İnsanın ahlaklı olanı makbuldür.
Malı, mülkü olanı bir yana dursun.
Yaşam, su damlaları misali yeni insanlarla ve anlarla birikir.
Etkileşimi artan insanın ruhu esner…
Gebe kalan kadının, kilo alan erkeğin bedeni gibi ruhu da esneyebilmeli insanın…
Nice dil, dinin doğduğu gibi ihtiyaçtan doğmalı, yeniliklerle gelişmeli insan…
Kimi zaman hicap duymaksızın bir sex filozofu olabilmeli veya dinden aşkla bahsedebilmeli…
Kısacası bilmeli, bilginin erdemi ile her konuya kendi çapında hakim olabilmeli…
Kimi zamansa sadece biriktirmeli güzel olanı yani bilgiyi…
Sevmek, emek ister. Bilgiye ulaşmaksa sabır ve kararlılık ister.
Sıkılmadan derinlere inmek…
Yıllar önce izlediğim bir filmde okumanın nasıl da yüce bir eylem olduğunu daha iyi anladım…
“Reader” isminden anlaşıldığı üzere okuyucu. Aşkın rengini, yaşamın anlamını değiştiren bir eylemin icracısı; bir kadını bu eylemi ile hayata bağlamıştır.
Kate Winslet’ın oynadığı filmde her nasılsa ( örgüsüne çok fazla cinsellik katılsa da ; +18 bu filmi izlemenizi şiddetle öneririm…
İhtiyaçlar hiyerarşisinde yeri olmasa da; en temel ihtiyacın okumak olduğunu ne güzel anlatmış senarist…
Onurlu ve güzel yaşam için okuyarak bilinçlenmek gibisi var mıdır?
Erkeklerin yüzeyselliğine inat, okuyun kızlar, adınıza daha fazla şiirler yazdırdın, daha fazla kadın/erkek şairimiz olsun…
Unutmayın ki; kadına dair en güzel söz Neşet Ertaş tarafından söylenmiştir.
Kadın, insandır.
Erkek, insanoğlu…
Ve insanoğlunun her türlü gelişimi kendimizi eğitmekten geçer…
Sevgiyle kalın.