Huriye Serter, uriyemobilya sektöründe işkadını, felsefe öğrencisi, çok kitap okumasıyla kendisine kitap kurdu denilebilir. Aynı zamanda İZİKAD başkanı. (İzmir İş Kadınları Derneği ) Huriye Serter bunların yanı sıra Üniversitede almış olduğu müzik eğitimi nedeniyle hayatının her alanında şarkılar mırıldanır bu bağlamda yaşamı müzikle iç içe geçmiş. kendi deyimiyle “Müzik benim hayatımın her yerinde var” Sürekli hareket haline olan Huriye Serter ile yapmış olduğumuz röportajı beğenerek okuyacağınızı umuyoruz. İyi okumalar.
Sizi tanıyalım Huriye Serter kimdir?
Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Şan Bölümü mezunuyum. Eğitimini aldığım mesleğimi hiç yapmadım. 1995 yılından bu yana iş dünyasının içindeyim. Şu anda aynı zamanda Açık Öğretim Fakültesi Felsefe bölümünde okumaktayım.
Uzun yıllardır Rotary Federasyonu, İZİKAD, Inner Wheel gibi pek çok Sivil Toplum Kuruluşlarında üyeliklerim ve yöneticiliklerim oldu. Ayrıca TEMA gönüllüsüyüm. Şubat 2016’da İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmaya başladım. Ülkeme ve içinde yaşadığım topluma karşı sorumluluklarımı Sivil Toplum Kuruluşlarında çalışarak yerine getirmeye çalışıyorum. Kadınlara, çocuklara ve gençlere dokunmak, onlarla birlikte aynı yolda yürüyebilmek ve sorunlarına çözüm üretebilmek çalışma alanlarımın arasında. Evliyim 2 kızım ve 1 oğlum var.
Firmanızda ne hizmetler veriyorsunuz?
Firmamızda iş yeri mobilyaları konusunda mimari çizimler, projelendirme, ahşap ve modüler sistem üretim ve satış hizmetleri vermekteyiz.
Babamız Nurettin Serter tarafından aksesuar ve küçük bir mobilya dükkanı olarak kurulan Serter Ticaret’ten eşim Bedri Serter’in Serter Büro Mobilya olarak geliştirip büyüterek devam ettirdiği aile şirketimizde yönetici olarak çalışmaktayım.
Firmanızın hedeflerini sorsam
Etik değerlere bağlı, müşterisi ve çalışanlarıyla birlikte büyük bir aile olan firmamız sürdürülebilirlik kapsamında bugün artık bizden bir sonraki 3. Kuşağın da aramıza katılımıyla yenilikçilik ve yaratıcılık yolunda ilerlemeye devam edecektir. Firmamız için bundan sonraki hedefimiz yurt dışı fuarlarda ülkemizi temsil etmek, genç iş insanlarına yönelik daha fonksiyonel ve daha teknolojik ürünlerle gerek yurt dışında gerekse yurt içinde tutkuyla varlığımızı sürdürmektir.
Firmanızda iç piyasanın yanı sıra ihracat gerçekleştiriyor musunuz?
Evet Almanya ve Türk Cumhuriyetlerine ihracatımız var. Daha önce Atmosphere ve Vesta Home firmaları için 6 yıl boyunca Amerika’ya koltuk üretip gönderdik.
Mobilya sektöründe dikkat edilmesi gereken detaylar nelerdir?
Öncelikle neye ihtiyacınız olduğu, ne kadar bütçe ayırdığınız önemli. Sonrasında bütçenize uygun en iyisini seçebilmelisiniz. Bunun için kullanılan materyal, ergonomik olması, sağlığa zararlı boyalar içermemesi gibi özellikler önem taşımaktadır. Günümüzde çalışan verimliliğini etkileyen unsurların arasında sağlık ve ergonominin rolü her geçen gün artmaktadır. Özellikle çalışma koltuklarında bu konu daha da önem kazanmaktadır. Hayatımızın ortalama 15 yılını oturarak geçiriyoruz. Bu nedenle omurga, boyun ve belimizi koruyacak bir oturma alışkanlığı çok önemli. İyi tasarlanmış ve vücudumuzu destekleyen çalışma koltukları sağlığımızı korur ve verimliliğimizi arttırmaya yardımcı olur.
Sizin derneğinizle diğerleri arasındaki farklardan bahseder misiniz?
Diğer dernekler için bir şey söyleyemem ama bizim derneğimiz yani İzmir İş Kadınları Derneği ayakları sağlam yere basan, çeşitli sektörlerdeki aktif iş kadınlarından oluşan ve takım ruhuyla çalışan bir dernek. Hepimiz de zamanımızı doğru kullanarak hem iş yaşamında hem de İZİKAD’da ”İş’te Kadın Güçlü Kadın” sloganıyla kadına yönelik elimizi uzatabileceğimiz her yerde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İzikad yeni dönemde ne gibi projeleri üzerinde çalışacak?
Yeni dönemde kadınlarımızı girişimcilik konusunda daha çok yüreklendirmeyi ve onlara daha çok fırsatlar, eğitimler sunabilmeyi planlıyoruz. Onlara ilham verecek rol model olacak ve cesaretlerini arttıracak olan kadın liderlerle buluşturmayı hedefliyoruz.
Akademi eğitimlerimizi daha yaygınlaştırabilmek ve tüm kadınlarımızın yararlanabilmesini sağlayabilmek için eylül ayında başlayacağımız sürpriz bir projemiz olacak.
Genç kızlarımıza zaten girişimcilik eğitimleri veriyoruz ama şimdi liderlik eğitimleri de vereceğiz. Bu konuyla ilgili programımız, konuşmacılarımız hazır. Üniversitelerin açılmasıyla uygulamaya koyacağız.
Karşıyaka Belediyesi ile hazırladığımız kadınların meslek edinmesiyle ilgili “desenler ve çiçekler” ile ilgili projeyi “Proje Çağrıları” kapsamında dernekler müdürlüğü’ne gönderdik. Suriyeli kadın mültecilerle ilgili diğer bir projeyi ise Amerikan Büyükelçiliği fonlarından yararlanmak üzere hazırlayıp gönderdik. Sonuçlarını bekliyoruz.
“Paramı Yönetiyorum” projemizi “ağaç yaşken düzelir” felsefesiyle daha ilkokuldan başlayarak hayata geçireceğiz.
Önümüzdeki okul döneminden itibaren ihtiyaç sahibi, başarılı genç kızlarımıza İZİKAD olarak burs vermeye başlayacağız…
İş kadınlarının daha fazla artması için neler yapılabilir?
İş kadınlarının daha fazla artması için en başta onlara güvenmemiz gerekir ve cesaretlendirmemiz. Elbette bu konuların devlet desteği ile güçlendirilmesi gerekir. Kendi işini yapmak isteyen kadınları gerek hibelerle gerekse manevi olarak daha çok desteklemek, başka işlerde çalışan kadınların yükselebilmelerinin ve yönetici pozisyonuna gelebilmelerinin önündeki engelleri kaldırabilmek, çalışan kadının en büyük problemi olan çocuğunu bırakabileceği yerleri çoğaltmak ve sosyal zekâları çok yüksek olan kadınların ne kadar başarılı olabileceklerini kabullenmek gerekir.
Son zamanlarda kadın cinayetleri, tecavüzler çoğaldı size göre nasıl önlenir?
Kadın cinayetleri genelde göz göre göre “geliyorum” diyor. Öncesinde kadın çoğunlukla şiddet görüyor ve çok da ciddiye alınmıyor, karı koca arasına girilmez zihniyetiyle yaklaşılıyor. Kadın şikâyete gittiğinde kocandır barışın deniyor. Medyada kadın cinayetleri görünür değil.
Okullarda, vaazlarda, haberlerde bu konu doğru bir şekilde işlenmeli, toplumsal eğitim ve caydırıcı yasalar bir an önce uygulanmalı. Anne ve babalar erkek çocuklarını kadın dostu olarak kız çocuklarını daha güçlü ve donanımlı olarak eğitmeli ve onlara doğru örnek olmalıdırlar.
Kadınlar hayatın her yerinde, ama TBMM’de ve hükümet bünyesinde kadınlar yeterince yer almıyor veya alamıyor bunu nasıl değerlendiriyorsunuz
Evet erkek egemen siyasi partiler,siyasal mekanizmalar kadını sistematik olarak dışladığı için orada olamıyorlar. Bunun bir nedeni erkeklerin kadınların siyasetten anlamayacağını düşünmeleri . diğer bir nedeni ise onlara sadece annelik, ev işleri gibi başka roller biçmiş olmaları .Bu yüzden kadınlar, göstermelik kotalarla “kadın temsili” yerine “ temsili kadın” olarak TBMM’de bulunuyorlar.
Siz Üniversite ‘de müzik eğitimi almışsınız müziğe olan ilginizi sürüyor mu?
Müzik benim hayatımın her yerinde var. Mobilya ve tasarım konusunda benim en etkilendiğim faktör müziktir. Oluşturduğum modeller benim sanat ruhumu yansıtır. Özel hayatımda dostlarımla birlikteyken, araba kullanırken, bulaşık yıkarken…. hep bir şeyler mırıldanırım, müzik benim için bir terapidir. Heyecanlı olduğumda, mutlu olduğumda duygularımı hep müzikle ifade ederim.
Sinema, tiyatroya olan ilginizi sorsam?
İşte en zayıf halkamdan yakaladınız. Çok istememe rağmen maalesef bu konuda çok eksiğim. Yeterince filim izleyip tiyatro seyrettiğim söylenemez. Ama bu konuya en kısa zamanda daha çok zaman ayırıp daha çok ilgileneceklerim listesinde yer vereceğim.
Kitaplarla aranız nasıl?
İşte bu güzel… Çünkü deliler gibi kitap okurum. Hatta birkaç kitabı birden okurum. Başucumda, arabamda, iş yerimde ofisimde, evde çalışma masamda yığınlarca kitap vardır. Ve ben onları döne döne ,altını çize çize ve hatta bilgisayarımda not tutarak okurum. Yanlarına kafama göre notlar alırım. O günkü ruh halime göre hangisini okumak istiyorsam onu okurum.
En iyi yapmış olduğunuz yemek?
Yemek yapmayı severim. Çünkü yemek yemek, ailecek aynı masanın etrafında toplanıp birbirimizi dinlemek demektir benim için. Bir ritüeldir…Eşim içine sevgi kattığımı söyler. En güzel yaptığım yemek karnıyarık’tır. Bir de yanına naneli cacık olursa süper olur!
Hobileriniz nedir desem?
Eski eşyalar biriktiririm. Çiftlik evimizde küçük bir müştemilat var. Orası ağzına kadar benim aldığım eski mobilyalar, fotoğraflar, aksesuarlarla doludur. Onlardan sadece birkaçını evimde kullanıyorum. Ama orada olduklarını bilmek beni mutlu ediyor. Belki bir gün sergilerim hepsini. Ve antika fincan kolleksiyonum vardır. Zaman zaman kahvemi onlarla içmeyi severim.
İzmirli olmak nasıl bir duygu?
İzmir benim için özgürlüğün simgesidir. Ve mutlu olduğum yerdir. Her farklı kültürün kendini ifade edebildiği, Başka yerde bulamayacağınız gevreği, kumrusu, lokması ile sembolleşen, Levanten komşuları, Kordon’u, Karşıyaka’sı ile bağımlılık yaratan vazgeçemeyeceğim şehir…