Hava kirliliğinin bir önceki yıla oranla %9 arttığı açıklanırken uzmanlar, kış mevsiminde fosil yakıt tüketimi ve artan taşıt trafiği nedeniyle havada ölçülen partiküler madde konsantrasyonlarının arttığına dikkat çekiyor. Kağıt, mobilya ya da ahşap gibi malzemelerin yakılması sonucunda da hava kirliliğinin oluştuğunu ifade eden Dr. İnci Karakaş; hava kirliliğinin önlenebilmesi için elektrikli araçların yaygınlaştırılması, çevreyi kirletmeyecek alternatif yakıtların geliştirilmesi ve ulaşımın ağırlıklı olarak toplu taşımayla yapılması gerektiğini vurguluyor. Dr. Karakaş, hava kirliliği olduğunda ise kapalı mekanların sabah yerine öğlen saatlerinde havalandırılmasını, spor yapılmamasını ve öğleye doğru dışarı çıkılmasını tavsiye ediyor.
Çevre alanındaki çalışmalarıyla bilinen Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, son günlerde oldukça artan hava kirliliğine yol açan faktörlere değindi ve hem hava kirliliğini önleyecek hem de hava kirliliği olduğunda alınabilecek önlemleri paylaştı.
Sis ve pusun yoğunluğu farklı oluyor
Stratus cinsi bulutların yere yakın olması ya da yerle teması halinde, hava kütlelerinin yoğunlaşması sonucunda pus ve sis oluştuğunu belirten Dr. İnci Karakaş, “Havada asılı kalan sis, yoğunlaşan su kütleleri içerisinde yer alan küçük boyuttaki su zerrelerinin boyutu ve miktarına bağlı olarak görüş mesafesini azaltıyor. Pus oluşumuyla, görüş mesafesi 2 kilometrenin altına düşerken, sis oluşumuyla görüş mesafesi 1 kilometrenin altına düşüyor. Sisin içerisinde yer alan su zerrelerinin sayısına göre hafif ve yoğun olmak üzere sis çeşitlendiriliyor. Hafif siste 1 santimetreküp havada su zerrelerinin miktarı 50-100 arasında değişirken yoğun siste ise 500-600 aralığındadır. Hava sıcaklığına bağlı olarak sisin içerisindeki su zerreleri buz kristallerine de dönüşebiliyor. Sisin içerisindeki su zerreleri ışığı emerek daha yoğun görünmesini sağlıyor.” dedi.
Fosil yakıtlar hava kalitesini bozuyor
Zararlı bileşenlerin konsantrasyonlarının artarak sınır değerlerin üzerine çıkmasıyla canlı yaşamına ve ekolojik dengeye zarar vermesinin hava kirliliği olarak tanımlandığını ifade eden Dr. İnci Karakaş, “Kış mevsiminde fosil yakıt tüketimi ve artan taşıt trafiği nedeniyle havada ölçülen partiküler madde konsantrasyonları artıyor. Hava kirliliğine katkıda bulunan yüksek basınç alanlarının etkisiyle hava kalitesi daha da bozuluyor. Rüzgârın da olmaması, partiküler maddelerin havada dağılımını ve seyrelmesini engelleyip konsantrasyonlarını belirli bölgelerde artırıyor.” diye konuştu.
Mobilya yakmak problemleri beraberinde getiriyor
Kağıt, mobilya ya da ahşap gibi malzemelerin de yakılması sonucunda hava kirliliği oluşabildiğini vurgulayan Dr. İnci Karakaş, “Mobilyanın içeriğinde bulunan metilen klorür, aseton, alkol, uçucu organik bileşikler gibi solventler, formaldehit ve polibromodifenil esterleri gibi kimyasallar sebebiyle yakıldığında bu kimyasallar atmosfere salınıyor ve solunması halinde çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getiriyor. Bu problemlerin başında, endokrin sistem üzerine çeşitli hasarlar yer alabiliyor.”
Elektrikle çalışan araçlar yaygınlaştırılmalı
Dr. İnci Karakaş hava kirliliğinin önlenebilmesi için tavsiyelerini şöyle sıraladı:
Taşıt trafiğinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için kurşunsuz benzin üretiminin benimsenmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması,
- Ulaşımın toplu taşımayla sağlanması,
- Elektrikle çalışan araçların yaygınlaştırılması,
- Çevreyi kirletmeyecek alternatif yakıtların geliştirilmesi,
- Emisyonların kaynağında azaltılmasını sağlayacak önlemlerin uygulanması,
- Endüstriyel kuruluşların emisyonları azaltacak önlemleri alması,
- Yakma ünitelerinde kirliliğe yol açma ihtimali en az olan yakıtların kullanılması ve bu ünitelerin performanslarını arttıracak çeşitli uygulamaların geliştirilmesi,
- Yandığında toksik bileşen oluşturabilecek alanlardan kaynaklanan atıkların (hastane vb.) emisyonlarının kontrol altında tutulması sağlanmalıdır.
Havalandırma için camlar öğlen açılmalı
Dr. İnci Karakaş hava kirliliği olduğu zamanlarda bireysel olarak alınabilecek önlemleri ise şöyle paylaştı:
Mümkünse sabah saatleri yerine öğlen saatlerine doğru evden çıkılmalı,
- Evden çıkarken maske kullanımına dikkat edilmesi gerekiyor. Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde maskeyle dışarı çıkmak kirliliğe maruz kalma ihtimalini düşürebiliyor. Bu konuda kullanılan maskenin çeşidi de önemli. Cerrahi maskeler karbondioksit ve karbonmonoksit gibi havadaki kirleticilerin bazılarını tutamıyor.
- Evlerin havalandırılması amacıyla sabah erken saatte camları açmak yerine hava hareketinin daha fazla ve trafik yoğunluğunun daha az olabildiği öğlen saatine doğru camlar açılabilir.
- Spor yapan kişilerin kirliliğin yoğun olduğu zamanlarda spor yapmaması gerekiyor. Spor sırasında kişi daha hızlı nefes alıp verdiği için daha fazla miktarda kirli havaya maruz kalıyor. Böylece astım ve KOAH gibi hastalıklar şiddetlenebiliyor.