Kimini vuslata, kimini gurbete taşır…
Kimi sevdiğine, kimi sevdiğinden, kimi sevmediğinden, kimi
Yepyeni bir yaşama, kimi özgürlüğüne, kimi işine kimi insana dair tüm yükünden sıyrılıp geri dönmemecesine kimsesizliğe çıkar yola…
Geçmişin bağından kopar kimi yolculukta öyle mutludur ki ve de heyecanla sonra yanında hiç tanımadığı yol arkadaşının vedaya dolan gözlerine garipseyerek bakarken sorar ansızın? Yolculuk nereye… Umuda desin ister güzelliklere, yeniliklere kendi gibi bilir bekler lakin yanılır bir çift gözün hüznünde boşluğa dalarken kimbilir belki de çekinir ben de bilmiyorum demeye…
En çok da bilinmeze götüren yollardır ürküten, üzen ama bir o kadar da sürprize gebe…
Tam da kesmişken vuslattan umudu çalan telefonunun öbür ucunda sorarken heyecan içinde ‘’sana geliyorum.’’ cevabına olan özlemin en içten sesidir Yolculuk nereye?
İlk kez bindiği uçağın yükseklik korkusunda duyduğu tedirginliğe, yepyeni bir okulun ilk kaydında duyduğu heyecana, yıllardır görmediği adını bile hatırlamadığı yakınlarının kendisini beklediğine olan ümidiyle, hüznün sessizliğini bölen vapurun gürültüsüyle geçiştirdiği bir sorudur kimi zaman, sorunun kısa oluşunun aksine beklediği cevabın derinliği ile…
Yolculuk nereye…
Yol arkadaşımızın nereye gittiğini kim olduğundan, ne iş yaptığından daha çok merak ederiz sanki birlikte devam edecekmişiz gibi hiç tanımadığımız birine…
Merakın niye? Haddine mi? Demeyi aklından bile geçirmez de muhatap, cevaben başlar uzun uzun anlatmaya… Hayatını anlatmak için kolladığı fırsat, beklediği soru buymuşçasına yol boyu anlatır da anlatır, nereden geldiğini nereye gittiğini… Yol alırlar birlikte gönülden ömürden…
Yolculuk nereye demekten çok ötedir beklediği bir cevaptan ziyade, o kadar çok şey bekler, ister ki insan…
Yolculuk nereye diye başlayan iki kelimelik bir anahtarın içinde ‘ Tanışalım, başlayalım, konuşalım, barışalım, anlaşalım, kaynaşalım…’lara uzanana pek çok isteğin ilk adımı Merhabası gizlidir…
Nazım Hikmet’in serzenişindeki yalnızlığa çare arayışıdır Yolculuk Nereye?
Açıyoruz kapıları,
kapıyoruz kapıları,
geçiyoruz kapılardan
ve biricik yolculu
Ahmet Telli’nin yolculuğunu katlanılır kılmaktır, Yolculuk nereye?
Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara
Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler
Biraz da serüvendi yaşamak
Belki yatkındı büyük yolculuklara
Çoğalma arzusunun en kısa, en içten en yalın ifadesidir Yolculuk nereye?