Amaçlar sürekli akan bir nehir gibi bir hareket bir enerji ister.
Olmasını istediğin, arzuladığın şeylerin önünü kesen tek şey durağanlıktır.
Harekete geçmek için bir dürtüye ihtiyacın varsa
o da senin parmaklarının ucunda …
Çok az düşünmeyle herşeyin senin elinde olabileceğini kabul etmek zor değil aslında unutmaki bu hayatta herkes kendi tercihlerini yaşar.
Koşullar ne olursa olsun herşeyi göze alabileceğin o Cesaret zırhını giyinmen, hayatın göğüs kafesinin genişliği kadar olmadığını farketmene yetecektir.
İstemeyi istemek yapabileceğine dair kendini inandırmak, korkularını terketmeden ama korkularına da yenilmeden o ince çizgide durmayı başarabilmek seni olmayı istediğin yere taşıyacaktır.
Peki bu kadar şeyi nasıl yapacaksın?
Kendini bilerek
Kendini tanıyarak
Kendini hissederek
Kendini görerek
Tam da bu noktada potansiyelini keşfedip o yönde amaçlar edinmek gerekir . Aksi halde bu, hedefi görmeden namlunun ucunda bekleyen umutlarının ıskalanmasını izlemeye benzer.
Büyük bir hayal kırıklığı öyle değil mi?
Harcadığın enerjiye beslediğin umutlara üzülürsün. Ve bu sonuçları yaşayacağını bile bile yaparsın bunu kendine.
Mutsuzlukta bundan gelir. Kendi benini tanımadan kendi özünü, kendi toplamını bilmeden yapamayacağımız eylemlerin pesinden koşmaktan gelir mutsuzluk.
Halbuki potansiyelini belirlemek, amaca yönelmek ve o amaç hizasında tüm enerjini ortaya çıkarmak mutlak başarının olmazsa olmazıdır.
Ve başarı beraberinde mutluluğu da getirir.