Kurumsal şirketler; teknolojik dönüşümler ve artan rekabet ortamıyla sürekli bir değişimin içinde faaliyet göstermekte. VUCA dünyası olarak da nitelendirdiğimiz hızla değişen bu dünyaya uyum sağlamanın tek yolu da hızlı, atik ve çevik olmaktan geçmekte. Bu değişen koşullarda var olma savaşı veren şirketler, değişen koşullara ayak uydurabilmek için sürekli yenilikçi çalışmalara ve planlı faaliyetlere imza atmak zorunda. Gündemi yakından takip eden EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği bu amaçla; çeviklik konusunda uzun süredir farklı sektörlere danışmanlık veren Gözde Kumbasar ve Enis Özer’in katılımıyla Dernek Merkezinde “Başarıya Giden Yolda Yeni bir Yaklaşım: Çeviklik” başlıklı seminer düzenledi.
Belirsizliğin hâkim olduğu, değişimin ivmesinin gittikçe arttığı bir ortamda şirketleri birkaç adım ileriye taşımak, iş yerinde oluşturulan çeviklik kültürü ile mümkün olabilmekte. Organizasyonel iş süreçlerini yönetmenin yeni bir yolu olarak da kabul edilen çeviklik kavramı, yazılım ekiplerinin geliştirdiği uzun süredir devam eden işbirlikçi uygulamalardan sonra, dünya çapında kurumsalda popülerlik kazanan yeni iş yapış şekilleri arasında önemli bir yer edinmekte. Şirket performanslarını arttırmada birinci derecede etkili olan çeviklik kültürü için EGİAD Dernek Merkezi’nde biraraya gelen genç iş dünyası, dijitalleşmeyle birlikte devreye giren bu yeni yaklaşımı ayrıntılı şekilde ele aldı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Başkan Vekili Başak Çayır Canatan, bu kavramın, değişen ihtiyaçlara ve sorunlara uygun yaratıcı çözümler getirmek için her geçen gün önemini arttırdığına dikkat çekerek, “Çeviklik zihniyetini tüm ekibe kazandırma gerekliliğinde liderlere önemli görevler düşüyor. Organizasyonu inovatif iş modellerine göre ileriye taşıması gereken liderler, durağanlıktan dinamikliğe geçişi bir iş kültürü olarak önce kendileri benimsemek, hemen sonrasında ise ekiplerine benimsetmek için yeni kültürü özümsemeye çalışıyor. Ancak, yeni duruma uyum sağlarken ekibin artık daha çok yetkilendirilmiş ve sorumluluk alabilen bir yapıya bürünmesi gerekiyor” dedi.
Geleneksel iş modelleri ve süreçlerinin artık yetersiz kaldığını dile getiren Canatan, çeviklik ve hızlı tepki verme becerisinin işletmeler için vazgeçilmez hale geldiğini vurgulayarak, “İşte bu yüzden özellikle pandemi sonrası yapılan “yeni normal” tariflerinde, çeviklik en çok duyduğumuz kavramlardan biri oldu. Çeviklik, sadece iş süreçlerinde değil, aynı zamanda şirket kültüründe de köklü değişiklikler gerektirir. Esnek, yenilikçi ve iş birliği odaklı bir kültür, çalışanların potansiyelini ortaya çıkarmalarına ve hızla değişen koşullara uyum sağlamalarına yardımcı olur. Bu da şirketlerin rekabet gücü açısından oldukça önemlidir. Geleneksel iş yöntemlerinin yerini alan çeviklik, şirketlerin esnekliklerini, yenilikçiliklerini ve verimliliklerini arttırarak ön plana çıkarır. Bu nedenle, çeviklik kavramı, iş dünyasının önde gelen temel unsurlarından biri haline gelmiştir” dedi.
Bu konuda uzun süredir farklı sektörlere danışmanlık veren Gözde Kumbasar ve Enis Özer’i konuk eden STK, çeviklik konusundaki bilgi birikimlerini ve pratik deneyimlerini, işletmelerin bu yolda karşılaşabilecekleri zorlukları ve fırsatları dinledi. Şirketlerde çeviklik kültürünün kurulması ve sürdürülmesi konusundaki stratejik yaklaşımlar ve değerli ipuçları paylaşıldı. Dünyada 12 saatte bir bilginin iki katına çıktığını belirten Gözde Kumbasar ve Enis Özer, değişim her zamankinden daha agresif ve çok çok daha hızlı gerçekleşmekte dedi.