2020 yılı “Güncel Kadın” ilk köşe yazımın masalsı ve sıcacık olmasını istedim. İçimizi ısıtsın, ruhumuza ferahlık versin diye.
Edinburgh’ta, henüz bir minik kız çocuğu iken altı yaşımda, Xmas (Noel) ve yeni yıl kutlamalarının neşesinde, Aralık ayının son haftası.
İskoçya’ya geleli üç ay olmuştu.
Annem ve babam, Anne ve Adam ile birlikte gece, ben uyuduktan sonra Irene teyzeye gitmişlerdi. Habersiz. Öylece.
Gece uyandım. Etrafıma baktım, sonra odadan dışarı çıkıp, merdivenlerden aşağı, salona indim. Her tarafını dolaştım evin. Camdan ön ve arka bahçeye baktım. Anladım ki kimse yok. Nedense Eveleyn, Ian ve Roy da yoktu evde.
Salonda şöminenin olduğu yerde, bütün yılbaşı süslerinin durduğu, ışıl ışıl yılbaşı çamının yanına gittim. Dışarıdan sokağın ışığı, salonun cumbasından içeri süzülüyordu.
Şöminenin karşısına geceliğimle oturdum. Şömine yanmıyordu ve aslında İngiliz kültüründe gecelikle evin içinde dolaşılması ayıp karşılanıyordu ama şaşkındım ve ürkmüştüm.
İlk kez iki katlı, bahçeli bir evde ve henüz doksan günlük bir yabancı şehirde yalnızdım. İlk kez yapayalnız, tek başına hissi ile altı yaşımda.
Gözlerim dolmaya başlamıştı ki aaa bir de baktım ki English Bulldog Rusty. Dünya tatlısı Rusty evde. Evin köpeği evde. Bana doğru yaklaştı, göz göze geldik, hemen boynuna sarıldım. Tebessümle ve konuşmaya başladım bıcır, bıcır. Ian, Evelyn ve Roy ile birlikte oynadığımız gibi. “Fishy fishy” deyince bakan ama “balık balık” deyince bakmayan Rusty.
Kahverenginin her tonu parlak tüylü, kocaman gözlü, şekilden şekle giren yüzü ile Rusty. Halıya yattı, boylu boyunca her zamanki gibi. Ben de karnına yattım. Edinburgh Dudley Evenue’de, tipik bir İskoç evinde, minik bir Türk kızı ve English Bulldog Rusty.
O gece… Hayatımın canı, can yoldaşı, annem, babam, sevdiğim kim varsa bilebildiğim “Bir Değer”di Rusty. Hayatımın sonuna kadar da hiçbir zaman sıcaklığı unutulmayacak.
O sıcacık karnında huzurla uykuya daldığım, mışıl mışıl uyuduğum. Annemin veya babamın, gece yarısından sonra beni kucaklayıp, yatağa nasıl yatırdığını bile hissetmediğim kocaman bir sıcaklık. Tanrı’nın can verdiği bir can.
“Sevgi Yatağım, Sevgi Yorganım” Rusty, English Bulldog.
Sevgi yastığım, huzurla uyuduğum, kızıl siyah parlak saçlarımın karnındaki tüylerde dağıldığı, patisini sımsıkı tuttuğum bir değerdi o. Her şeye değer Rusty idi.
Detaylarını Rengigül e-kitabımda 150 yıl sonraki nesle aktardım bu yazıma bir görüşümü de eklemek isterim:
İskoçya’da neler öğrendim biliyor musunuz?
Tek başıma birey olarak güçlü olabilmeyi. Nereye gidersem gideyim yarım günde alışmayı bu; sanki hep orada yaşamışım gibi bir alışma sürecidir. Yerini yadırgama diye bir duygumun olmaması bana avantaj sağlar. Dezavantajları avantaja çevirebilme yetisi de. Ülkemde televizyon yokken televizyondaki diziler ve eğitim şekli ve oyunla öğretim ile okulum, Royal Botanic Garden, “Janet & John” ilk kitabım ki gözlem yapmayı öğreten önemli bir kitaptır, mahalledeki arkadaşlarım ve büyüklerimden öğrendiklerim; analiz, uluslararası kıyaslama yapabilmeyi öğretti. Dahası; “zannettim ki, sandım ki” gibi afaki düşünce/yorum değil gerçek verileri inceleyerek gözlem ve sentez yapabilmeyi aşıladı. Globalden yerele bakmak, yerelden globale bakmak önemli bir yetidir. Yerelde her konuda “en iyi” olmak globalde “en” olamıyor bilinci ise gelişim sağlar. Çalışma arkadaşlarıma, destek verdiğim öğrencilere de yıllar içinde deneyimlerimi aktardım. Her biri başarılı birer iş insanı oldular. Sabırla prensipli, kurallı yaşam başarı getirir. Başarı; mutluluk ve iç huzuru verir. Mutlu bireylerden oluşan toplumlar dünyaya huzur yansıtır. Ev ve işlerimizdeki huzur, bireyin iç huzuru bu açıdan çok önemlidir. Değişimlere kolay uyum sağlamayı da beraberinde getirir. Bu ise gelişimdir. Dünya insanı olabilmektir.
Güzel bir yıl olsun 2020. Sağlıklı, bolluklu, başarılı, zorluklarla başa çıkabilecek güç ve kuvvette.