-“Ben aramıyorsam sen ara!”.
-“Ben gelemiyorsam sen gel!”.
-“Ben sevemiyorsam sen sev”demeye geliyor bu iş.
Bu tarz konuşmalar genelde maksadını aşmış ve bahaneler üreten akraba söylemleri. Bakarsanız bu tür akrabalar her yere gider bir tek size gelmez. Sizi bir kere olsun aramamıştır bir ihtiyacınız var mı diye sormamıştır. Hep odaklanması gereken kişi kendisiymiş gibi bir algı yaratır. İhtiyaç halinde sizi kullanılır, ihtiyaç haricinde sizi tanımaz. Çoğu da çıkarları uğruna evini açar, gönlünü açmaz. Ya da gönlünü açtığını sanırsın yanılırsın .
Yanılacağını bilen insan bu davranış biçimlerini pek önemsemez çünkü kimden ne geleceğini iyi bilir. Bazılarının da doğru bildiği yanlışları vardır. Konuşulanı anlamak için kafa yormaz mesela. Çünkü bunu yapabilecek yetenek ve zahmet yoktur. Onun için ne anladığı önemlidir. Çoğu iletişim problemleri de bundan kaynaklanır. Bu yüzden anlayan birini bulmak zordur.
Sonra bununla da kalmaz sorunlarını konuşarak çözmek yerine seni sosyal platformlardan engeller arayamazsın, msj atamazsın vs vs… Bir adım atmak istersin ” büyüklük bende kalsın” dersin. O da mümkün değil. :))) komik bir vaziyet …
Sonuçlarına katlanamayacağı işler açar başına ama darılan bir daha barışmak istemez. Çünkü anlamaya çalışmak yerine, çözüm üretmek yerine terketmeyi tercih eden birine saygı duyulmayacağını bilir. Bu da beraberinde güven problemini getirir.
-Eee! insan da güvenmeyecek birine kapalı kalır. Başkalarının yanlışlarını, eksiklerini karşısındaki kişi tolere etmek zorunda değil ki. Hayatı zorlaştıran bir insanı, insan neden tolere etmek istesin. Seçilmiş davranışları ve ağzından çıkan her kelimenin sahibini tolere etmek onun yanlışını düzeltmez aksine yanlışına yanlışlık kazandırır. Bu yüzden gerçek kendisini ortaya çıkaran insanlara teşekkür edin. Emeklerinizi hiçe sayan insanlara kızmayın. Emin olun size çok şey öğretmiştir. Size, “seni seviyorum” diyene inanmayın, bunu gösteren insana inanın. Bunu gösteren insan gerçek sevendir. Bizim doğruyla bi âlâkamız olmamalı. Doğru; sana,bana, ona göre değişir. Değişmeyen tek şey gerçek olandır . Herşeyiyle gerçek olanı sevin. Ne demiştik bir önceki yazımızda; Gerçek ıspatlanması mümkün olandır …
Not: Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek ‘sevgisi ‘ne inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz ‘etken ilgi’dir.” demiştir Erich Fromm.