İki dönem Bursa İş Kadınları Derneği Başkanlığında bulunan İpek Yalçın ile Başkanlığı döneminde yapılan projeleri, dernekteki görevi ile iş hayatı arasındaki tempoyu, karşı cinslerin kadınlara bakış açılarını ve ülke ekonomisini konuştuk. İpek Yalçın ile gerçekleştirdiğimiz röportajı keyifle okuyacağınızı umuyoruz. İyi okumalar.
BUİKAD Başkanlığınız sırasında güzel projeler ürettiniz, Üretilen projeler içinde en çok olmasını istediğiniz, ya da hoşunuza giden proje hangisidir?
4 yıl içinde çok güzel projelere imza attık. Yönetimi devir aldığımızda yaparız dediğimiz tüm projeler yapıldı sadece biri dışında. “ Çocuğum yanımda ben İşimin Başında” projesi ile OSB bölgesine kreş kurulması için; gerçekten çok çaba gösterdik. Ankara’da 3 bakanımızı ziyaret ettik ancak maalesef yerel yönetim tarafında bazı engellere takıldık bu neden ile bu proje içimde yara olarak kaldı diyebilirim.
Bunun dışında; 4 hedef ilden biri olarak katıldığımız ve gelenekselleşmiş hale gelen Girişimcilik eğitimlerinin ilk defa mentörlük ayağını üstlenmiş olan 150 kadınımzıdan 22’sinin işini kurmuş olması bizim için çok heyecan verici idi.
Gene bir ilke imza atarak yerel ve ulusal alanda ses getiren 3 kamu spotunu yaptık. Noktalama projesinin 10. Yılında 420 kız öğrenciye dokunarak iş hayatına emin adımlar ile katılmalarını sağlamış olduk.
Sizin döneminizde işkadınlarına ne gibi katkılar sağlandı?
Dernek olarak 3 etki alanımız oldu hep.
Genç kadınlar ki; Noktalama projesi ile onları iş hayatına hazırlayarak 1-0 önde başlamalarını sağladık.
Aynı zamanda son 2 yılda yaptığımız mavi kapak projesi ile ÇEK-Kır Çiçekleri’ni destekleyerek eğitim ve öğretim hakkı elde edemeyen genç kızlarımızın okuması ve iş hayatında kalması için çaba gösterdik.
Kadın Girişimciler; Mentörlük desteği verdiğimiz kadınların pes etmeden hayallerinin peşinden koşmaları için destek olduk.
Üyelerimiz ve iş hayatındaki diğer kadınlar; Buikad İş Yaşamında Ödül töreni bir Bursa markası haline geldi. 10 yılda pekçok değerli iş kadınımızı onure ederek, rol modeller oluşmasını sağladık. Yaptığımız “ İş’te Sohbetler, Zirveden Gelen Topuk Sesleri “, “ Buikad Akademi eğitimleri ile farkındalık ve bilinç yarattık
Bursa’da Kadının Güçlenmesi Platformunun kurulmasına öncülük ederek, Bursa dinamiklerini oluşturan 33 şirketin biraraya gelmesini ve Kadının Güçlenmesi ve iş hayatında var olması için birlikte çalışmasına öncülük ettik.
Bahsettiğim kamu spotları ile erkek işverenlere seslendik.
Tusiad Kadın-erkek çalışma grubu ve Marsifed üyesi olarak derneğimizin ulusal platformlarda da adının duyulmasını sağladık.
İşkadını olarak kadınlarla çalışmanın farkları nelerdir?
Kadınlar ile çalışmanın hep zor olduğu söylenir. Ama ben buna inanmıyorum. Ben iş yerinde denge olması gerektiğini savunanlardanım çünkü her iki cinsin de avantajlı olduğu yönleri var. Kadının doğasından gelen annelik iç güdüsü ile olaylara bakışı, empati kurma becerisi , iletişim yeteneği, birçok konuya aynı anda ilgi gösterebilmesi artı yönleri.
Erkek’in ise analitik düşünce yapısı, işe odaklanması, daha az duygusal kararlar verebilmesi artı yönleri. Bu neden ile iş yerinde bu harmoninin olması , bu güçleri birleştirerek başarılı olunması kaçınılmaz.
Sizin çalışmalarınıza işadamlarının bakış açılarını, katkılarını anlatmanız mümkün mü?
Son zamanlarda kadın hareketinin hız kazanması ile erkeklerin de bu konuya daha çok eğildiğini görebiliyorum. İş adamları değil iş insanları kelimesinin kullanılması, kadınlara destek olmak için erkekler tarafından kurulan STK’lar, birçok şirkette kadın çalışan kotasının konması, dilde başlayan cinsiyet ayrımcılığının bitmesi için en üst seviyeden başlayarak çalışmaların içinde olunması bunun göstergesi.
Tabi ki hala bu açı ile bakmayan, kadının iş hayatında olmasını istemeyen bir grup olduğunu da biliyoruz ama işte bizlere düşen bu çalışmalar ile farkındalığı arttırarak en azından yeni gelen neslin bilinç seviyesini arttırmak
İki dönem yoğun, hareketli bir dönemden sonra kendinizi boşlukta hissediyor musunuz? Duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Esasında son sekiz yıldır ciddi bir yoğunluk içindeydim. İş, aile ve dernek. Başkanlık görevi sonrası biraz rahatlarım diye düşünürken; iş yaşamımda bir terfi söz konusu oldu ve genel müdürlük görevini aldım. Açıkçası ben iş ile beslenen biriyim ve hayatımı bu şekilde planlamaya alıştım. Ve işlerimi bir plan çerçevesinde takip
ettiğim sürece yoğunluktan şikâyet etmiyorum. Çünkü özelikle bir kadın olarak; iş hayatında rol model olmak arkamızdan gelen yeni nesil’e öncülük etmek ve ülke ekonomisine katkıda bulunmamız gerektiğini düşünüyorum.
İşkadını olarak ülke ekonomisinin son durumunu ve geleceği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemiz son 3-4 yıldır ciddi süreçlerden geçmekte. Dövizdeki dalgalanma,ekonomik belirsizlik, sınırlarımzıda yaşanan gerginlik ve huzursuzluk, dış yatırımcının yeni yatırımları bekletme kararı ekonomimizi etkiledi. Herbirimizin söylediği gibi Sanayi 4.0 , katma değeri yüksek ürünler, inovasyon, yerli üretim ve eğitim gündemin ilk maddeleri olmak zorunda.
Çalıştığınız otomotiv sektörünün sorunları ve ileriye yönelik durumunu nasıl görüyorsunuz?
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç iç pazarı ilk sekiz aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45.66 oranında daraldı ve tahminler, sektörün bu yılı 400 bin adetlik satış rakamının altında tamamlayacağı yönünde.
İhracat ile sektörün yüzü gülse de, üretimde de % 13 lük bir daralma söz konusu.
Satışlardaki düşmenin nedenleri; ekonomik durgunluk, satın alma gücünün azalması, kur kaynaklı fiyat artışı olarak sıralanabilir. ÖTV indirim teşviğinin yanında, KDV desteği, hurda indirim desteği devam etmeli ayrıca faiz indirimleri yapılmalıdır. İnsanları satınalma’ya itecek nedenler verilmelidir.
Ancak tüm bu çözümler geçici olup acilen kalıcı çözümler ile sektörün ve yan sanayisinin zarar görmeden ve eleman kaybetmeden tekrar yükselişe geçmesi sağlanmalıdır. Tüm sanayileşmiş ülkelerde ekonominin lokomotifi kabul edilen otomotiv sektörü, yarattığı katma değer ve istihdam katkısı ile önem taşımaktadır. Bu neden ile de nitelikli insan gücü çok önemli ve hatta sektörün en önemli sorunlardan biri . Bu neden ile ana sanayide başlayıp, yan sanayisine sıçrayan işçi çıkarımları başlamadan, uzmanlaşmış kadrolar kaybedilmeden devlet tarafından desteklerin hızlıca verilmesi, ekonomik ve siyasi dengenin sağlanması , yatırımcıya güven verecek reform paketlerinin devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum.