Cumhuriyetin 100. Yılı Özel
2022 Mayıs’ın son haftasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni arayarak Seha Okuş Hanım’a telefon ile ulaştım. Kendimi tanıttım.
“Adınız ne güzel” dedi. “Benim adım gibi pek duyulmamış” diye devam etti.
Birlikte gün belirledik. Eşim Ersin ve oğlum Utku, 28 Mayıs 2022 Cumartesi, saat 15.15 gibi Koşuyolu’nda, güzide bir sitedeki Seha Hanım’ın evine bıraktılar. Beni ve söyleşi teklifimi kabul ettiği için kendisine minnettarım. Misafir odası Validebağ Korusu’na bakıyordu.
Kendimi daha detaylı tanıttım ve nehir söyleşinin önemini, iyi yapılırsa başta tarihçiler olmak üzere birçok araştırmacı için ciddi veriler sunabilindiğinin altını çizerek söyleşi başlıklarımı okudum. Çok zeki ve duyarlı bir kadın olduğunu sorduğu sorulardan anladım.
“Sizi bana kim önerdi?” diye sordu.
“Müzik dinlemeyi seven bir arkadaşım” diye cevap verdim.
Memnun oldu. Yuvarlak ahşap, İtalyan yemek masasında yan yana oturduk. Bilgisayarımı açtım. Daha önceden hazırladığım soruları sormaya ve Seha Hanım anlattıkça yazmaya başladım.
Bir süre geçtikten sonra birlikte mutfağa geçtik. Kendisinin özenle yapmış olduğu ortası şokolalı, içi dövülmüş bademli muhallebilerimizi aldık. Mutfak da Validebağ Korusu’na bakıyordu. Bir ağaç deniziydi sanki ve çok güzeldi. İçimden doğa sevgisini sezmiştim.
Söyleşimize muhallebilerimizi yedikten sonra devam ettik. Eşim ve oğlumun beni alacaklarını söylediğimde “Lütfen buyursunlar, muhallebimin tadına baksınlar” diyerek davet etti. İkrâmdan sonra Ersin fotoğrafları çekti. Seha Hanım’ın özel arşiv fotoğraflarından birlikte seçtiklerimizi kayda aldı. Utku’ya bazı yazıları okuttu ve sesinin güzel ve eğitimli olduğunu söyledi. Anılarını anlatmaya devam etti mutlulukla ve saat 19.30’a kadar sohbetimiz sürdü. Bu bağlamda Ersin ve Utku’ya teşekkür ediyorum.
Birkaç gün sonra beni telefon ile arayarak bazı hatırına gelen detayları yazdırdı. Tekrar buluşmak üzere gün saptadık.
2 Haziran 2022, Perşembe günü 11.30 gibi yine evinde buluştuk. Bu defa tam gün çalıştık. Önce fotoğraf arşivinden başladık. Sonra temize çektiğim notları okudum, üzerinde düzeltmeler yaptık ve birlikte güzel bir öğle yemeği yedik. Kendisinin yardımcısı hanımla birlikte yaptığı açma ıspanaklı böreklerini, sade çöreklerini ve elmalı turtasını yedik. Çaylarımızı içtik. Bizim de aile âdetimiz olarak elimiz boş gitmemekti tabii. Tatlı, börek, çikolata sevdiğini öğrenmiştim.
Şimdi söyleşimizin sorularına geçelim.
Kıymetli Seha Hanım, 7 Nisan 1928 yılında, İstanbul Teşvikiye’de doğmuşsunuz.
Teşvikiye’de hangi sokakta, nasıl bir evde doğdunuz, hangi yıllar arasında yaşadınız?
Bize sizin yaşadığınız dönemi aktarabilir misiniz?
Sözünü ettiğiniz bu ahşap konak maalesef İstanbul’daki diğer güzel konaklar, yalılar gibi günümüze ulaşamadı, öyle değil mi Seha Hanım?
Babaannem Nevzat Hanım gibi musikişinas bir İstanbul hanımefendisi olan ve ut çalan anneniz Vildan Hanım’ı ve aile bağlarınızı anlatır mısınız?
Babanız ‘‘Kadifeden Kesesi, Kahveden Gelir Sesi’’ türküsünün güftekârı İhsan Bey’i ve büyüklerinizi sizden dinleyebilir miyiz?
Müzik ile iç içe bir aile profili çıkıyor karşımıza Seha Hanım.
Müjdat Gezen’in babası TRT müzisyenlerinden, İstanbul Radyosu sanatçısı Ahmet Necdet Bey (darbuka). Şerif İçli (ut), Şükrü Tunar (klarnet) ile birlikte anılıyor radyoda. Aynı zamanda futbolcu. Hakemlik yapmış. Amcası Osman Vamık, sporcu, Taksim Stadı’nda müdür. Atatürk bu görevi vermiş. Gazelhân imiş.
Abim dediğiniz Vamık Gezen mi?
Söz yazarı babanız İhsan Bey, Müjdat Gezen’in dedesi midir?
Babanızın çalışma hayatından bahsedebilir misiniz?
Annenizle birlikte Küçük Çiftlik Parkı’nda saz dinleyerek büyümüşsünüz. Küçük Çiftlik Parkı’nı bize anlatır mısınız? Nasıl etkilendiniz? Ne sohbetler yapılırdı?
Damak tadınız olarak Teşvikiye’de yediğiniz ve unutamadığınız neler gelir ilk aklınıza?
Taşlık Gazinosu’na, Beşiktaş Kamburun Bahçesi’ne ve yazlık sinemalara gider miydiniz? Beyoğlu’ndaki sinema ve tiyatrolardan da bahseder misiniz lütfen?
İki ilkokula gitmişsiniz Seha Hanım. Teşvikiye 16. ve 15. ilkokullarınızı, o dönemi anlatabilir misiniz? Okul arkadaşlarınızı, ailelerini, öğretmen ve müdürünüzü.
Nişantaşı Kız Lisesi’nin orta bölümünü bitirmişsiniz. Okuldaş büyüğüm olarak 1914 yılında Nişantaşı Sultanisi olarak kurulan ve aslında erkek okulu olan kuvvetli, disiplinli, hâli vakti yerinde ailelerin oturduğu bu elit semtimizdeki okulumuzu sizden dinleyebilir miyiz?
Nişantaşı Kız Ortaokulu, 1940’lı yıllara kadar kullanılan ve daha sonra yıkılan Valide Sultan Sarayı diye geçiyor. Siz bu binada mı okudunuz? Zira ben bu okulun da tarihçesi üzerinde çalışıyorum birkaç yıldır. İz sürmek de hayli meşakkatli bir süreç.
Şükûfe Nihal Hanım da NKL’de hocalık yapmış. Saygı duyduğum, kaleme aldığım bu çok önemli şair, eğitmen, aktivist edebiyatçımız hocanız oldu mu? Neriman Altındağ Tüfekçi Hanım da 1942’de Nişantaşı Kız Ortaokulu’ndan mezun olmuş.
Okuldaki hocalarınız, arkadaşlarınız, aileleri ile aklınıza gelen anılarınızı bizimle paylaşabilir misiniz lütfen? Fotoğrafınız var mı? Küçük yaşlarınızdan itibaren müziğe ilginiz ve yeteneğiniz nasıl keşfedildi? Annenizin yönlendirmesi oldu mu?
Müzik eğitiminizi ilerletmek amacıyla İstanbul Belediye Konservatuvarı’nın Türk Müziği Bölümü’ne girmişsiniz. Kaç yılında bu bölüme girdiniz?
O dönemdeki İstanbul Belediye Konservatuvarı’nı bizlere anlatabilir misiniz?
Nerede idi? Binası nasıldı? Kimleri görür, kimlerle sohbet ederdiniz?
İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda okurken Şefik Gürmeriç, Emin Ongan, Halil Bedi Yönetken, Nevzat Atlığ, Münir Nurettin Selçuk, Mefharet Yıldırım gibi kıymetli hocalarınızdan dersler almışsınız.
“Hasretinle Yandı Gönlüm”ü söylemek için Yalçın Tura’nın niçin sizi seçtiği çok önemli müzik tarihimiz için. Detaylı anlatabilir misiniz birlikte çalışmalarınızı?
“Hasretinle Yandı Gönlüm”ü ilk siz okumuşsunuz. İlk icranızın diğer sanatçılarca icra edilmesi sizce nasıl bir duygu? Siz icralarınızı -ki “Seha Okuş türküleri” diye adlandırmak daha yerinde olur- İstanbul ağzıyla okuyorsunuz. Bu hem aldığınız Klasik Türk Müziği eğitiminin sonucu, biraz da dönemin TRT’sinin politik duruşu. TRT sanatçıları arasında bir türküyü yerel ağızla söyleyenler sadece mahalli sanatçılardı. Bu konu da çok önemli. Örnek verilecek olursa, siz “Sobalarında Kuru da Meşe Yanıyor” türküsünü söylüyorsunuz. Aynı türküyü Bahriye anneannemin pek severek dinlediği Özay Gönlüm de yerel ağızla söylüyor. Bu tip icraları dinleyince ne hissediyorsunuz?
“Kundurama Kum Doldu” Fransa için “La Turquie” plak kapağı çok güzel. Anlatır mısınız “La Turquie”nin öyküsünü lütfen?
45’likleriniz:
“Burçak Tarlası”, “Aya Bak Yıldıza Bak”, “Vur Sineme Öldür Beni”, “Ordu’nun Dereleri” , “Elif Dedim”, “Ah İstanbul”, “İlk Akşamdan”.
Hasretinle Yandı Gönlüm / Seha Okuş – Kalan – CD.
Kahveci / Seha Okuş – Sahibinin Sesi – 45’lik.
Elleri Ufacık Yârim / Seha Okuş – Sahibinin Sesi – 45’lik.
Belediye Konservatuvarı’nda öğretmenlik yaptığınız döneminizi anlatır mısınız lütfen?
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde doğmuş, okumuş ve çalışmışsınız Seha Hanım.
Ülkemizin müzik, sinema, edebiyat tarihine geçmişsiniz. Birçok başarılı öğrenci yetiştirmişsiniz. Çalışma hayatı ile özel hayatınızı birlikte yürütmüşsünüz.
Söyleşimizin sonunda neler söylemek istersiniz Seha Hanım?
Cumhuriyetimizin 100. Yılında sizin gibi kıymetli, öncü bir sanatçı, değerli bir eğitmen ile tanışmama vesile olunduğu için çok mutluyum. Ne kadar teşekkür etsem azdır. Beni kabul ettiniz. Zarafetle evinizde ikramlarınızla ağırladınız. Sohbetler yaptık. Bilgilendim.
Size saygılarımla çok teşekkür ediyorum değerli Seha Hanım.
Şimdi söyleşimizin içinde geçen konulardan arşivimde olan, söyleşimiz sırasında arşivime aldığım belgeleri size okumak istiyorum izninizle.
Kıymetli Seha Okuş Hanımefendi ile yapmış olduğum ve bir yıldır üzerinde çalıştığımız sorularımın tamamını, kendisinin cevaplarını, özel ve güzel anılarını, fotoğraflarını içeren 59 sayfalık nehir söyleşimizi RE Books Arts Kitaplığı, pdf Kitaplar-İnceleme-Araştırma ve Röportaj bölümünden, aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, baba soy ağacında yer almaktan onur duyduğum Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Seha Hanım’ın abisi Vamık Gezen Beyefendi gibi vatan bütünlüğü için cansiparane çalışmış tüm büyüklerimizin ruhunu şad ediyorum. Hakları ödenmez bir haktır.
https://www.rebooksandarts.com/uploads/inceleme/sehaokussoylesi2023.pdf