Korana hayatımızdan bir türlü gitmezken kış mevsiminin en soğuk Ayı olan Aralık ayında siz değerli okurlarım ile genç bir psikolog olan Lora Benbiçaço’nun başarılı kariyer öyküsünü paylaşmak isterim.
Lora Benbiçaço ile İstanbul Bilgi Üniversitesi yüksek lisans eğitiminden yüksek onur derecesiyle yeni mezun olduğu yıllarda köpeğim Barbie ile aynı cins ve şu an melek olmuş olan köpeği Skipper’ın arkadaşlığı sayesinde tanışmıştım. Lora Lisans eğitiminin üçüncü senesinde değişim öğrencisi olarak Amerika’daki Vassar College’a giderek psikoloji eğitimine bir yıl orada devam ettikten sonra mezuniyetinin ardından yeniden Amerika’ya giderek uzmanlığını Columbia Üniversitesi’nden Klinik Psikoloji alanında aldı. Uzmanlık alanı olan 11 yaş ve üstü ergenler ve yetişkinlerle çalışmakla beraber çocuklar ve aileleriyle de çalışmalarını sürdürmektedir. Yeme bozuklukları, kaygı bozuklukları ve depresyon konularında uzman olan Lora Benbiçaço duygusal, davranışsal ve sosyal alanlarda zorluk yaşayan danışanlarla çalışmaktadır.
2015 yılının Şubat ayından beri İstanbul’da olan Lora Benbiçaço, psikoterapilerini hem Türkçe hem de İngilizce dillerinde uygulayabilmekte ve şu an hem Avrupa yakasında hem Anadolu yakasında hem de çevrimiçi olarak danışan görmektedir.
Lora Benbiçaço’ya neden Psikologluğu kariyer olarak seçtiğini sorduğumda aldığım cevabı aynen siz değerli okuyucularımla paylaşıyorum:
-Psikolog olmak istediğime aslında oldukça küçük sayılabilecek bir yaşta, 6. sınıftayken, karar verdim ve ilerleyen senelerde zaman geçip kendimi daha iyi tanıdıkça bu kararımdan daha da emin oldum.
Ben ailesel çatışmaların yoğun olduğu bir ailede, kaygı düzeyi yüksek bir çocuk olarak büyüdüm. Çok küçük yaşlarımdan beri hem kendi ruhsal, düşüncesel ve davranışsal dünyama hem de çevremdeki insanların duygusal, düşüncesel ve davranışsal dünyalarına dair merakım ve farkında lığım yüksekti. Annem ve babam ben 14 yaşındayken ayrılmaya karar verdiklerinde, boşanma sürecinde bana yardımcı olabilmesi adına, bir psikologdan psikolojik destek almamı sağladılar. O dönemde yardım aldığım psikoloğumun bana o kadar kıymetli, o kadar dönüştürücü ve o kadar büyük bir olumlu etkisi oldu ki psikolog olmak istediğime kesin olarak emin oldum.Çünkü hayatımın anlamının, aynı benim psikoloğumun kalbime ve hayatıma iyileştirici dokunuşlar yapması gibi, benim de ihtiyacı olan kişilerin hayatlarına bu şekilde dokunuşlar yapmam olacağına net olarak karar vermiştim psikoloğumla geçirdiğim bu sürecimde.
“Mesleğini neden seviyorsun? “diye sorduğumda aldığım yanıt harika:
“-Mesleğimi çok seviyorum çünkü hayatım diğer insanlara ihtiyaç duydukları desteği, yardımı ve etkiyi sağlayabildikçe gerçekten çok büyük bir anlam kazanıyor. Bu anlam duygusu mesleğim için, kalplerine dokunabildiğim kişiler için ve hayatım için her gün şükretmemi sağlıyor.”
Hedeflerin kariyerinde neler? Sorusunu özellikle kariyerimizde başarılı olmak için mesleğimizi sevmenin önemini ortaya çıkardığını bildiğim için kariyerini tutkuyla seven genç psikolog Lora Benbiçaço’ya sordum aldığım cevabı gururla paylaşıyorum:
Olabildiğince çok insanın hayatlarını – onlara en iyi gelecek şekillerde – dönüştürebilmek. Bunu hem çalıştığım danışmanlık merkezlerinde ve çevrimiçi kanallar üzerinden bireysel olarak ve grup olarak gerçekleştirdiğim terapileri daha fazla danışana ve aileye de ulaşarak devam ettirerek, hem bazı kurum ve işyerlerinde ve okullarda verdiğim seminerleri devam ettirerek, hem de okullardaki öğrenciler için sosyal duygusal öğrenmelerini destekleyici bir ders programı hazırlayıp okullara sunarak gerçekleştirmeyi hedefliyorum. Okullarda maalesef akademik bilgiler dışında sosyal duygusal alanda duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı yönetebilmemize dair bilgiler edinmiyoruz. Hayattaki en değerli bilgilerinse aslında hayatı yaşarken her an kullanmak zorunda olduğumuz duygulara, davranışlara ve düşüncelere dair beceriler olduğunu düşünüyorum. Psikolojimiz her an bizimle ve hayatımıza her an etki ediyor. Bu nedenle psikolojik sağlığımızı nasıl koruyabileceğimize ve nasıl destekleyebileceğimize dair bilgileri elimden geldiğince çok kişiye ulaştırmayı hedefliyorum.
Klinik Psikolog Lora Benbiçaço’nun Psikolog olmak isteyen gençlere tavsiyeleri:
Kendi terapilerinden geçmelerini, yani terapist olmadan önce ilk olarak danışan olmayı deneyimlemelerini tavsiye ederim. Çünkü danışan koltuğunda olmak sadece bakış açımızı genişletici bir nitelikte değil aynı zamanda kendi yaralarımıza dokunup onları iyileştirmeden sürdürdüğümüz psikologluk yolculuğunda danışanlarımızın getirdiği sorunların kendi yaralarımızı tetiklemesi durumu ve bu tetiklenmelerle hem kendi hayatımızda hem de danışanlarımızda olan süreçlerimizde pek çok zorluk yaşantılaşmamız ihtimali oldukça yüksek oluyor.
Bunun dışında psikolojiyle ilgili okumaya, öğrenmeye, dinlemeye, konuşmaya açık olduklarına emin olmalarını tavsiye ederim. Ve elbette insanları dinlemeye istekli oldukları konusunda da emin olmalarını. Klinik psikologluk kendimizi sürekli olarak yeni bilgilerle geliştirmemizi, yenilememizi, farklı danışanlara ulaşabilmek için farklı yöntemleri öğrenmeye açık olmamızı gerektiren bir meslek. Eğer bu bahsettiklerim kişiliklerine uyduğunu ve yapabileceklerini düşündükleri şeyler değilse başka bir meslek seçmelerinin onlar için daha doğru bir karar olacağını düşünüyorum.
Her mesleğin zor yönleri olduğunu bildiğim için yararlı olacak bir soruyu “Psikolog olarak kariyerinde karşılaştığın zorluklar neler?” sorusunu yönettiğimde aldığım cevap:
“-En büyük zorluğun zaman zaman çocukluk ve ergenlik çağındaki danışanlarımla çalışırken bu danışanlarımın kimilerinin ailelerine ulaşamadığım, danışanlarım için ihtiyaç olan desteğin aile sistemleri tarafından çeşitli sebeplerle verilemediği durumlar olduğunu söyleyebilirim.”
Bu yazımda psikologluk mesleğini hayal eden siz genç okuyucularıma mini bir tanıtım yapmayı umarım başarabilmişimdir. İnsana dokunan ve insan sağlığında olumlu gelişmeler sağlayan psikologlar iyi ki hayatımızda varlar. Bu ay ki kahramanım Sevgili Lora Benbiçaço’ya genç okurlarıma yararlı olacak bilgileri paylaştığı için çok teşekkür ediyorum.
Yeni yılda yeni bir kahramanımı sizlerle buluşturuncaya dek siz değerli okurlarıma sağlıklı, mutlu, başarılı ve bol kazançlı bir yeni yıl diliyorum. 2021’de görüşmek dileği ile!