Aslında yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan hikâyesi gibi… Emeksiz sevgi, sevgisiz emek vermek olmuyor, yapamıyor insan…
Eskiden mahalledeki kıza bakılmazmış kardeş statüsünde görüldüğü için, sevdiğinin elini tutmak, öpmek ne mümkün, ancak notlar yazılırmış pembe pembe utangaç yanaklarla… “Tek canı sağ olsun da yel essin kokusu gelsin” gözüyle bakılırmış sevdalara… Asilmiş sevgiler aşklar… Uzun ve meşakkatli bir yolculukmuş sevdiğine dokunmak ve kavuşmak… O dönemde yaşamayı arzu etmiyor mu bir çoğunuz?… Şimdi sosyal medya, iletişim çağı derken dejenerasyonun adını modernlik koyduk, aşkı sevgiyi harcamayı bırak, bu duygunun olduğuna inanmayı unuttuk… Oysa eski aşkları dinleyerek, filmlerde, dizilerde gözümüzün ucunda yaşlarla o aşkları izleyerek büyümedik mi biz…
Bu soğuk kış günlerinde, beyaz örtüye de teslim olmuşken biraz aşktan, sevgiden bahsedip ısıtalım mı içimizi?…
Araya yollar girer, yoğunluk girer… İş güç, şartlar koşullar bazen görüşmeye engel olur… Ama; Kalp kalbi çözdüyse, sonunda kavuşacağını biliyorsan, o kavuşamama ânı nasıl tatlıdır…
Görüşemezsin, ama telefonunuza ansızın gelen, sadece “Özledim” yazan bir mesaj, “Sesini duymak istedim” diye yapılan bir arama, yollanan bir fotoğraf, bir şarkı linki, askerlik gibi gün saydırır insana ve daha coşkuyla beklettirir sevene aşkını. Kavuşamamanın ve aşkın en güzel hali bu herhalde; Geleceğini bilerek beklemek birini…
Aşkın yaşı başı olmuyor, O; öyle bir heyecan ki 18’inde yaşanan heyecanla aynı coşku ile atıyor insanın kalbi aşık olunca, gözü kör emanet ediyorsun kendini kendinden başka birine, o anların değerini bilmek lazım… Sonra aşk yerini sevgi ve saygıya devretmeye hazır olduğunda başlıyor asıl mesele çünkü… Ondan sonrası ya ziyan ya düğün dernek…
Birini çok seviyor ve güveniyorsak yanımızda olmadığında da seveceğiz elbette…
Ama onunla olmaktan hoşlanmıyorsak artık, güven bittiyse, emek tek taraflı ise aşk sevgi yetmez kurtarmaya bitiyor, hatta ilişki değil bir süre sonra sevgi ve saygı bitiyor, tükeniyor…
İnsan ayrılıktan sonra ilk günler bir daha hiç sevemez, aşık olamaz gibi hissediyor kendini, ama yine yeniden atıyor kalp, zaman her şeyin ilacı oluyor ölüm dışında…
Ve ölüm var evet…
Unutturuyor hayat bunu bazen bize günlük koşturmacalarda… Yarının garantisi yokken neyin savaşını veriyoruz biz acaba… Herkes istediği gibi yaşasın hayatını, kalmak isteyen sizinle her koşulda kalıyor zaten… Hayat karşılıklı paylaşınca güzel, biri illa hayatınızda olsun diye kendi hayatınızdan çalmanın bir faydası yok, bir ay sonra biteceğine beş ay sonra bitiyor, olan yine sizin zamanınıza oluyor, tek başına aşk olmaz… Sevilmediğinizi hissediyorsanız uğraşmayın sevmez, kendinizi de, onu da serbest bırakın gitsin herkes layık olduğu yerde mutlu olsun…
Aşk bir kavga değil ki, partnerinizde sizin rakibiniz değil, takımsınız siz… Kazanmak için aynı düşünce ve duygularda, hayat görüşünde buluşabilmeniz ve birlik olmanız gerekmez mi?…
Yazılmış binlerce roman, şiir, şarkı sözü, senaryo aşkı anlatıyor, fakat tam ne olduğu herkese göre değişen bu binbir tarif duyguyu yaşamadanda kimse bilemiyor, yaşayan herkese göre de etkisi farklı oluyor, Her aşkınızın sizde ki etkisi de farklı… Belki de daha önce hiç böyle aşık olmadım diyeceğiniz aşkı harcıyorsunuz, değmeyen biri için… Ayaklarınızın yerden kesilmesini istemez misiniz? Ediz Hun, Filiz Akın filmlerinde ki gibi…
Ne heyecan, yaşamadan ölmek ne acı olurdu… Keyfini çıkarmak lazım hayatın eziyete döndürmek değil…
Hâlbuki sevgi kurtarmayacak mıydı dünyayı…
Eskiler ne güzeldi deyip duruyor herkes, yeni teknolojiye ayak uydurup, eski duyguları yaşamayı neden beceremiyoruz? Değişen dünya ve teknoloji bize insanlıktan çık, sevmeyi, aşkı, sadakati unut demiyor ki, sadece hayatını kolaylaştır diyor aslında… Gereken emeği verdiyseniz aşkınıza, sevginize sahip çıkmak için ve yinede olmuyorsa bir şeyler tek başınıza yol alıyorsanız mutsuz ölmenin bir anlamı yok ki…
Bu soğuk havalarda yapılacak en güzel şey ne biliyor musunuz? Hiçbir şeyi düşünmeden hemen bırakın telefonları elinizden sımsıcak sarılın sevdiğinize hem de sımsıkı, tadını çıkarın masumluğa teslim olmuş doğanın, bir süreliğine masum olsun hayatımızda ki her şey, belki sevgi ve aşk bulaşır bir yerlere iyileşir bir şeyler…
Ve bunu yaparken de açın benim gibi bir şarkı…
O zaman şarkı söylemek lazım
Avaz avaz
O zaman şarkı söylemeli Çığlık çığlığa
O zaman yüreğin yükü hafifler
Belki biraz
O zaman şarkı söylemek lazım
Avaz avaz
Haftaya başka bir yazıyla görüşmek üzere aşkla sevgiyle kalın.
Dünyayı sevmek kurtaracak…