Müzisyen Köksal Ekinci, yıldızlarla paralel yaptığı müziklerle yüreklere dokunuyor. Ay’ın Nefesi tekliğini geçtiğimiz günlerde çıkartan Köksal Ekinci, yakında sunacağı albümünün heyecanı içinde. Müziğin Şifasını notalara döken, derin felsefi vurgularıyla da dikkat çeken sanatçı ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kendinizi tanıtabilir misiniz? Müziğe yönelmeniz nasıl oldu?
1973 Ankara doğumluyum, Kova Burcuyum J Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Öğrencilik yıllarından bu yana önce TRT, ardından Ankara Üniversitesi Tömer gibi kurumlarda görev yaptım. Sonrasında Kanada Eğitim Merkezi Türkiye Ofisi yöneticiliği geliyor. 29 yıl önce yapım-yönetim asistanlığı ile başlayıp ardından pazarlama İletişimi alanında yıllanmış bir profesyonel kariyer diyelim özetle. Eskilerin hep dediği gibi, anne karnında J Anneciğimin sesi çok güzeldi… Bana hamileyken söylediği tüm şarkılar, türküler, sesler Ruhuma işlemiş demek ki… 6 yaşımda ilk bestemi yapmıştım, hala hatırlıyorum, sözünü ve müziğini, hiçbir yerde kayıtlı olmamasına rağmen…
İlham kaynaklarınız nelerdir?
Genelde yaşadığım her andan beslenmeye çalışan bir Ruhum var. Bazen bir kuş sesi, bazen öğrencilerimden duyduğum bir kelimenin bende yarattığı açılımlar… Çoğunlukla Gökyüzündeki yıldızlar Ana İlham kaynağımdır.
Özellikle çok sevdiğiniz şarkıcılar kimler, neden?
Çok güçlü bir ses olduğu için Nilüfer ve şarkı yazarlığında örnek aldığım kişilerin başında İlhan İrem.
Şarkılarınız hangileridir? Neleri anlatmaktadır?
Geçen yıl yayınlanan ilk şarkım Yas… Biraz hüzünlü bir iç çekişin, ayrılığın hikayesidir. Ardından Dünya yayınlandı, en çok anlamı olan şarkılarımdan biridir… Her gün azalmakta olan Dünya’nın sesi olmaya çalıştığım, çok derin anlamları olan bir şarkımdır. Hemen ardından Belki yayınlanmıştı, o da hala umut taşıyan ve her gün yeni bir güneş doğduğunu kendime ve tüm müzikseverlere hatırlattığım bir şarkımdır. Bu üç şarkım ilk olarak 2006 yılında başka bir ses tarafından ‘’Aşk’ın Kanatları’’ isimli, prodüktörlüğünü yaptığım albümde yer alan şarkılar…
Ay’ın Nefesi’nin hikayesi nedir?
Ana melodisi 2 yıl önce bir anda ortaya çıkan şarkılarımdandır, ben öyle anlara ‘’mucizeli’’ dakikalar diyorum. Çok İlahi bir duygu şarkıyı söz/müzik birarada duymak… Ben bütün şarkılarımı böyle yapıyorum. Annemin nefesini çok özlediğim, vefat yıldönümünün yaklaştığı günlere rastlıyor ilk oluşumu, tam bir Akrep dolunayıydı o zaman da… Kendisi bana cennetten bir damla gönderdi diyebilirim kısaca J
Dişil enerji videoda
Video klibinizde neler var? Neden?
Videoda, dünyadaki önemli sayılan göller ve suyollarını tanımlayan görselleri özenle seçtik. Çünkü Dünya yüzeyinin yüzde 80’i su, İnsan bedeninin de nerdeyse yüzde 70’i… Bizler aslında dünya gibiyiz… Ve Su, Astrolojide, kadim bilgilerde de Anneyi, Kadınları, Dişil Enerjimizi ve Kalp çakrasının annesi sayılan Bindu çakramızın da yöneticisidir. Kısaca, Dişil Enerji su ile aktive olmaktadır ve günlük su ihtiyacımızın da az olduğu zamanlar vücudumuz hemen sinyaller vermeye başlar. Suyu vücudumuzda işleme alanı ise aldığımız Nefestir, yani Ay’ın Nefesi su ile havanın birleşimidir bir anlamda. Vücudumuzun yapı taşlarıdır bu iki element.
O Ses Türkiye’de müzikal yolculuğuna başlayan yeğeniniz Melih Onur ile yaptığınız düeti anlatabilir misiniz?
Melih Onur, 2012 yılında katılmıştı O Ses Türkiye yarışmasına ve Hadise’nin takımına katılmıştı. O da benim gibi doğduğundan beri müzik ile ilgileniyor ve çok sevdiğim şarkılarımdan birini kendisine emanet ettim, çünkü biliyorum ki sözlerime ve müziğime gönlünü, ruhunu katıp ölümsüzleştirecek bir güce sahip sesi var. Ayrıca başka şehirlerde de olsak düet yapmak ikimiz için de çok keyifliydi stüdyo aşamasındayken.
Pandemi dönemi psikolojilerimizi de etkiliyor. Siz bu dönemi ruhsal açıdan güçlü geçirebilmek için neler yapıyorsunuz? Bir sanatçı gözüyle neler önerirsiniz?
Evet bir yandan bağışıklık sisteminizi güçlü tutmamız gerekirken, bir yandan da bu sürecin, evde kalmanın yapıcı tarafına odaklanmak yani sağlığına ve yoğun hayat temposundayken odaklanamadığı konulara tekrar eğilmek için bir fırsat sunuyor aslında. Tabii ki, evde hiç bu kadar uzun zaman geçiremeyen kişiler için biraz bunalıma sebep vermiş olabilir. Yine de ben, genel olarak herkesin kendiyle baş başa kaldığında daha üretken, daha dingin ve daha huzurlu olduğuna inananlardanım. Benim için, daha çok üreterek geçirdiğim zamanlar oldu bu 4 tane yeni şarkılarımı müzikseverler ile paylaştım bu süreçte… Aynı şekilde Haziran ayı içinde yayınlanacak 6 şarkılık bir albüm için sindire sindire çalışma imkanımız oldu tüm ekip olarak…
Çoğu kişi Pandemi döneminde evde yemek yapmayı artırdı. Sizde böyle bir durum var mı? Okuyucularımız için favori yemeğinizin tarifini verebilir misiniz?
Ben genellikle sebze ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum ve dereotlu kabak sote en sevdiklerimden, onu klasik bildiğimiz şekilden biraz farklı sunmak için de mutlaka zencefil veya zerdeçal ekleyerek servis etmeyi seviyorum. Arkadaşlarım 2 tabak yediklerine göre beğeniyorlar galiba 🙂
Az daha çoktur
Koronavirüs günlerinden sonra sizce neler değişecek? Bu değişimin müziğe ve tüm sanat dallarına etkisi neler olacak?
Dünya eski bildiğimiz Dünya değil artık, hayatımız da bu süreçte hızlı bir şekilde değişiyor. Standart, eskimiş ve insan için faydası olmayan herşey sistem içinde değişiyor. En önemlisi algılarımız, deneyimlerimiz daha rafine, daha öz bir hale gelmeye başlıyor. Elimizdeki kaynakların sonsuz olmadığını da anlamış durumdayız, “Az Daha Çoktur” Japon Atasözünü hissettiğimiz, ruhen sadeleşmeye başladığımız yeni bir Dünya’ya öncülük eden bireyleriz bizler. Benzer yaklaşımların yaşamın ve sanatın her sürecine olumlu yansıdığını düşünüyorum. Asıl olan kişinin kendini gerçekleştirmesi için sürekli adımlar atması ve yaratıcı zekasını ortaya koymak.
Yakın zamanda gerçekleştireceğiniz projeler nelerdir?
Melih Onur için hazırladığım teklinin hemen ardından, 6 şarkılık albümüm yayınlanacak… Güneş’in Kalbi… Yaz aylarında da yeni sonbahar şarkılarımın çalışmalarına başlıyorum.
Hedefiniz Nedir?
Yeni Dünyanın, yeni şarkı yazarı olmak J Evet herşeyi geride bırakarak kendi müzikal ‘’dünyamıza, ses vermek, kalplere dokunmak ve gelecek sene yayınlanacak kitabım üzerinde çalışmalara başlamak…