yani bayram tatilinden çok önce Samsun’a gittim, bayramda yaşanan trafik yoğunluğu resmen Karadeniz’e kavimler göçü gibiydi. Vakit bulduğumuz bir anda yıllardır açılmasını beklediğimiz Arkeoloji Müzesine koştuk hemen.
Yanımda bir arkeolog ve ben, iki arkeolog müzeyi gezmeye başladık. 2015 yılında eski müze yetersiz kaldığı için kapatılmış ve yeni açılan müzeye dek yıllarca Samsun arkeoloji müzesinden yoksun kalmıştı. 9 yıl gibi bir süre müze bekleyince insanın da beklentileri yüksek oluyor elbette, bu beklentiyle koştuk yeni açılan yeni yerindeki yepyeni binaya…
Öncelikle belirteyim, binanın bir özelliği yok, dalgaları andıran mimari tasarımla yapılmış ve ödül almış ama bana göre dikkat çeken büyük bir kütle gibiydi sanki.
İçine girdiğimizde kronolojik düzenlemeyi kim yapmış gerçekten çok merak ettim. İnsanlara minicik oklarla karşıdan karşıya zik zak çizdiren kafa karıştırıcı bir kronolojik düzenleme yapılmış.
Bu müzede arkeolog olarak biz bocaladıysak, halkı düşünün bir de!
Karun Hazinesi’nden sonra Türkiye’de bulunan en değerli hazine olan Amisos Hazinesi, Samsun’da 28 Kasım 1995 tarihinde bir inşaat kazısı sırasında bulundu. Günümüzde Amisos Tepesi olarak bilinen tepede bulunan hazine, Pontus Krallığı hanedan üyelerine aittir. Cam, madeni, pişmiş toprak, mermer, altın gibi malzemelerden oluşan 64 parçadır. Altın eserler M.Ö. 1. yüzyıla, diğer eserler ise M.Ö. 4. yüzyıla uzanır. Türkiye’nin en değerli hazinesini daha gösterişli bir sunumla müzede sergilenir diye beklerken sıradan tarihi eserlermiş gibi öylesine yerleştirilmiş kronolojik tarihi sıralamanın içine.
Çok daha dikkatimizi çeken diğer bir konu ise, tarihi eser olan altın takılar ve taç neden o kadar parlatılmış, sanki daha dün kuyumcudan çıkmış gibiydi. Oysa onlar binlerce yıllık tarihi eserlerdi, eski görünmesi gerekmiyor muydu?
Müzeye o devasa gemilerin neden konduğunu da anlayamadık. Hadi deniz ticaretini bir tekneyle anlatabilirsiniz, sanırım 3 ayrı büyük boyutlu tekne vardı müzede, kimlere yaptırılmış o tekneler o da ayrı merak konusu…
Gelelim bir de deve kervanına, büyük bir alana deve kervanı yerleştirilmiş lakin deve kervanını düşünen zihinler, Amazonları müzenin hiçbir yerine koymamış. Amazon yurdu olarak da anılan Samsun’un müzesinde bir tane amazonları anlatan bölüm yapmamış.
1206 yılında yapılan ve ahşap mimarisi ile dikkat çeken Göğçeli cami ile Şeyh Habil Cami’ne de çok büyük alanlar ayrılmış, şöyle ki Amisos hazinelerine ayrılan alanın yaklaşık üç katı alan camilere verilmiş.
Biraz daha ilerleyince Osmanlı dönemine geldik müzede, Osmanlı medreselerine Köprülü ailesine ayrılan alanlar da çok çok büyüktü.
Arkeoloji müzesinde, Osmanlı dönemine ve camilere bu kadar geniş alanlar ayıran zihniyetin taraflı tarih bilgisini ve tarihe yaptığı terbiyesizliği ayakta alkışlıyorum.
Asıl büyük hata; SAMSUN gibi KURTULUŞ MÜCADELESİNİ BAŞLATAN ŞEHRİN MÜZESİNDE ATATÜRK YOKTU!!!
Özellikle iki tur attık müzede, biz mi göremedik diye ama yok göremedik gerçekten YOKTU!
Benim canım şehrime kim yapıyor bu ihaneti?
Mustafa Kemal’i yok sayan zihniyet, müzeye koymayınca gerçekten yok mu olduğunu düşünüyor?
Tarihten Mustafa Kemal Atatürk’ü çıkarınca siliniyor mu Atatürk sizin geçmişinizden?
Nasıl bir zihniyet ki, SAMSUN ARKEOLOJİ MÜZESİNE Köprülü ailesinin balmumu heykellerini koydurup, Atatürk’ten bahsetmiyor?
Atatürk ile ilgili bir nutuk ve defter sergileniyor ve kısa birkaç bilgi….
Emin olmak için bu yazımı yazarken Samsun Valiliğinin sitesinden tekrar müzedeki sergilenen eserleri kontrol ettim, Osmanlı dönemine ayrılan bölümün fazlalığı hemen dikkati çekiyor.
Türkiye Cumhuriyeti kadar yetim ve öksüz başka ülke var mıdır şu yeryüzünde?
Ekmeğini yiyenden tut, keyifle hayatını sürdüren çok vatandaşından ihanet gördü kurulduğu günden beri.
ATATÜRK’ÜN ŞEHRİ SAMSUN’DA MÜZEYE ATATÜRK KÖŞESİ YAPMAYANLARIN NİYETİNİ NEYLE AÇIKLAYAYIM ŞİMDİ?
Tarih, bazı şahsiyetlerin keyfine göre şekillenmez, tarih TARİHTİR! Yaşanmış ve geçmişe kaydedilmiştir.
Türkiye’de bir kesim var, İslamiyet’ten önceki binlerce yıllık tarihimizi görmezden gelir, yok sayar. Kendileri yok sayınca da yok oldu zanneder bu zavallı zihniyetler…
Samsun Arkeoloji müzesinde de aynı zihniyeti gördük ve bu duruma tepkisiz kalan Samsunlu hemşerilerimi de KINIYORUM.
Ben bu yazımı büyük bir kırgınlıkla yazmak için oturduğum esnada bir lise öğrencisi de hazırladığı ödevinde okuluyla birlikte ziyaret ettiği İstanbul Harbiye Askeri Müzesinde Atatürk’e çok az yer verilmesini eleştiriyordu.
Bir lise öğrencisinin dahi dikkatini çeken bu duruma neden tepkisiz kalınıyor ey halkım!
Bizlerle alay edercesine Atatürk’ü müzelerden çıkaranları, bizler de gün yüzüne çıkaralım ki, tarihle bir daha alay edemesinler…
Ekmeğini yedikleri, keyfini sürdükleri bu kadim devletin, geçmişini, koskoca şanlı tarihini yok saymalarına izin veremeyiz…
Samsun Arkeoloji Müzesinde, Köprülü ailesi var ama ATATÜRK YOK!
İstanbul Harbiye Askeri Müzesinde ATATÜRK YOK!
ATATÜRK’Ü YOK SAYINCA YOK OLDUĞUNU ZANNEDEN ZİHNİYETLER, SİZLERE İNAT MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARININ KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAK!
SİZ VE SİZİN ZİHNİYETLER YOK OLACAK!
TARİH YANLIŞI AFFETMEZ!