KAGİDER Başkanı Emine Erdem, girişimciliğe adım atmaya hazırlanan kadınlara, öncelikle çok çalışmayı, yılmadan çalışmayı ve her sorunu bir fırsat olarak görüp soğukkanlılığını koruyarak çözüm getirici olmalarını öneriyor.
Olası krizlerden korkmamak gerektiğini belirten KAGİDER Başkanı Emine Erdem, “Her kriz, her ihtiyaç içinde fırsatları barındırır. Girişimci krizi değil, onun içindeki fırsatı görendir, ki kadınların mücadeleci ruhunun girişimciliğe çok yatkın olduğunu düşünüyorum. Tüm kadın girişimcilere dijitalleşmeye ve dijital kanallara yatırım yapmayı ihmal etmemeleri ve nakit akışlarını çok dikkatli yönetmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Ben geleceğin bugünden çok daha iyi olacağına inanıyorum. Bütün kadınlar buna inanmalı ve umutlarını yitirmeden kararlılıkla yollarına devam etmeliler” diyor.
Size göre Türkiye’de kadın girişimciliği konusunda neredeyiz? Neden? Bu alanda neler yapılmalı?
Kadın girişimciliği konusunda Türkiye’nin doğru yolda ilerlemekle beraber, hak ettiği noktada olmadığını söyleyebiliriz. Halen Türkiye’de kadın girişimcilik oranı %13 düzeyinde bulunuyor. Oysa ülkemizde kadınlar da erkekler kadar girişimcilik potansiyeline sahip. Yapılan araştırmalar erkeklerin yüzde 45’inin, kadınların ise yüzde 40’ının girişimciliğe olumlu baktığını gösteriyor ancak kadınlardaki bu potansiyel hayata yansımıyor. Bu bakımdan, kadın girişimcilerin durumu arzu ettiğimiz, ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için ihtiyaç duyduğumuz seviyede değil. Sadece girişimcilikte değil, kadın istihdamında da aynı durum söz konusu. Kadınların ekonomiye katılımları yetersiz düzeyde. Ülkemiz, nüfusunun yarısını oluşturan nitelikli insan kaynağı potansiyelini kullanamıyor.
Kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasının çok boyutlu bir konu olduğunu unutmamalıyız. Kadın girişimciler, erkek girişimcilerin karşılaştıkları sorunların yanı sıra onların karşılaşmadığı pek çok sorunla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Bir girişimi başlatırken, sürdürürken ve büyütürken temel konularda erkeklerden çok daha fazla zorluklarla karşılaşıyorlar. Örneğin kadın girişimciler finansa ve bilgiye erişimde zorluk çekiyorlar. Mentorluk desteği alamıyorlar. İlham verecek rol modelleri tanımıyorlar.
Tabi bütün zorlukların temelinde toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi iş dünyasında da cinsiyet eşitliğinin özümsenmemiş olması geliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen bir kültür olmaması, tam tersine mevcut kültürün ayrımcı ön yargılara sahip olması ve ev ve çocuk bakım işlerinin kadının görevi kabul edilmesi kadınlar için çok ciddi bir engel oluşturuyor. Bu kültürle her düzeyde mücadele edilmesi gerekiyor.
Küresel salgının yol açtığı ekonomik durgunluk ardından yeniden ekonomik canlanmaya geçme umutlarımızın güçlendiği bu dönemde girişimci ve çalışan kadınları her zamankinden daha fazla desteklemeliyiz. Kadınların yeniden toparlanma sürecine yapacağı katkı ve ortaya çıkacak yeni dünyada oynayacakları rol vazgeçilmez bir öneme sahip bulunuyor. Bu kapsamda kadınlara yönelik destekler devam etmeli ve içeriği genişletilmeli. COVID-19 sonrası dönemde ekonomik kalkınma politikaları, önlemler planlanır ve uygulanırken cinsiyetler arasında fırsat eşitliğini de kollamak gerekiyor. Toparlanma sürecinde kadın girişimcileri ve kadın istihdamını destekleyen kamu politikalarına ihtiyaç var.
Kadınların teknolojiyi daha fazla kullanmasını destekleyen, iş ilişkisi ve ticaret ağlarını güçlendiren, kadın girişimcilerin pazara ve finansman kaynaklarına erişimini kolaylaştıran, bilgi birikimlerini artırmayı sağlayan politikalar uygulanmalı. Kamu ihalelerinde kadın girişimciler için kota uygulamasına geçilmesi ve bürokrasinin azaltılıp kolaylaştırılması önem taşıyor. Pandemi döneminde hayata geçen esnek ve uzaktan çalışma koşullarının yeni dönemde iş dünyası tarafından korunması, kayıt dışı, yarı zamanlı veya mevsimlik çalışan kadınların yeniden ve daha iyi koşullarda istihdam edilmesi, ekonomide toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek açısından ayrıca önemli
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER özellikle ticarette, teknolojide, tarımda ve toplumsal hayatta kadının varlığını, temsilini destekleyecek çalışmalara ağırlık veriyor. Kadın girişimcilerin bu krizi yönetmeleri için gerekli mentorluk desteğini sağlıyor, deneyimlerimizi paylaşıp birbirimizden öğrenebileceğimiz dijital platformlar oluşturuyoruz. Kamu ihalelerinde kadınlardan daha fazla alım yapılmasını, genç kadınların iş hayatına hazırlanmasını, kadınların teknolojiyi daha fazla kullanmalarını, ticaret ve ihracat bağlantılarını ve networklerini geliştirmeyi, pazara erişimlerini kolaylaştırmayı, tarım sektöründeki üretimlerini desteklemeyi ve şirketlerde fırsat eşitliği sağlamayı amaçlayan çok sayıda projemiz var. Ayrıca kamu ile temaslarımızda kadın girişimcilerin sesi olmaya, kadın istihdamı için atılabilecek adımları çoğaltmaya gayret gösteriyor ve bunun için çalışıyoruz.
Eğitim kadın istihdamında çok önemli bir faktör
Kadın girişimcilere yönelik eğitimlerin önemi nedir?
Öncelikle kadınların ekonomiye katılımında eğitimin genel olarak önemini vurgulamak gerekiyor. Eğitimin kadın istihdamında çok önemli bir faktör olduğunu, eğitim seviyesi yükseldikçe kadınların işgücüne daha fazla katıldıklarını görüyoruz. TÜİK verilerine göre okur-yazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %17,4 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %72,2 düzeyine çıkıyor. Tabi bu durum girişimcilik açısından da geçerli.
Elbette girişimci kadınların eğitilmesi çok önemli. Çünkü kadınlar bir şirketi kurmak, temel fonksiyonlarını yönetmek ve büyütmek konusunda bilgi sahibi olmalılar. Ancak bu bilgilere erişimleri zor. Başta mevzuat, yasalar, finans, insan kaynaklarının yönetilmesi olmak üzere pek çok alanda bilgi sahibi olmaları gerekiyor.
KAGİDER girişimci kadınların eğitimine büyük önem veriyor. Bunun için çevrimiçi eğitim platformlarımız var. KAGİDER Pusula platformunda, “İşimi Kuruyorum Eğitim Modülleri’nin yanı sıra yeni girişimciler için girişimciliğe dair yararlı bilgiler, ilham veren başarı hikayeleri ve finansal erişim bilgileri yer alıyor. Portalda yer alan 100’ü aşkın eğitim videosu ile kadın girişimci ve/ veya girişimci adayları iş kurma ve işlerini büyütme aşamasındaki tüm sorularının cevaplarını buluyorlar.
Pusula platformuna ayrıca “Kriz Dönemlerinde Dayanıklılık ve Süreklilik” eğitim modülünü de ekledik. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı finansmanı ile yürüttüğü Kadın İşletmelerine Finansman ve Danışmanlık Desteği Programı iş birliğiyle hazırlanan yeni eğitim modülünde kriz döneminde girişimcilerin üzerinde bilgi sahibi olmaya ihtiyaç duyacakları konulara odaklanan 21 video yer alıyor.
Düş Ortağım platformumuzda ise genç kadınların iş hayatına daha donanımlı başlayabilmesi için yararlı bilgiler ve alanında uzman eğitmenlerin videoları yer alıyor. Bu platforma mobil cihazdan veya bilgisayardan, her yerden her zaman erişim mümkün.
Duygusal zeka çok önemli
Türkiye’de kadın girişimcilerin en önemli avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Kadın olmak başlı başına bir dezavantaj oluşturuyor. Kültürel ön yargılar, bilgiye ve finans kaynaklarına erişim zorlukları gibi dezavantajlar kadın girişimcilerin yolunda duruyor. Ancak şunu da vurgulamak gerekiyor: Bu zorlukları aşmak için erkeklerden çok daha fazla çalışmak zorunda kalan kadınlar, aynı işi yapan erkeklere kıyasla kendilerini daha fazla geliştirme olanağı buluyorlar.
Genel bir değerlendirme yaparsak kadınların tüketicinin nabzını daha iyi tuttuklarını, müşteri ilişkilerini daha iyi yönettiklerini söyleyebiliriz. Bir işi başarıya ulaştırmakta duygusal zekâ çok önemli ve kadınlar genel olarak bu alanda erkeklerden daha iyiler.
Kadın girişimcilerin sayısının artması neden çok önemli? Bu sayede gelecek nasıl olacak?
Bugün Türkiye’nin 83 milyonu aşkın nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Oysa girişimcilerin sadece % 13’ü, iş gücünün ise yaklaşık %3 0’u kadın. Kadınların ekonomiye katılımı çok yetersiz düzeylerde kalıyor. Bunun anlamı şu: Nüfusunuzun yarısının potansiyelini ve dinamizmini kullanamıyorsunuz. Oysa kadınların ekonomiye katılımlarının artmasının yaratacağı değer dünyada birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. Türkiye’nin sürdürülebilir bir kalkınma sürecine girmesi toplumsal gelişim ve refah hedeflerine ulaşması, dünyada hak ettiği konumu kazanması için kadınların erkeklerle eşit koşullarda ekonomide yer alması gerekiyor. Bütün ülkelerin ve ekonomilerin gelişiminde lokomotif rolü oynayan, değer yaratan girişimcilik alanında kadınların sayısının artması büyük önem taşıyor.
Kadın girişimcilere önerileriniz nelerdir?
Girişimciliğe adım atmaya hazırlanan kadınlara tavsiyem, öncelikle çok çalışmak, yılmadan çalışmak ve her sorunu bir fırsat olarak görüp soğukkanlılığını koruyarak çözüm getirici olmalarıdır. Olası krizlerden korkmamak gerekir. Şu anda da bir kriz döneminden geçiyoruz. Her kriz, her ihtiyaç içinde fırsatları barındırır. Girişimci krizi değil, onun içindeki fırsatı görendir ki kadınların mücadeleci ruhunun girişimciliğe çok yatkın olduğunu düşünüyorum.
Pandemi dönemi elbette çeşitli zorluklar çıkartıyor, ama sözünü ettiğim mücadeleci, girişimci ruh bu dönemi atlatacaktır. Tüm kadın girişimcilere dijitalleşmeye ve dijital kanallara yatırım yapmayı ihmal etmemeleri ve nakit akışlarını çok dikkatli yönetmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Ben geleceğin bugünden çok daha iyi olacağına inanıyorum. Bütün kadınlar buna inanmalı ve umutlarını yitirmeden kararlılıkla yollarına devam etmeliler.
Dijitalleşen yeni ekonomide ülke ve kadın girişimciler olarak geleceğe başarıyla yürümek için neler yapmalıyız?
Küresel salgın döneminde iş dünyasında daha da hızlanan dijitalleşme beraberinde birçok fırsatlar getiriyor. Dijitalleşmede mesafe kat eden yeni teknolojileri iş modellerine ve süreçlerine etkin bir şekilde uygulayabilen, inovasyonu benimseyen şirketler rekabette öne geçiyorlar. Bunun dışında dijitalleşme kadınlarla erkekler arasında fırsat eşitliği sağlayan, kadınlar için avantaj yaratan bir süreç.
Bu kapsamda kadınların teknolojiye erişimini güçlendirmek ve bu alanda bilgilenmelerini sağlamak önem taşıyor. Kamu yönetiminin bunu destekleyen politikaları hayata geçirmesi gerekiyor. Özel sektörün ve ilgili STK’ların bu alanda yapacağı çalışmalar da sürecin başarıya ulaşması açısından kritik öneme sahip bulunuyor.
KAGİDER dijital platformlarında teknoloji kullanımı konusunda verdiği eğitim ve bilgilerin yanı sıra, uzmanların katıldığı TechTalks, Tablet Eğitimleri gibi etkinlikler gerçekleştirerek kadın girişimcilerin bu alandaki bilgilerini artırıyor ve onların teknoloji konularına ilgilerini daha fazla çekmek için çaba gösteriyor.
Kendi şirketinizde kadın-erkek eşitliğini tam olarak kurdunuz mu? Nasıl?
Bizim şirketimizde bu eşitlik oluştu. Tabii çoklu bir yapımız var. Genel pazarlama ve telekomünikasyonda kadınlar, enerji kısmında daha çok erkekler hâkim. Bu dengeyi kurmak için ben de kızım da özen gösteriyoruz. Şirketimizde kadın-erkek eşitliği istihdam olarak Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bedenen daha ağır çalışıldığı için yapısı gereği, kadın başvurusu daha az gelen bölümler var, depo veya idari işler gibi, bunları da hariç tutarak kadın erkek dengesine bakarsak, bu ortalama şirketimiz de daha da iyileşme gösterir. Ancak eşitliğin tam dengeye oturması için, İK departmanımız yeni açılan pozisyonlarda, mülakatlara çağırılırken, şans verilen aday CV’lerde cinsiyet eşitliği olmasına özen gösteriyor.
Ataerkil sistem Z kuşağında değişiyor mu? Nasıl?
Z kuşağı farklı özellikler sergiliyor. Onlarla süreç içinde eğitimlere katıldığımızda fark ediyoruz ve Z kuşağının özelliklerini daha iyi görebiliyoruz. Onları daha iyi anlıyoruz ve daha sağlıklı bir iletişim kurabilmemiz işimize de olumlu yansıyor. En önemli özelliklerini kısaca sıralayayım. Bir kere onlar çok özgüvenli, hedeflerini biliyorlar. Hedeflerine kilitlenerek sonuç odaklı çalışıyorlar. Daha talepkârlar. Bir de artık dünyaya daha global bakıyorlar.
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanlığı dışında da birçok dernekte çalışmalarınız var. Dernek bünyesinde toplanmak neden önemlidir?
Ben uzun yıllardır kadının güçlendirilmesi mücadelesinin içindeyim. İyi eğitilmiş, çağdaş fikirleri benimsemiş ve benim de iyi bir eğitim görmemi destekleyen bir aileden geliyorum. Ailem hayattaki her adımımda beni destekledi. Ancak benim kadar şanslı olmayan kadınlar için bu mücadeleye katıldım. Bu, bireysel bir mücadele alanı değil. Toplumsal bir konu. Sivil toplum kuruluşları çok önemli, devletin yapısıyla toplumun ihtiyaçları arasında bir köprü oluşturuyor. Sivil toplum ne kadar güçlü olursa, kadın-erkek eşitliği de o kadar dengede gider, diye düşünüyorum. Türkiye’de kadın sivil toplumunun gücü kesinlikle yadsınamaz. Kadınlar olarak ‘biz’ olmamız gerektiğini, ‘bizden kuvvet doğacağını’ çok iyi biliyoruz.
Hayatım boyunca bu yaklaşımı benimsedim. 1988 yılında uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu üyesi ve 2008’den itibaren de sırasıyla Türkiye Başkanlığı ve Avrupa Başkan yardımcılığı görevlerini üstlendim. KADER’in yönetim kurulunda görev aldım. KAGİDER’de ise başkanlık görevinden önce yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum.
Çok yoğun bir iş hayatı, dernek çalışmaları… Zaman yönetimini nasıl başarıyorsunuz? Zaman yönetimi konusunda önerileriniz nelerdir?
Hayatlarımız çok hızlı akıp geçmeye devam ediyor ve hem özel hayatımızda hem iş hayatımızda yapmamız gereken çok fazla iş var. Özel hayatta olduğu gibi iş hayatını planlamak önemli, ama bu planı esnek bir yapıya sokmak da çok önemli.
Zaman yönetimi konusunda önerim şöyle: İşlerinizi sıralayan ya da hayatınızı bir düzene sokan bir listeniz mutlaka olsun, her şeyden önce önceliklerinizi tespit edin, hedeflerinizi doğru belirleyin. Bir sonraki günü bugünden planlamak, etkin zaman yönetiminin en önemli kurallarından biri. Bunu gerçekleştirebilmek için de günlük olarak hedeflerinizi oluşturmalı, planlarınızı çıkarmalı ve yapacaklarınızı belirlemelisiniz.
“Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır”
İlham veren bir kadın olarak genç kızlara nasıl seslenmek istersiniz?
Her şeyden önce hedefleriniz olsun ve bunlara inanın. İçinizdeki gücü harekete geçirebilirseniz dünya bambaşka bir yer olur.
Mevlana’nın bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış” demektir.
Siyasete girmeyi düşünür müsünüz? Siyasetin daha çok kadın dokunuşuna ihtiyacı var değil mi?
Bugün bulunduğum yerin doğru bir nokta olduğunu düşünüyorum. Kadınların siyasete katılmaları gerektiğini düşünüyorum ve bunun için de çalışmalarımı yürütüyorum ancak benim seçimim her alanda kadınları harekete geçirecek motivasyonu yaratmak ve kendi gücünü fark edebilmelerini, birlik beraberlik içinde olmalarını sağlamak.
Sivil toplum kuruluşlarının yönlendirici etkisini çok önemli buluyorum. Gücümüzü etkin ve etkili kullandığımızda bu aynı zamanda -toplumun sesini üst mercilere ulaştırabilmemiz ve sorunların çözümüne kısa zamanda ulaşabileceğimiz anlamına da geliyor.
Biliyorum ki, son nefesime kadar kadın hareketinde bir aktivist olarak kalacağım ve mücadele edeceğim.
Bireysel ve KAGİDER olarak yakın gelecekteki projeleriniz ve hedefiniz nedir?
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER kurulduğundan bu yana Türkiye’de kadın girişimciliğini yaygınlaştırmak ve kadını her alanda güçlendirmek için çalışıyor. Kadın girişimcisi sayısını artırmayı, ekonomide, sosyal hayatta ve siyasette kadını güçlendirmeyi hedefliyoruz.
KAGİDER olarak, 2050 yılında Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme adına oldukça yol kat etmiş, işsizliği kalıcı olarak tek hanelere indirmiş, kadının işgücüne katılım oranını %50’nin üzerine taşımış, enflasyonu %5 hedefine ulaştırmış, sanayi 4.0 hamlelerini zamanında yapmış ve meyvelerini almakta olan bir Türkiye olmasını öngörüyoruz ve bunu hedefliyoruz. Bu sayılanların gerçek olması ancak bugünden doğru adımların atılması ile mümkün olabilir ve biz de bunun için çalışıyoruz
Güncel ve yeni projelerimizden kısaca bahsetmem gerekirse ajandamızın hayli yoğun olduğunu söyleyebilirim.
DFDS Akdeniz İş Birimi ile “Kadın için Taşıyoruz” projesinde, ihracat yapan iş kadınlarına eğitim ve ücretsiz taşıma desteği vermeyi sürdüreceğiz. Boyner Grup ile “İyi İşler” kapsamında kadın girişimcilere yönelik eğitim ve destekleme programımıza devam ediyoruz. Migros ile tarım, Sephora Türkiye ile kozmetik ve güzellik sektörlerindeki kadın girişimcilere yönelik düzenlenen destekleme programlarımız kapsamında mentorluk ve medya desteği vermeye başladık.
KAİSDER ve BUİKAD paydaşlığında yürüttüğümüz Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen “İş Dünyasında Kadın İletişim Ağı” projemiz ile Anadolu’daki kadın dernekleri ve kadın girişimciler networkünü geliştirecek, kamu görüşmeleri yapacak ve yasa önerilerine katkıda bulunacağız. Yine bu kapsamda farklı sektörlerden kadın girişimcilere kolayca ulaşılabileceğiniz www.ticaretinkadinlari.com platformu üzerinden kadınların ticarette güçlenmesini desteklemeyi sürdürüyoruz.
Bu kapsamda Ticaretinkadınlari.com portalının mobil uygulamasını hizmete sunarak Türkiye’de bir ilke imza attık. Kadın girişimciler bu uygulama sayesinde hem işlerini hem de pazarlarını geliştirebilecekler. Uygulama faydalı bilgiler, kadın girişimciler için destekler, etkinlikler, rol model hikâyeleri ve kamu ihalelerinin linkleri ile aslında kadın girişimcilerin tüm bilgiye tek noktadan erişmesini sağlayacak. Şehir, sektör, ürün veya firma bazlı arama yapılarak kadın girişimcilerin ürün ve hizmetlerine hızlıca ulaşılabilecek. Bu uygulama kamu sektörünün ve özel sektörün kadın tedarikçilere erişimini kolaylaştıracak.
ÇEDBİK iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz ‘Yeşil Check-Up’ projesi ile KAGİDER üyesi kadın girişimciler ‘Yeşil Bina’ ve sürdürülebilirlik eğitimleri alacaklar. Proje kapsamında ayrıca, anketler aracılığıyla belirlenecek 3 kadın girişimcinin işletmelerinde ‘Yeşil Bina’ dönüşüm sürecini başlatacağız.
UPS ve Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile daha fazla kadının ihracat yapmasını sağlama amacıyla yürüttüğümüz “Kadın İhracatçı Programı” kapsamında online buluşmalara devam ediyoruz. Bugüne kadar 38 şirketin almaya hak kazandığı Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifika programımızın özel sektörde daha fazla yaygınlaşmasını sağlayarak, iş gücünde kadının varlığını ve üretkenliğini güçlendirmeye devam edeceğiz.
Garanti Bankası ile Türkiye’nin farklı illerinde düzenlediğimiz “Girişimci Kadın Buluşmaları”na dijitalde devam ediyoruz. Yine Garanti ile Ekonomist dergisinin de desteğiyle sürdürdüğümüz Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması ile başarılı rol modelleri kamuoyuna sunmayı sürdürerek, kadın girişimcileri onurlandıracağız.
Turkish Women’s International Network (Turkishwin) ve UPS Türkiye iş birliğiyle, özel sektörde kadın istihdamını ve liderliğini desteklemek için kurduğumuz ‘Kadın Liderlik Platformu’nun 6’ncı zirvesini düzenledik.
Küresel salgın nedeniyle ertelenen Dünya Girişimci Kadınlar Birliği’nin (FCEM) 68’inci Dünya Kongresi’ni Kasım 2021’de Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenleyeceğiz. Salgının sonlanması halinde pek çok ülkeden kadın girişimciyi İstanbul’da bir araya getirmeyi umuyoruz.
KAGİDER başkanlığınızdan sonra nasıl hatırlanmak istersiniz?
Bir sivil toplum kuruluşunda nefer olmak ya da lider ya da aktivist olmak hemen bugünden yarına çalışmalarınızın neticesini almak demek değildir. Bu sabırlı olmayı gerektirir. Belki bugün ektiklerinizin ürününü sizden sonraki ve hatta bir sonraki ekip arkadaşlarınız toplayacak. O yüzden yılmamak önemli.
Bugün bir kişiye dahi dokunsak, bir kişide dahi fark yaratsak, çevremizde farkındalık yaratsak bu bile önemli. Böyle böyle hayatlarda bıraktığımız anlamlı izler toplamında güçlü bir sese dönüşecek.
Yüzyılımızın en zor zamanlarına tanıklık ettiğimiz bir sürecin içindeyiz. Bunun getirdiği zorluklara meydan okuyan hedeflerimiz doğrultusunda yılmadan mücadele eden bir Başkan / lider olarak hatırlanmak isterim doğrusu. Bu başkanlık dönemimde, şartların olumsuzluklarına rağmen ayakta kalmayı başardığımız hikâyelerimizin konuşulmasını isterim ileride.
Sizce ülke olarak en büyük sorunumuz nedir? Çözüm önerileriniz neler olabilir?
Türkiye’nin sorunları çok ama bunların başında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması geliyor. Cinsiyet ayrımcılığı kültürü yerini cinsiyet eşitliğine dayalı bir kültüre bırakmadıkça; kadınlar ekonomide, toplumsal hayatta ve siyasette erkeklerle eşit koşullarda ve oranlarda temsil edilmedikçe ülkemiz sürdürülebilir kalkınması, refahı ve dünyada oynayabileceği güçlü rol için potansiyellerinden tam olarak yararlanamayacaktır. Bir benzetme yapmak gerekirse toplumsal cinsiyet eşitsizliği bir atletin yarışta ayakkabılarından birinin bağcıkları çözülmüş olarak koşması gibidir. Böyle bir atletin tökezleme olasılığı çok yüksek, başarı olasılığı ise çok düşüktür.
Güncel Kadın okurları için mesajınızı alabilir miyiz?
Bireysel olarak yapmamız gereken en önemli şey bütün olumsuzluklara rağmen hayal gücümüzü canlı tutmak. Bilimkurgu romanlarında okuduğumuz hayaller bugün iş dünyasında tek tek gerçeğe dönüşüyor. Finansmana ve pazara erişim gibi konular elbette önemli. Ama öncelikle dünyada neyi değiştirmek istediğimizi, hangi alanda fark yaratabileceğimizi düşünmeliyiz.
Girişimciliğin özü inovasyon ve kendini gerçekleştirmektir. Kadınlar olarak ilk hedefimiz ekonomik hayata katılmak olmalı. Girişimcilik açısından ilk etapta istihdama katılım çok önemli. Çalışma hayatının içindeki kadınlarımıza en büyük tavsiyem, sürekli gözlem yapmaları ve iş çevrelerindeki fırsatları okumaları. Olanakları bilgi ve azimle birleştirmeliyiz. Toplumsal ve ekonomik değişimlerin yönünü doğru okumalıyız. Bunun için de kadınlar en başta bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikte çağın rüzgarını yakalamalı.