Aile şirketinde çalıştı, çok uluslu firmada çalıştı, yatırım ortaklığında çalıştı fakat aradığını, yani içinden geçenin Şapka da olduğunu anladı. Anladığı anda Şapka Danışmanlığı kurdu. Kendi şirketini kurdu mutluluğu yakaladı.
Şapka da her şeyin yoluna girip, düzen oturunca Çevik yeni hayalinin peşine düştü ve karşınızda Mutluluk Kulübü! Müge Çevik ile yaptığımız söyleşiyi beğenerek okuyacağınızı umuyor, Müge Çevik kitaplarını ise şiddetle tavsiye ediyoruz. İyi okumalar…
Müge Çevik Kimdir?
İzmirli, Mülkiyeli, yetişkin eğitmeni, Şapka Koçluk Eğitim ve Danışmanlık’ın kurucusu ve sahibi, Mutluluk Kulübü, İlişkisi Var ve Mutluluk Kulübü Gelişim kitaplarının yazarı, profesyonel koç, konuşmacı ve ebedi öğrenci olarak tanımlıyorum ben kendimi.
2011den bu yana mutluluğu öğreniyorum, öğrendikçe anlatıyor ve yazıyorum.
Neden Mutluluk Kulübü kitabı?
Mutluluk Kulübü, 2012 yılında açmış olduğum bir koçluk programıdır. Bugüne kadar bu program ile yüzlerce kişiye nasıl mutlu olacaklarını anlattım. “Mutluluk öğrenilebilir” kavramını daha geniş kitlelerle paylaşmak amacıyla da bunu bir kitap haline getirdim. Kitap, mutluluğa ulaşmanın yolunu sade ve akıcı bir dil ile anlatıyor. “Mutluluk öğrenilebilir” iddiası ile ortaya çıkınca, insan gerçekten hangi durumlarda nasıl dengede ve mutlu kalıyor, anlattıklarını ne kadar uyguluyor, bununla sınanıyor. Mutluluk üzerine kafa yormaya başladığımdan itibaren adeta hayat bana adım adım deneyimledi. Mutluluk Kulübü, mutlu olan insanlardan daha çok, mutluluğa cesaret ile niyet edenlerin kulübüdür. Her şükür bir umut, her umut da içinde sevgi barındırıyor. Gerçek sevgi ise, hesapsız, pazarlıksız, sonuca hükmetmeyen, olana razı bir teslimiyet doğuruyor. Yeşertmek, büyütmek, bakmak, saklamak, içimize saklanmış mutluluğu bulmak ve paylaşmak ise bize düşüyor.
İlk kitabın çıktığı yılın en çok satan kitaplar arasına girmesinden sonra aynı konuya İlişkisi Var kitabıyla devam ettim. En son çıkardığım Mutluluk Kulübü Gelişim ise ilk kitabın daha genişletilmiş versiyonudur.
Aklınıza böyle kitap yazmak nerden geldi?
Her şey kişinin kendi ihtiyacı ile başlıyor. Ben neye ihtiyacım varsa onu yazdım. Sosyal medyada yazıyordum zaten. Bildiğimi değil, duymaya ihtiyacım olanı önce kendim için yazıyordum. Sonra fark ettim ki, pek çok insanın duymaya, hatırlamaya ihtiyacı varmış. Kendi arayışımda kafamı toparlamak ve daha fazla yanıt bulmak için yola çıktım ve kitaba dönüştü.
‘’Mutluluk Kulübü’’ , “ Mutluluk İle İlişkisi Var” ve ‘’Mutluluk Kulübü Gelişim’’ adında üç kitabınız var. Peki bu kitaplara bir dördüncüsü daha eşlik edecek mi?
Hiçbirini haydi şimdi şunu yazayım diye yazmadım. Bende yazmak söyleyecek sözüm olduğunda kendiliğinden oluşan bir eylem. Muhtemelen olacaktır ama tarihini ve konusunu bilmiyorum açıkçası. Sanırım yine mutluluk ve kişisel liderlik omurgasında olacaktır ama ne içerik ne şekil var şuan kafamda.
Mutluluk en temelde nasıl öğrenilir? Bu süreci kolaylaştırmak mümkün müdür?
Bilinç boyutu deyince en temelde kişinin kendi üzerinde farkındalık kazanarak, benden önce bize sonra hepimize uzanan açıklamalar yapabilmeyi öğrenmesi ile başlıyor. Bu öğrenme süreci, kendinden başlayarak dünyayı ve hayatı anlama yolculuğu, bunun için de ilk adım sıkıntının kendisini bulmak ve tanımlamak ile başlıyor. Hayatta en çok tekrar eden, en fazla ayağına dolanan negatif duygu, düşünce ve durumları bulması ile başlıyor. Buradan olmasını istediği şey ile ilgili niyet etmesi, bu niyetin ardına rıza koyması ve irade göstermesi ile ilerliyor. Bu noktada da en önemlisi olumluluğu öğrenmesi, güçlü ilişkiler geliştirmek, anlam ve kendini adayacak bir amaç bulmak.
Para mutluluk getirir mi?
Para ve mutluluk arasında kuşkusuz bir ilişki vardır ama bu ilişki sebep-sonuç ilişkisi değildir. Öyle olsaydı, gelir düzeyi en yüksek ülkelerdeki intihar oranları dünya ortalamasının üstünde olmazdı. Veya dünyanın en zengin insanları en mutlu insanları olurdu ancak tabii ki öyle değil. Bu da şunu gösteriyor, belli bir yere dek, para veya maddi olanaklar, en hayati ihtiyaçları karşılama seviyesine dek ( güvenlik, barınma ve açlık gibi)önemli bir etken, ancak temel asgari ihtiyaçlardan sonrası hiç de büyütüldüğü veya sanıldığı gibi değil.
Yazar kimliğinizin yanı sıra bir de danışman, eğitmen kimliğiniz var. Kurumlar sizden en çok hangi alanda eğitim alıyor?
Ben 2 temel alanda eğitim veriyorum, satış ve kişisel liderlik. Satış, zaten yıllarca profesyonel olarak yaptığım iş, kişisel liderlik de kitaplarımda anlattığım, hala öğrenmeye sürekli devam ettiğim ve bireysel seanslar ile pekiştirdiğim alan.
Ayrıca Mutluluk Kulübü buluşmalarını şirketlerde çalışanlarla yapıyorum.
Sahibi olduğunuz Şapka Danışmanlıkta neler yapıyorsunuz?
Hayatta insana dair konuları başlıklar altında toplasak, iki elin parmaklarını geçmez sayısı. Kariyer, aşk, para, aile, sağlık, kişisel gelişim… Bu konular içinde farklı kimlikler ile var olur, farklı şapkalar ile davranmayı öğrenir ama özde hep kendimiz olarak sürdürürüz yolculuğumuzu…
Şapka, bu konulara bireysel ve sistemsel boyutta yaklaşımın aynı çatı altında toplandığı tek merkez olarak hayal edildi ve kuruldu. Profesyonel gelişim ile bireysel gelişim konularının, insan merkezli ve insana dair her boyutu kapsayarak ele alınması; kurumların ve bireylerin Şapka’dan aldıkları hizmetlerinde koçluk ve danışmanlık şapkalarının en optimal faydayı yaratmak üzere entegre edilmesi. ŞAPKA olarak yaptığımız şey tam da bu.
Sizi diğer danışmanlık firmalarından ayıran özellikler neler?
Ne mutlu ki, 2012 yılından itibaren kurumlara profesyonel yetkinlik ve organizasyonel gelişim alanlarında danışmanlık hizmeti veriyor, bireysel olarak da kişisel gelişimi destekliyoruz. En son bu yıl hayata geçirdiğimiz projemiz Şapka Koçluk Akademisi ile de sektördeki 10. yılımızda, 40.000 saatin üzerinde koçluk, 100.000 saatin üzerinde gelişim programı deneyimimizi aktardığımız, 21.yy’ın en önemli yetkinliklerini kapsayan Özgün Koçluk Eğitimimiz ile yeni koçlar yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Ülkemizde iş kadınlarının gelişmesi, büyümesi için neler yapılabilir?
Bu konuda çalışan STK’lar ve pek çok proje var, tabii ülkemizin bu anlamada daha çok yolu var.
Profesyonel yetkinlikleri geliştirirken duygusal olarak da güçlendirmek bence çok kıymetli. Kadının erkeğe göre biraz daha fazla kimliği var, buna göre dengeleyecek şeyler yapmak gerek.
İş Kadınlarına devlet desteği yeterli midir?
Kafasın koyan bir insan için pek çok destek çok yeterli. Önemli olan insanların ne yapacağını bilmesi. Devlet desteği ve özel sektör desteği elbette henüz yeterli olmaktan çok uzak seviyelerde ancak altını çizmek gerekir ki isteyen yolunu bulur, buluyor.
İş hayatına yeni başlayan kadınlara önerileriniz nelerdir?
Kadını erkeği bu konuda ayırmam. Ne iş yaptıklarının önemi yok, vasat olmasınlar yeter. En iyisini yapmayı hedeflesinler ve mutlaka sevdikleri işi yapsınlar. İnsan tanısınlar, farklı sektörler görsünler, kendilerine yatırım yapıp bol bol geribildirim istesinler. Deneyime saygı duysunlar, bir fikri ortaya atmadan tüm detayları ile tartıp ölçüp biçsinler ama söylemekten asla geri durmasınlar.
Sinema ve Tiyatroya ilginiz nasıl?
Filmleri bazen kaçırıyorum ama oyunları kaçırmamaya çalışırım. Genelde takip ederim. Yurtdışında bile gitmeye çalışırım.
Bir yazar olarak ne tür kitaplar okuyorsunuz?
Her tür okuyorum. Şu ara daha çok yabancı kaynaklardan pozitif psikoloji takip ediyorum. Ama ben hep okurdum. Yeni değil. Hep ve her tür okurdum.
Kadınlara ne tür kitaplar okumalarını önerirsiniz?
Türü değil de okusunlar bence. Popüler olanı değil, kendilerine dokunanları, kendilerinde bir şey uyandıranı okusunlar. Düşündüren, düşünmeye sevk eden, tadı uzun süre kalanları okusunlar.
Hayatınız boyunca yapmak isteyip yapamadıklarınız var mı?
Var diyemem. Yeterince istersem, bedellerini ödemeye razı olsam yapardım. Yapmadığıma göre demek ki bedelini ödemeyi seçmemişim.
Hobileriniz nelerdir?
Şu an işim hobim. Öğrenmek ve resmi olarak öğrencilik hobi benim için. Puzzle yapmayı çok severim ve çok da yaparım. Bunun dışında yeni ülkeler gezmek de iş edindiğim hobim.