Mürekkebi bitinceye kadar elindeki kalemin, son sayfasına geldiğin halde bitiremediğin cümlenin… Sessizliğin sesinde içinden cilt cilt kitaplar dizerken ruhunda gizli rafa. Söylemeye çekindiğinde muhataba sözü, içine sığdıramadığında hüznü, sevinci, heyecanı, anlayamadığında olan biten her ne varsa gözünün önünde, anlatamadığında, gevelemeye başladığında sözü, gizlemeye devam ettikçe niyetini…
Sen de yazar mısın ilk günlüğünü, ilk şiirini, ilk kompozisyonunu… İlklerin heyecanıyla sığamadığın anılarını herkesten gizlediğin kitaplarının arasındaki notlara… Sen de yazar mısın, ilk sınavdaki en yüksek nota niyet en düşük puana götüren sınavdaki kâğıdın sayfalarına…
İncesi, kalını fark etmez ucu gibi kırıldıkça kalbin; kaderin yazgısı, alnın yazısı çıktıkça hayat yolunda karşına, yenilmeden bir sonraki ucu takar devam eder misin yazmaya…
Sen de yazar mısın üzdüğünde, gönülden gönüle varır, niyetin gönül alır, özür beyanını…
Sen de yazar mısın mutlulukla çıktığın gönül yolculuğunda ilk merhabayı, yolun sonuna geldiğinde yoldan çekilmeye niyetlendiğinde ilk elvedayı,
Sen de yazar mısın anıların geldikçe aklına en çok özlediğin dostuna ,en son buradaydık dediğin yerde bir anda .. Oysa hiç kazınmayacak olsa da belleğinden yine de yazar mısın tarihi ve yeri, neşeyle dolduğun gün çekildiğin toplu fotoğrafın arkasına…
Sen de yazar mısın markete girerken ne alacağını bildiğin halde tek tek sıraya koymadan eksiklerini ve illa ki bir kaçını unutmuş olsan da en önemli ihtiyacı, yazmaktan aldığın keyifle kendine notlarına…
Sen de yazar mısın, plajda kumlara silineceğini bilsen de hep en çok sevdiğin ya da bir vesileyle taşıdığın hiç hazzetmesen de tüm harflerini kendi adının…
Sen de yazar mısın aldığın her kitabın ön sözünden önce kendine ya da önemsediğin bir büyüğe ait sevdiğin bir sözü illa da yanına aldığın gün ve mekânı…
Sen de yazar mısın her ajandaya yanında taşımayacak, kaybolmayacağını bilsen de en güzel yazınla anlatan tüm kişisel hal bilgilerini…
Sen de yazar mısın içeriğine, donanımına sahip olmasan da belgelerini duvarında, dolabında taşıdığın tüm eğitimleri, sertifikaları erinmeden, uzun uzun, hiç eksik bırakmadan gururla öz geçmişine…
Sen de yazar mısın konuşmadan oturmak zorundayken bir masada, önünde bulduğun peçeteye, kâğıda anlamsızca bastırırcasına hırsından anlamsız karalamaları.
Okumadan, dolmadan, okuduklarını yoğurmadan, olmadan; ben de yazarım, yazıyorum sandığın an.
Sen de yazar mısın derler insana…