Toksik Pozitiflik Kanser Hastalarını Etkiliyor
Kanser hastalarının sıklıkla yaşadığı pozitif olma baskısı yaşadıkları zorlu sürecin yanı sıra onları sürekli bir iyimserlik arayışında olma durumu ile karşı karşıya bırakıyor. Psikolog Dr. Fatma Kayım, kanser tedavisinde psikolojik iyilik halinin önemli olduğunu ancak sürekli mutlu ve neşeli olmanın ya da olumsuz deneyimleri umursamamanın doğru olmadığının altını çizerek toksik pozitiflik konusunda uyarıyor.
Toksik pozitiflik çevresel etkenler ve kişinin yetiştiği ortamla ilişkili bir durum. Özellikle kişinin büyüdüğü ortamda olumsuz duygular hakkında hiç konuşulmaması veya olumsuz olaylar sonrasında hiçbir şey olmamış gibi devam edilmesi kişinin duygu ifadelerinden kaçmayı öğrenmesine neden oluyor. Bunun sonucunda olumsuz duyguların dile getirilmemesi ve zorlayıcı deneyimlerin görmezden gelinmesi, toksik pozitifliği besleyen durumlar olarak karşımıza çıkıyor. Psikolog Dr. Fatma Kayım, toplumda yaygın olan “iyi düşün iyi olsun”, “her şerde bir hayır vardır”, “beterin beteri var” gibi geleneksel söylemlerin her ne kadar iyi niyetli olsa da kişinin kaygı verici düşüncelerini görmezden gelmesine neden olacağını belirtiyor. Aynı zamanda sosyal medyanın da sürekli neşe ve mutluluk gösterme baskısının toksik pozitifliği etkilediğini söylüyor.
“Gerçek Dışı Bir İyimserlik Söz Konusu”
Toksik pozitifliğin özellikle kanser hastalarını ve yakınlarını olumsuz etkilediğini belirten Psk. Dr. Fatma Kayım, “Her ne kadar olumlu bir bakış açısına sahip olmak yaşadığımız zorluklar karşısındaki dayanıklılığımıza katkıda bulunsa da toksik pozitiflikte gerçek dışı bir iyimserlik söz konusudur. Olumsuz duyguları bastırma çabaları kişinin kendisine zarar vermesine yol açabilir” diyor. Kanser tedavisinde toksik pozitiflik ile özellikle yeni tanı almış hastalarda karşılaştıklarını belirten Psk. Dr. Fatma Kayım şöyle devam ediyor: “Hasta ve hasta yakınlarından “bu bizim için bir sınav”, “her şeyin bir nedeni var”, “tedavi bittiğinde hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz” gibi söylemleri çok sık duyuyoruz. Bu söylemlerin çok yoğun bir şekilde ifade edilmesi ve kişinin tutunduğu tek gerçeklik şeklini alması durumunda toksik pozitiflikten bahsedebiliriz. Bu kişiler genellikle tedavinin yan etkilerini görmezden ya da duymazdan gelmeye çalışıyorlar. Özellikle yaşadıkları fiziksel belirtileri minimalize etme çabası doktorlara bilgi verirken de yanıltıcı olabiliyor. Bu durum dış görünüşündeki değişimleri görmemek adına aynaya bakmamaya ya da yakın çevresinde yer alan kişiler ile görüşmek istememeye, herhangi bir sorun yokmuşçasına neşeli davranışlar sergilemeye kadar varabiliyor.”
“Duygularınızı İfade Edin”
Hayat akışı içerisinde birçok duygunun ve deneyimin insani olduğunu unutmamak gerektiğini belirten Psk. Dr. Fatma Kayım, ne kadar zorlayıcı olursa olsun duygulardan kaçılmaması gerektiğinin önemli olduğunu belirtiyor. Duyguları yalnızca ifade etmenin bile kendi başına rahatlatıcı bir etkisi olduğunu vurguluyor.