Lösemi, çocukluk çağında en sık karşılaşılan kan kanseri türü olarak tanımlanıyor. Milyonda 2-4 arasında görülme sıklığı olan lösemi, çok sayıda çocuğun yaşam kalitesini düşürüyor ve zor dönemlerden geçmesine neden oluyor.
Memorial Sağlık Grubu, löseminin kontrol altına alınabilmesi ve hastaların sağlığına kavuşabilmesinde, erken tanı-modern tedavi yöntemlerinin önemine dikkat çekmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak için “Turuncu Zafer” etkinliği gerçekleştirdi.
Memorial Bahçelievler Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Merkezi’nde gördükleri tedavisi sonrası sağlığına kavuşan çocuklar, “2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası” için bir araya geldi. Lösemi hastalığının sembol rengi ‘turuncu’ konseptiyle düzenlenen etkinliğe, küçük bedenleri ile kanser mücadelesini kazanan çocukların yanı sıra, yeniden hayata tutunmak için kök hücre nakli bekleyen lösemi hastası çocuklar ve aileleri de katıldı.
Lösemi hastalığı ile mücadele eden yaklaşık 40 çocuk, doktorları ve tedavilerini yürüten ekiple birlikte eğlenceli saatler geçirdi. Lösemili çocukların uymak durumunda olduğu nötropenik diyete uygun olarak hazırlanan turuncu nötropenik pastanın kesildiği etkinlikte, çocuklar ayrıca resim atölyesinde hayal dünyalarını turuncuya boyadı.
Modern tedavilerle yenebileceğimiz bir hastalık
Löseminin artık korkulacak bir hastalık olmadığını vurgulayan Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Uzmanı Prof. Dr. Müge Gündoğdu, “Löseminin, gelişmiş ilaçlar ve modern tedavi yöntemleri sayesinde, yüksek başarı oranlarıyla yenebileceğimiz bir hastalık olduğu unutulmamalı. Bu miniklerimizin çoğu da, çok çetin bir mücadeleden çıktılar. Tedavi sürecinde moral ve motivasyon da büyük önem taşıyor. Burada hep birlikte birbirimize güç verdiğimiz için çok mutluyuz. Onlar diğer hasta çocuklarımız için de büyük bir umut kaynağı oluyor” dedi.
Pasta çocukların diyetine özel olarak hazırlandı
Partide çocuk hastalar için nötropenik bir pasta kesildiğini aktaran Prof. Dr. Gündoğdu, sözlerine şöyle devam etti: “Nötropenik, taze ve steril demektir. Bu çocuklar kemoterapi aldıkları için ağızdan başlayarak mide bağırsak sistemleri bakterilerin girişi için çok uygundur. Bu durum da onların kolay hasta olmalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle lösemili çocuklarımız her zaman aynı gün pişmiş, taze, beklememiş ve steril yiyecekleri tüketmeli. Nötropenik diyete uygun olarak hijyenik ve taze yiyecek seçilmeli. Hastanemizde yatan hastalarımıza, taburcu olduktan sonraki süreçlerinde de nötropenik olarak beslenmek durumunda olduklarını önemle hatırlatıyoruz.”
Enfeksiyondan korunulması çok önemli
Lösemi tedavisi görmüş ve halen görmekte olan çocuklar için önerilerde de bulunan Prof. Dr. Gündoğdu, “Tedavi sırasında ve tedavi bittikten sonra 1 yıl boyunca bu çocukların bağışıklık sistemi baskılandığı için enfeksiyona karşı çok dikkatli olmaları gerekir. Hastanın tedavisi başarılı geçtiği halde enfeksiyon nedeniyle yaşam kayıpları olabilmektedir. Bu çok acı bir durum. Özellikle şimdi Covid sürecinde, aşılama da sadece 12 yaş üzerine yapıldığı için maskelerini okulda dahi hiçbir zaman çıkarmamaları gerekir. Bununla birlikte sağlıklı yaşam tarzı düzenlemeleri de çok önemlidir” diye konuştu.
Kök hücre bağışı konusunda bilincin artması şart!
Prof. Dr. Gündoğdu, lösemi ve kök hücre nakli ile ilgili toplumsal farkındalığın büyük önem taşıdığına dikkat çekerek şu mesajı verdi: “Her yıl binlerce çocuk lösemi hastalığına yakalanıyor ve kemik iliği nakli için uygun vericisi olmayan çok sayıda çocuk hayati risk ile karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle kök hücre yani kemik iliği bağışının her insanın gündeminde olması gerekiyor. Siz de sadece kan vererek kök hücre bağışçısı olabilir bu cesur yüreklerin hayata tutunma mücadelesinde onlara bir omuz da siz olabilirsiniz.”