Evlilik; ülkemizde farklı cinslerin, genetik, karakter, değer, yetiştirilme, sosyo ve ekonomik olarak ayrı ayrı yaşamdan geldiği ve birlikte devam etmek üzere yepyeni bir yolculuğa çıkan iki tarafın eş olma, mutlu olma hayaliyle kurduğu yuva özelinde, dayanağını Medeni Kanundan alan şekle bağlı bir tam iki tarafa borç yükleyen hukuki sözleşmedir.
-Eşlerden birinin ya da ikisinin evlilik birliğinde kendisinden beklenen- ki boşanmaların çoğunda temelde yatan sebep budur-özen ve fedakârlığı gerçekleştirmediğine karşı tarafta oluşan olumsuz inançla taraflar boşanmaya karar verirler. Evlenen çiftler biz bilincini karşı taraf üzerinde hâkimiyet kurmak, onun da bir birey ve bağımsız bir kişi olduğunu unutmak ve karşısındaki kişiyi değiştirmek istek ve hayali ile devam edebilir bir evlilikte boşanma noktasına gelebilmektedirler.
-Boşanma davalarında tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları tarafların, avukat olan vekillerinin davanın görüldüğü mahkemenin ve varsa müşterek çocukların boşanma sürecinden en az olumsuz etkilendiği davalardır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.
-Anlaşmalı boşanmak için tarafların boşanma konusunda anlaşmış olmaları tek başına yeterli değildir. Varsa müşterek reşit olmayan çocukların velayeti, ziynet eşyaları, mal ortaklığına tabi mallar konusunda, nafaka ve tazminat hususlarında da anlaşmış olduklarına dair protokolün dava dilekçesine ek olarak ya da açılmış davada anlaşma durumunda ise anlaştıkları zaman dava dosyasına sunulması gerekmektedir. Boşanma davası hakkında verilen karar kesinleşinceye kadar eşlerden her biri boşanmaktan vazgeçebilir açtığı davadan feragat edebilir.
-Boşanma davalarında özel boşanma sebepleri Medeni Kanunumuzda tek tek belirtilmiş olup kanunda yer almayan yaygın söylemle şiddetli geçimsizlik olarak yerleşen genel bir boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebi mevcuttur.
-Zina ve Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış boşanma sebeplerinde; Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle bu süreler içerisine dava açılmamış ise boşanma davası açma değil bu sebeplere dayalı olarak boşanma davası ama hakkı düşmektedir.
Kanun ‘’Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’derken yeni bir zina olayının ya da hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış gerçekleşmesi durumunda bu hakkın yeniden doğduğunu, altı aylık ve beş yıllık hak düşürücü sürenin yeniden başladığını da bilmemiz gerekmektedir.
-Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme boşanma sebebinde de eşlerden birinin bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Burada geçen suç işleme boşanma sebebi bir eşin diğerine karşı bir suç işlemesi anlamında dar bir sebep değil ceza yaptırımı içeren herhangi bir suçu, işlemesi durumunda gerçekleşmektedir.
-Terk; Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek
maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
-Terk sebebine dayalı boşanma davası hakkında bilmemiz gereken önemli bir ayrıntı eve dön diyen eşin birlikte yaşamaya uygun bir konutta evlilik birliğini sürdürme iradesinde hazır olmasıdır.
-Akıl hastalığı boşanma sebebinde eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
-Evlilik birliğinin sarsılması, genel bir boşanma sebebi olup yukarıda tek tek saydığımız özel boşanma sebeplerinin kesin olarak ispatının zor olduğu hallerde ve daha kanunda tek tek sayılmamış sebeplerin varlığı halinde evliliğin devamında fayda bulunmayan hallerde; Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan davada, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır.
-Boşanma davasından sonra boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
-Genel hatlarıyla boşanma davaları neticesinde verilen karar kişilerin evlilik sonrasına dair olan hayatlarının belirleyici yol haritası olduğu için tarafların birbirlerine duygusal ya da ekonomik olarak zarar vermelerinin önüne geçmek ve daha az yıpranmalarını sağlamak adına mutlaka Avukatla takip edilmesinde yarar olan davalardır. Maddi olarak avukat tutmaya gücü bulunmayan tarafa Bağlı oldukları il ve ilçe BAROLARINDA YER ALAN ADLİ YARDIM BÜROLARI koşulları gerçekleştiğinde avukat görevlendirmesi yapmaktadır.
Bir sonraki yazımızda boşanmanın velayete, nafakaya, tazminata, mal paylaşımına ilişkin sonuçları hakkında gerekli açıklamaları yapmak üzere sağlıkla, umutla, sevgiyle