Narsizm gibi kişilik bozukluklarına sahip kişileri belirlemenin oldukça zor olduğunun altını çizen uzmanlar klinisyenlerin bile bu konuda zorlandığını söylüyor. Narsist bireyin karşısındakini arafta bıraktığını belirten Uzm. Klinik Psk. Özgenur Taşkın, “Narsist bireyi tutabilecek kadar yakınsınızdır, bir ilişki içerisindesindir ama gitmesi anlıktır. Devamlı onu yanınızda tutamadığınız için sürekli olarak ona kendinizi beğendirme arzusuna girebilirsiniz.” uyarısında bulunuyor. Çocuklara kendisine öz değer vermesini öğretirken ‘evet sen değerlisin ama dünya senin etrafında dönmüyor’ kavramını da öğretmenin önemli olduğunu vurguluyor.
Narsist kişiler gerçek olmayan bir öz önem duygusuna sahip
Narsizmin birçok tanımı olduğunu ancak tanımlamadan önce etiketlemekten kaçınılması gereken bir konu olduğunu belirterek sözlerine başlayan Uzm. Klinik Psk. Özgenur Taşkın, “Aslında narsizm dediğimiz şey narsistik kişilik yapısıdır. Bir kişilik örgütlenmesidir. Bunu ikiye ayırabiliriz, bunun bir hastalık boyutu var bir de kişilik yapısında olan var. Ama narsistik kişiler aslında tanrılaştırılmış ve gerçek olmayan bir öz önem duygusuna sahipler diyebiliriz.” dedi.
Narsistleri belirlemek çok zor
Narsizm gibi kişilik bozukluklarına sahip kişileri belirlemenin oldukça zor olduğunun altını çizen Uzm. Klinik Psk. Özgenur Taşkın, “Biz klinisyenler bile klinikte kişiyle karşı karşıya kaldığımızda ‘narsist özellikleriniz var’ diyemiyoruz. Çünkü madde madde belirteceğimiz kesin özellikler yok bu konuda. Ama kişilik özelliklerine baktığımızda; sürekli olarak kendini önemsiyorsa, kendi davranışlarını herkesin davranışlarından üstün tutuyor, eleştirileri karşı tarafa yönlendiriyorsa, manipüle edici davranışları çok fazlaysa, sürekli kendini yoğun gösteriyor, başarılarını abartıyorsa, sürekli kendini haklı çıkarıyor, övgü bekliyor, başkalarını yeteneksiz kendisini sürekli yetenekli görüyorsa bunlar hep narsizmin izleri.” şeklinde konuştu.
“Birçok yöneticide minimal düzeyde narsizm var”
Bu özelliklerden birine sahip olan kişi için ‘narsist kişilik bozukluk’ vardır denilemeyeceğini aktaran Taşkın, “Söz konusu özellikler kişinin gündelik aktivitesini işlerini engelliyorsa, bir ortamda sürekli olarak kendisini övmeyle var olabildiğini düşünüyorsa ‘narsistik özellikler vardır’ diyebiliriz. Fakat bu durum her zaman hastalık boyutunda değildir. Minimal düzeydeki narsizmler birçok yöneticide vardır. Çünkü o minimal düzeydeki narsizm dediğimiz şey kişinin öz değerini karşı tarafa yansıtmasını da sağlar. O yüzden yönetim kabiliyetine sahip olan kişiler öz değerinin biraz farkındadır ve yansıtmayı da iyi bilirler. Öz değeri karşı tarafı rahatsız etmeyecek şekilde yansıtmak oldukça önemlidir. ‘Evet ben değerliyim ama sen de değerlisin’ konumunda iletişimde olmak çok değerlidir.” dedi.
İlişkilerde narsist birey karşısındakini arafta bırakabiliyor
İlişkideki narsizmin kitaplarda ve makalelerde çok fazla konu edilmesini narsist bireyin karşısındakini arafta bırakmasına bağlayan Uzm. Klinik Psk. Özgenur Taşkın, “Narsist bireyi tutabilecek kadar yakınsınızdır aslında, bir ilişki içerisindesindir ama gitmesi anlıktır. Devamlı onu yanınızda tutamadığınız, göremediğiniz, dokunamadığınız için sürekli olarak ona kendinizi beğendirme arzusuna girebilirsiniz. Haliyle böyle olunca narsist birey de ‘saçını uzat daha güzel oluyor, etek giy daha güzel oluyor’ dediği noktada zaten kişi ilişki anlamında tam olarak karşı tarafı tutmakta zorlandığı ve tuttuğunu hissedemediği için ‘tamam ben saçımı uzatırsam şu an tutabilirim’ ya da’ etek giyersem hoşuna gider tutabilirim’ düşüncesi gelişir ve narsist birey de buradan beslenerek bir isterken iki istemeye iki isterken üç, dört istemeye başlar.” uyarısında bulundu.
Çocukları çok övmek narsizmi destekliyor
Kültürel olarak erkeklerin daha çok övülerek büyütüldüğü gerçeğinin narsizmi desteklediğinin altını çizen Taşkın, “Çocukluk çağında zaten bireyler ben merkezci oluyor. Ve ben merkezciliği sürekli olarak beslendiğinde ‘oğlum sensin büyüksün şöylesin böylesin’ gibi yücelttiğinde çocuk diğer tarafı öğrenemiyor bilemiyor. Empati yeteneğini bile geliştiremiyor. Aslında empati yeteneği ben merkezci bireylerde hiç olmayan bir yetenektir. Haliyle karşı tarafı anlama, anlamak için çaba gösterme yok. O yüzden cinsiyetler arası bu farklılıkları klinikte de çok fazla görüyoruz. Çocukluk cağından başlayan bir durum.” dedi.
Çocuklara, ‘sen değerlisin ama dünya senin etrafında dönmüyor’ şeklinde eğitim verilmeli
Narsizmin yetiştirilmeden kaynaklandığı gibi, kişilik yapısından da kaynaklanabileceğini kaydeden Taşkın, “Çocuklar doğduğunda aslında ben merkezcidir çünkü diğer merkezleri tanımaz. Anne, baba ya da çevresiyle etkileşimi de daha azdır. Karnı acıkınca ağlar, tuvaleti geldiğinde bezi değişsin diye ağlar… O anda ebeveyninin bir işi var mı, onunla ilgilenebilecek mi düşünmez. Anne babanın verdiği eğitim burada çok önemli. Evet, çocuğa kendisine öz değer vermesini de öğretmesi gerekiyor ama öz değer verirken sadece ‘sen değerlisin’ diye değil, ‘evet sen değerlisin ama dünya senin etrafında dönmüyor’ kavramını öğretmek ve bilgilendirmek oldukça önemli.” ifadelerini kullandı.
Narsist kişilerin farkına varmalı, hayatımızdan çıkarmalıyız
Narsist bireyle ilişki içerisinde olanların, öncesinde kendine güvenirken sonrasında güvenlerini kaybedebileceğini söyleyen Uzm. Klinik Psk. Özgenur Taşkın sözlerini şöyle tamamladı:
“Birtakım manipülasyonlarla ‘acaba ben paranoyak mıyım, acaba ben depresif miyim, acaba dediği gibi ben çirkin miyim? Bakılmayacak birisiydim de o beni sevdi, onun sevgisine muhtaç mıyım?’ gibi düşüncelere çok fazla giriyor ve klinikte çok karşılaşıyoruz bu durumlarla. Dikkat edilmesi gereken nokta, böyle bir kişiyle karşılaştığımız zaman kusuru kendimizde aramak yerine o kişinin bu özelliğinin farkına varıp ve belki kendisine bir şekilde hissettirip hayatımızdan çıkarmalı, uzaklaşmalıyız.”