Türkiye’nin Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Araştırması yayınlandı. Türkiye Gençliği %83 oranla ülkemizde cinsiyet eşitliği olmadığını düşünüyor.
Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algısı Araştırması, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yol açan her türlü etken ve önyargıyla, erkeklerin aktif katılımı ile mücadele amacıyla kurulan YANINDAYIZ Derneği adına Evrim Kuran Danışmanlık tarafından yürütüldü. Araştırma ile Türkiye gençliğinin toplumsal cinsiyete bakışının analiz edilmesi ve bu alana yönelik gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutulması amaçlandı.
Gençlerin; cinsiyet eşitliğine yaklaşımı, kadına yönelik şiddet algısı, Türkiye’deki kurumların toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeye yönelik çalışmalarına dair bakışı, şiddeti algısı, gençlerin şiddete maruz kalıp kalmadığı ile ilgili bulguların yer aldığı araştırma, Türkiye’nin 81 ilinden ve 28 ülkeden 18-35 yaş aralığındaki gençlerin katılımıyla gerçekleşti. 16 Şubat- 4 Nisan 2022 tarihleri arasında web tabanlı anket aracılığıyla yapılan ve toplamda 12.925 kişinin katıldığı araştırma, Türkiye’de bu alanda yapılan en kapsamlı ve en geniş katılımlı araştırma olması açısından da büyük önem taşıyor.
Gençlerin % 82’si Cinsiyetinden Dolayı Şiddete Uğruyor
Çarpıcı sonuçların ortaya çıktığı araştırma verilerine göre Türkiye gençliği %83 oranla ülkemizde cinsiyet eşitliği olmadığını düşünürken, gençlerin %70’i de yaşamları boyunca en az bir kez cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğradığını söylüyor. Gençlerin %82’si şiddete uğradığını belirtirken şiddet çeşitlerinde psikolojik şiddet ise en yaygın şiddet türü olarak karşımıza çıkıyor. Gençlerimizin %88’i psikolojik şiddet, %48’i dijital şiddet, %43’ü ekonomik şiddet, %31’i fiziksel şiddet, %22’si cinsel şiddet mağduru.
Araştırmayı yürüten Evrim Kuran, “Gençlerle yaptığımız araştırmada beklediğimizin üstünde bir katılımla karşılaştık. Yakın çevreleriyle bile paylaşmadıkları konuları bizlere anlatmalarının arkasında bu konuda artık özgürce konuşmak isteği yattığını gözlemledik. Araştırma bize çok önemli bulgular verdi. Özellikle bir kadının sadece kadın olmasından dolayı uğradığı ayrımcılık ve şiddetin bazı alanlarda değil hem her alanda yaşandığını net olarak gördük. Bunun yanı sıra şiddet okuryazarlığının bir an önce devreye alınarak nelerin şiddet olduğunu ve şiddet gördüğünde neler yapması gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Bu araştırma bize eşitlik konusunun bir rapordan ibaret olmadığını, bunun sadece ilgili sivil toplum kuruluşlarının işi olmadığını anlatıyor. Cinsiyet eşitsizliğinin bireyden kuruma, STK’lardan kamuya, eğitimcilerden kural koyuculara kadar toplumun her katmanının, herkesin ortak sorunu olduğunu artık anlamamız gerekiyor” dedi.
YANINDAYIZ Derneği Kurucu Başkanı Nur Ger ise araştırma hakkında şunları söyledi; “Yanındayız Derneği’nin hedef kitlesi olan gençlerimizin toplumsal cinsiyet eşitliği algısını ölçmek istedik. Onları anlamak ve ihtiyaçları doğrultusunda projeleri hayata geçirmek temel amacımızdı. Danışma Kurulu üyemiz Evrim Kuran ile iş birliği yaparak “Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Araştırması” çalışmasını gerçekleştirdik. Bu özel çalışma ile toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaygın bir şekilde içselleştirilmesinin önündeki engelleri kaldırarak, toplumdaki tutum ve davranış biçimlerinin değişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Özellikle şiddet farkındalığının oluşturulmasına yönelik yaptığımız projelerle ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bu araştırma ile de görmüş olduk. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi maalesef bu yıl da, kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorun “şiddet” oldu.
Türkiye, söz konusu toplumsal cinsiyet eşitliği olduğunda, kaplumbağa hızında yol alan bir ülke. Bu hızın artması için özel sektör, kamu ve sivil toplum örgütlerinin el ele vermesi, birlikte çalışarak daha çok ortak proje gerçekleştirmesi ve ataerkil zihniyet dönüşümünün sağlanmasına katkı sunulması şart. Türkiye’de faaliyet gösteren STK’larda toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze alan etkinlik ve projelerin sayısının giderek artması, memnuniyet verici ancak yeterli değil.”
Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Araştırması Özet
Araştırma Hakkında
- YANINDAYIZ Derneği ile birlikte yürütülen Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Araştırması, 18-35 yaş aralığındaki gençlerin toplumsal cinsiyete bakışını ölçümlemeye yöneliktir.
- Araştırma, 16 Şubat – 4 Nisan 2022 arasında gerçekleşti.
- 12.925 kişi araştırmaya katıldı.
- Araştırma, gençlerin; cinsiyet eşitliğine yaklaşımı, flört şiddeti algısı, kadına yönelik şiddet algısı, Türkiye’deki kurumların toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeye yönelik çalışmalarına yönelik bakışı, gençlerin şiddete maruz kalıp kalmadığı ile ilgili bilgileri barındırmaktadır.
- ‘Askıda Ne Var’ aracılığıyla anketi dolduran 3 üniversite öğrencisi 1.000 TL’lik nakit burs kazandı.
Veriler
- Kadınlar ve erkekler her alanda eşit değil.
“Bu ülkede bir kadın olarak yer edinmenin çok zor olduğunu düşünüyorum.”
Gençlerin %87’si kadın ve erkeğin her alanda eşit olmadığını düşünüyor.
- Türkiye’de gençlerin büyük bir çoğunluğu toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmadığını düşünüyor.
“Türkiye’de kadın erkek eşitliği olmadığı bir gerçek, fakat coğrafya kader değildir, düşüncelerimiz dürtülerimiz, öğrendiklerimiz kaderimizi belirler. Düşüncelerimizi eğitim yüceltir.
Gençler %83 oranla Türkiye’de cinsiyet eşitliği olmadığını düşünüyor. Bu oran, erkeklerde %72, kadınlarda %87 diğer toplumsal cinsiyetlerde ise %84.
- Gençler, cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğruyor.
“Ülkemizde ne yazık ki kadınlar da bu eşitsizliği normal görüyor”
Gençlerin %70’i yaşamları boyunca en az bir kez cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğruyor.
Genç kadınların %82’si, erkeklerin %40’ı cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa uğruyor.
- Gençler, cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğradığında yeterli tepkiyi gösteremiyor.
“Cinsiyet ayrımcılığına babam tarafından uğradım, maddi imkansızlığımdan tepki gösteremedim”
Gençlerin %54’ü cinsiyetinden dolayı ayrımcılıkla karşılaştığında yeterli tepkiyi gösterebiliyor.
- Gençlerin %82’si şiddete uğruyor.
“Bu ülkede kadın-erkek eşitliğinin sadece lafta olduğunu düşünüyorum. Her gün bir cinayet ve şiddet haberi görüyoruz. Bu gittikçe artıyor. Kadınlar bu ülkede nefes almaya korkar oldu”
Kadınlar %87 oranında şiddete uğruyor; erkeklerde %70 olan bu oran diğer toplumsal cinsiyetlerde %82.
- Psikolojik şiddet en yaygın şiddet türü.
“23 yıllık yaşantımın her saniyesinde kadın olarak psikolojik, cinsel, ekonomik şiddete maruz kaldım. Bu şiddeti uygulayanlar yabancı insanlar değil abilerim, komşularım, arkadaşlarım gibi yakın çevremden insanlardı. Bunu değiştirmek için her zaman çabaladım ve çabalamaya da devam edeceğim”
Gençlerin %88’i psikolojik şiddet, %48’i dijital şiddet, %43’ü ekonomik şiddet, %31’i
fiziksel şiddet, %22’si cinsel şiddet mağduru.
- Gençlerin %36’sı flört şiddetine maruz kalıyor.
“Flört şiddeti konusunda farkındalığın düşük olması ve şiddetin nedeninin sevgi olarak nitelendirilmesi, flört şiddetinin sürekliliğine katkı sağlıyor.”
Genç kadınların %40’ı, erkeklerin %25’i flört şiddetine uğrarken bu oran diğer toplumsal cinsiyetlerde %47’ye kadar yükseliyor.
- Cinsel ilişkiye zorlanmanın şiddet olduğu bilinci yüksek.
“Partnerimin bana psikolojik şiddet uygulayarak cinsel isteklerini kabul ettirmesini şiddet olarak görüyorum.”
Gençlerin %91’i, partnerlerinin kendilerini cinsel ilişkiye zorlamalarını şiddet olarak görüyor. Kadınların %98’i, erkeklerin ise %73’ü, diğer toplumsal cinsiyetlerin %89’u, bu ifadeye katılıyor.
- Dijital şiddete dikkat
“Partnerimin istemediğim herhangi bir şeyi bana dayatmasını, şifremi paylaşmak istemediğim halde zorlamasını veya kısıtlama noktasında kıskançlığını şiddet olarak görürüm.”
Gençlerin %61’i partnerlerinin sosyal medya hesaplarının şifrelerini istemesini şiddet olarak görüyor. Kadınların %68’i, erkeklerin %46’sı bunu bir şiddet türü olarak algılıyor.
- Gençler nasıl giyinecekleri konusunda kısıtlanmak istemiyor.
“Partnerimin giyimime karışmasını ve nereye gidip gidemeyeceğimi söylemesini de baskı yani şiddet olarak görüyorum.”
Gençlerin %77’si partnerlerinin kendilerini giyiminden dolayı kısıtlamasını şiddet olarak görüyor. Genç kadınların %85’i, diğer toplumsal cinsiyetlerin %81’i ve erkeklerin %56’sı giyiminden dolayı kısıtlanmayı bir şiddet türü olarak algılıyor.
- Partnerlerin kıskançlığı şiddet türü olarak görülmüyor.
“Kıskançlık şiddet değildir kısıtlamalar başlarsa o zaman psikolojik şiddet başlar; bu psikolojik şiddet gittikçe artarak devam edebilir”
Gençlerin sadece %27’si kıskanılmayı şiddet olarak görüyor.
- Gençlerin yalnızca %6’sı kadınların tam anlamıyla eşitliğe ulaşmasında erkeklerin desteğini yeterli buluyor.
“Hedef kitle herkes olmalı”
Erkeklerin %10’u, kadınların sadece %4’ü bu desteği yeterli buluyor.
- Gençlerin %80’ine göre Türkiye’de cam tavan var.
“Türkiye’de özellikle staj dönemi veya iş başvuru sürecimde cinsiyetimden dolayı kabul edilmediğim çok şirket var ve uzun bir süre de bu böyle devam eder gibi görünüyor.”
Genç kadınların %86’sı, genç erkeklerin %64’ü Türkiye’de cam tavan uygulamalarının olduğunu düşünüyor.
- Türkiye’de kurumların toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeye yönelik çalışmaları yetersiz bulunuyor.
“Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için toplumsal hareket gerektiğini düşünüyorum. Medya, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının yardımı olmadan başarıya ulaşamayız ama çalışmaları yeterli değil.”
Gençler, %25 oranıyla en fazla sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yeterli buluyor. Gençlerin yalnızca %4’ü siyasi partilerin bu alandaki çalışmalarını yeterli bulunuyor. Türkiye’den göç eden gençler, Türkiye’de yaşayan gençlere göre kurumların çalışmalarını daha yetersiz buluyor.