Bir öğretmen, bir avukat, bir işçi, bir anne ya da baba bir mühendis, bir doktor…
Ne çok sıfat var dimi? Ama hepsi bir payda da toplanıyor insan olmakta…
Olabiliyor muyuz ?
Olduruyorlar mı?
Yoksa dolduruyorlar mı içimizi, hafizamızı?
Nerde ne şekilde gelişiyoruz?
Mesela viran bir şehirde bir şair yükseliyor
ya da
altın varaklı bir evde ruhsuz insanlar yetişiyor. Mesela kırsalda bir çocuk doktor oldum diyor,
ya da şehrin parlak ışıkları altında bir genç gençliğine ağlıyor.
Neden peki?
Çünkü olduğumuz kişi ile olmak istediğimiz kişi arasında sıkışıp kalmışız.
Dayatılmış öğretilerin kurbanı olmuşuz. Koca bir yanlışı devam ettirmeyi kabul etmişiz.
Doğruyu yanlış , yanlışı doğru bilmişiz.
Seçenek sunulmamış, özgür bırakılmamış, kısıtlanmış, bastırılmış, susturulmuş neslin evlatları…
Hayat bazen mecburiyetimiz çoğu zaman da seçimlerimizdir…
Sorgulayan, merak eden, risk alan, şüphe eden misin? Yoksa itaat eden misin?