Farklılıklar,
Farklı düşünceler,
Zıt kutuplar,
Ve ilişkinin başında ki o egoların savaştığı saçma didişmeler,
İlk günler sorun gibi değil, hoş kıskançlıklar ilişkinin tuzu biberi gibi geliyor insana…
Ayakları yerden kesiliyor, gözleri kör oluyor aşık olunca insan…
Ve acaba bu farklılıklar ilerde nasıl olur? Birbirimizi taşıyabilir miyiz?
Mutlu olur muyuz?
Beraber yol alıp yaşlanabilir miyiz?
diye soramıyor insan kendine, kenara çekilip uzaktan ilişkiye bakarak…
O aşk rüzgarına kapılıp gidiyor…
Ama aşkın en tutkulu hali yerini dinginliğe bırakınca aradaki farklılıklar aşılamayacak cinstense sağlıklı bir birlikteliğe evrilemiyor ilişki ve çatırdamalar başlıyor…
Ve kavgalar…
Ve anlaşmazlıklar…
Ve bitiş kaçınılmaz oluyor…
O noktada en az hasarı alırsa iki tarafta ne mutlu…
Zaten elveda demek acıtıcı ve zor yaşanmışlıklardan dolayı…
Kişinin asıl kimliği de orada, o ayrılık sürecinde belli oluyor aslında…
Kimse sizin gibi düşünmek, sizin gibi hissetmek, sizin gibi yaşamak zorunda değil hayatı…
Sizin gibi düşünmüyor diye karşınızdakini yargılamakta haddimiz değil…
O onun seçimleri, hayat sizin hayatınız…
Herkes kendi seçimleri ile yaşıyor…
Dünyada ki milyar çeşit insandan kendinize uygun olanı bulmak için yola çıkıyorsunuz…
Bulamıyorsanız?!
Yalnız kalmak, mutsuz ve kendiniz gibi hissetmediğiniz bir ilişkide olmaktan çok daha iyi değil mi?…
Ya da mutsuz olup devam etmeye zorlamak ne kadar doğru yalnız kalmamak için?…
Hayat sizin hayatınız kimle istiyorsanız, nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşayacaksınız, bir saniyenin tekrarı yok hayatımızda…
Önce ben demeyi de bilmeli insan…
Fakat karşınızdaki kişide sizin hayata baktığınız gibi yaşamak istemiyorsa onu da suçlayamazsınız çünkü oda onun hayatı, onun seçimleri…
O sizin gibi düşünmüyor diye hatalı değil ya da kötü bir kişide yapmaz bu onu…
Böyle düşünmek;
Bencillik olur…
Benim istediğim gibi yaşanacak her şey demekte narsistlik olur…
Tercihler ve seçimler kişiden kişiye değişir…
Herkes aynı pencereden bakamaz ki …
Bu sizi haklı, karşınızdakini haksız yapmaz…
Onu haklı, sizi haksızda yapmaz…
Sizi birbirinizden farklı yapar…
Farklılıklardan dolayı yapılan tartışmaların ve kavgaların bazılarında ise genel kurallar çerçevesinde haklı ve haksız taraf tabiki olur…
O noktada ise;
İlla ki birinin dediği olacaksa, pusula sevgidir… ona bakın, kalp doğru yolu gösterir…
Fakat sevgiye rağmen bazı şeyleri kabul edemiyorsanız, yol vereceksin karşınızdakine o zaman saygıyla…
İlişki bitikten sonra ise haklı haksız aramak çok saçma bitmiş tükenmiş her şey zaten, ilişki içindeyken kim ne yapabilir ona bakılmalı…
Çok yorucu değil mi böyle bir ilişki şekli…
Savaşta değilsiniz, rakipte değilsiniz…
Ve kimseye bir şey kanıtlamak zorunda da değilsiniz, İlişki iki kişiliktir, bittikten sonra bile…
Dört duvar arasını kimse sizin kadar bilemez sizden başka…
Aranızdaki sorunlar aşılacak türdense ve ortak paydada birbirinizi kaybetmemek için buluşabiliyorsanız ne güzel, AŞK her şeye rağmen kazandı demektir sonunda…
Ve sulh sağlandıysa özveri vardır, özveri güveni getirir, güven saygıyı dahada büyütür…
Ama buluşamıyorsanız yolunuza onsuz devam etmeyi kabul edeceksiniz demektir…
Hak veremiyorsan, yol vereceksin karşındakine huzurla…
Ben böyleyim deyip karşı tarafın isteklerine aldırış etmemekte şiddetin başka türlüsü olur çünkü…
Şiddete hayır, sevgiye kucak dolusu evet…
Ne demiş “Can Yücel”
‘Gitmek gerekir bazen,
fazla yormadan,
daha çok bıktırmadan..
Eğer vaktiyse,
ardına bile dönüp bakmadan.’
Size yakışan şekilde davranacağınız,
Aşk dolu bir hafta dilerim…